Gözüme çarpan güneş ışınları ile bu lanet
sabaha gözlerimi açmış bulunmaktayım.Her ne kadar diğerleri gibi anne gazabına uğramadan uyansamda okula gitme düşüncesi gene bok gibi bir sabaha uyandığımda dair düşüncelerimi onaylıyor.Daha fazla oyalanmamak için hemen yataktan kalktım.-odamdaki- banyoya girip elimi, yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.Sabah uyandığımda öyle tipim kaymış olmazdı yanaklarım al al olur, gözlerimin rengi daha çok açılırdı.Tek olarak saçlarım biraz dolaşırdı.Dolaptan tarağı alıp saçlarım için özel yağımı sürüp yavaş yavaş taramaya başladım.En sonunda banyoda ki işlerimi halledince odama geri geçtim.Okul formamı giyip ayaklarıma supralarımı geçirdim.Fazla belli olmayacak bir şekilde göz kalemi çektim gözlerime, kavunlu parlatıcı ve işte benim makyaj anlayışım.Bazen bu bile fala geliyor bana.Son olarak saate baktığımda daha dersin başlamasına 30 dk olduğunu gördüm.Akşam hazırlamış oldum çantamı sırtıma takıp odamdan çıktım.Merdivenlerden yavaşça inerken anne ve babamın gülüşme sesleri geliyordu.Onlar hep böyle idi.Tartışmalar tabi ki olurdu aralarında, ama bana yansıtmazlar fazla.Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip kahvaltı masasına doğru gönderdim.Annem beni son anda fark edip yüzünden hiç eksik olmayan sıcak gülümsemesini gönderdi annem.
"Günaydın kuzum. Gel hadi bir şeyler atıştır."dedi.Ama benim hiç iştahım yok ki."Annem biliyorsun beni sabahları kahvaltı yapamıyorum. Sonra bütün gün midem bulanıyor."dedim. Ağlamaklı ses tonumu kullandım mı tamam." Bana yapma öyle suratını. Tamam sen bilirsin,ama mutlaka okulda bir şeyler ye tamam mı?"dedi. Al işte ben annemi biliyorum böyle yaptım mı hayatta hayır diyemez bana canım yaa. Annemin bana beklentiyle baktığını görünce sıkıca sarıldım anneme. "Tamam annem. Merak etme sen. Söz yiyeceğim. Biliyorsun söz verdim mi tutarım. Neyse hadi ben kaçıyorum. Okula geç kalmak istemem."dedim. Daha sonra babama sıkıca sarılıp "Görüşürüz babamm" dedim. Onun ise tek yaptığı... Her zaman ki gibi elini bacaklarına koyup beklemek oldu. Çekilmem için. Zoruma gidiyor. Bana fazla kızmıyor ama o kadar soğuk davranıyor ki... Neden böyle yaptığını hiç bir zaman anlamadım. Göz pınarlarımda akmaya hazır olan yaşları zorla geri itip çektim kollarımı boynundan . Uğruna her şeyimi verebileceğim babam... Neden bana böyle davranıyorsun? Annem bakıp zoraki bir gülümseme yerleştirdim suratıma. Daha fazla dayanamayacağımı anladığımda hızla evden dışarı attım kendimi. Haklı olarak göz yaşlarım akmaya başladı gözlerimden. Hızlı bir şekilde Adrian amcanın yanına gidip sarıldım her zaman ki gibi. Ne zaman böyle bir olay olsa adrian amcaya sarıldım böyle. Oda anlardı benim derdimden ve şimdi yaptığı gibi sımsıkı sarardı beni o güçlü kollarıyla. Ben.... ben adrian amcaya hep baba derdim. Çünkü o benim babamdan göremediğim ilgiyi gösterirdi her zaman. Başımı omuzuna rahat 5 dakika omzunda. " Hadi kızım binde arabaya gidelim. Okula geç kalma." dedi. Zar zor kafamı kaldırdım omzundan. "Tamam babam" dedim. Bana o sıcak gülümsemesinden gönderdi. Onun da hiç çocuğu olmamıştı ve beni öz kızı gibi seviyordu. Arabaya binip okula sürmeye basladi adrian amca arabayı. Kafamı cam tarafa çevirip beynimi
nötrlemeye çalıştım. Ben kendimle savaşırken adrian amcanın sesiyle okula geldiğimi anladım. " Hadi kızım geldik " dedi. Sıcacık ses tonuyla. Yanağından öpüp arabadan indim. Okul bahçesine girdiğim gibi üstüme abanan amanda ile tökezleyip yere düşmekten son anda kurtuldum. Kafamı ona çevirip pis pis baktim. Benim aksime enerjik dolu yüzü ile yine beni güldürmeyi başarmıştı. Hafif bir tebessüm edip sımsıkı sarıldım can dostuma. O anlardı. Anladıda. Bende ne zaman bir şey olsa hemen anlardı. Biz bebeklik arkadaşıydık. Annelerimiz cok iyi arkadaşlarmış bizde soyumuzu sürdürüyoruz."Ne oldu sidelyam? Ne oldu kuzum ha? Anlat bana."dedi. Böyleydik biz amandayla ona bisiy oldumu ben, bana bisiy oldu mu o hemen anlardı. "Dersten sonra konuşalım olurmu birtanem. Biliyorsun ki ders biyoloji ve .... Amy hoca geç kalırsak burnumuzdan getirir."dedim. Gözleri korkuyla açıldı. Ne oldu? derecesinde bakınca " Çabuk kooooos derse geç kalacağız" dedi. Tabi ben bunu duyunca dururmuyum, TABİKİ HAYİR!!!. Hemen koşmaya başladık. Sınıfa gelince kapıdan içeriye baktığımızda Amy'nin daha gelmediğini görüp derin bir nefes verdim içimden. Tam yerime geçecek ken Hooop ne oluyor orada. "Sidelya şu çocuğa bak pardon çocukLARA ".dedi. Şimdi haklarını yemiyeyim. Yakışıklı çocuklar. Hiç bozuntuya vermeden yerime doğru yürümeye başladım. Sırama gelince bu çocuğun aslında A şubesinden Chris BLACK olduğunu gördüm. Ben bu çocuğu hep basketbol oynarken keserdim. Hiç bu kadar yakından bırakmamıştım. Öndekide onun bildiğim kadarıyla en yakin arkadasi NİCK BELL herhalde. Chris 'e dönüp " Afedersin ama benim sırama benden izinsiz nasıl oturursun?" Dedim. Tek kaşımı kaldırıp. Sorduğum soruya aldığım cevap beni gerçekten şaşırmıştı." Peki sen benimle bu şekilde izinsiz nasil konuşursun."dedi. Bu bir soru değildi resmen bana meydan okumuştu. Sen beni daha tanımıyorsun BLACK... KEDİ PENÇELERİM HAZIRDA:):):)MERHABA KEDİCİKLERİM :) BU BENİM İLK HİKAYEM. OKUYUP DESTEK VEREN HERKESE SİMDİDEN TEŞEKKÜRLER
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN UMUDU :(ASKIYA ALINDI:(
ChickLitSidelya o bilinen masum kızlardan sayılmazdı. Onu hayatta tek dayanağı benliğiydi. onu da kaybetmeye niyeti yoktu. Taki... 'intikamım çok canını yakacak aptal sarışın' diyip hayatına bodoslama dalan CHRİS BLACK ile ne kadar değişebilir ki. Kalbinde...