Bu sabah büyük bir heyecan ile uyandım, sanırım nedeni Almirayı görecek olmamdı, Okula gitmek için bu kadar sabırsızlanacagımı tahmin bile edemezdim,Her sabah aynaya bakmayı unutup sersem gibi çıktığım sabahlara ne oldu ? Şimdi kalktıgımdan beri 5 keredir aynaya bakıyorum. Allah Allah ne oluyor bana...Okul saatine de daha zaman varmış, Biran önce okula gitmek istiyorum. Erkenden gideyim bari belki bahçede Almirayı görürüm. Hemen üstümü giyinip evden çıktım, okula doğru yol alıyorum, hızlı adımlar atayım dedim bacağımın agrısını tetikledi, Dayan oğlum azimm az kaldı geldim sayılır, Okuldan içeri girdim sonunda, bu yol bu kadar uzunmuydu ya yoksa bugünmü öyle geldi...Çaktırmadan meraklı gözlerle okulun bahçesinde Almirayı arıyorum, Hasss bütün kızlara baktık yanlış anlayacaklar, Nerde bu kız ya, Okul bahçesinin her köşesine kadar baktım,Boşu boşuna erkenden gelmişim diye kendime kızıyordum, o sırada okulun iç kapısı açıldı Almira müdür yardımcısıyla konuşarak bahçeye çıktı gördügüm anda istemsiz bir şekilde heyecanlandım, ne güzel bir duygu bu... Almira tek başına sırada bekliyor keşke yanına gidip konuşabilsem off off neden bu kadar utangacım, çaktırmadan Almiraya bakmaya devam ediyorum, o da etrafa bakınıyor, sırf göz göze gelebilmek için, gözlerimi hiç ayırmadan ona bakıyorum... Az da bu tarafa bak be kızım, ohooo Mert gelir gelmez Almira'nın yanına gidiyor vay şerefsiz...diğerleri de geldi içeri giriyoruz, Ohhh be Almira Seda'nın yanına oturdu, bana ne oluyorsa sevindim her'neyse selimin yanına oturmasından iyidir. Hocamız geldi yoklama alıyor, Almira'nın sesini duyabilmek için dikkatle dinliyorum vee işte o an ne kadar masum bir ses kendimden geçtim nerdeyse...Bu derste hiç çekilmez en iyisi uyuyayım ben. Oh zil çaldı, kafamı kaldırmadım öylece duruyorum, o an da uyuduğumu sanan mert ve selimin konusmalarını duyuyorum, beni yere dusurebilmek için sırayı ileri doğru cekeceklerini duydum, agırlıgımı sıraya vermiyorum, ve sırayı çektiler yüzündeki şaşkınlıkları görmek zevk verici... megersem Almira da bizi izliyormus, artistlik olsun diye Mert ve Selime kızıyorum, hem suçlu hem güçlü rolünü oynuyorlar o an da gelen hırs ve artistlik yapıcam hissi ile Mert'i itiyorum o sırada Selimde beni itiyor ve klasik laflar söylenmeye başlıyor...(Çıkışta görüsücez seninle,sen kimsin,neyine güveniyorsun vs vs) Beni hep sakin sessiz olarak gördükleri için sanırım ana kuzusu felan sanıyorlar, Mert'in çıkışta teke tek davetini kabul ediyorum şaşırmış durumda ne oldu Mert efendi kabul etmeyecegimi sanıyordun sanırım. Uzun zamandır kavga etmemiştim. 2 sene öncesinde sokak dövüşüne gidiyordum, ordan aklımda kalan teknikleri bütün gün boyunca hatırlamaya çalıştım. Çıkış zilimizde çaldı okulun hemen aşağısında ki parkta buluştuk, sınıftan kızlarda gelmiş. Mert bagıra çığıra üzerime doğru gelip yakama yapıştı, o an da teknikleri hatırlamaya başladım. Mert kafa atma pozisyonunu almıştı tam atacakken başımı burnuna doğru egdim yapmamın amacı kafayı onun atıp, onun hasar almasıydı ki öylede oldu, burnu kanamaya başladı, farkında bile değil vücudu adrenalin salgılıyor o ara. Böyle bir anda hemen atak yapıp yumruk atmayı deneyecektir, yumrugunda nefesini kontrol etmezse, boşluğuna yumruk atıp nefesini kesebilirim. Dediğim gibide oldu 2.yumrugumu çenesine indiriyorum ve yerde.Hemen kalkıp elini cebine doğru götürüyor arkadaşından aldığı kelebeği çıkartıp sallmaya başlıyor. Çoğu bıçak taşıyanların,taşıma amacı korkutup kaçırmadır. Üzerine doğru yürüyerek soksana lan diye bagırıyorum ki onda da sokucak cesaret olmadığı için üsteleyerek bagırıyorum Selim giriyor devreye Mert'e bıçagı bıraktırıp omuz omuza evlerine doğru gidiyorlar, içimden kolay oldu diyorum. Kızlarsa yanıma geliyor sordukları soru "ne yaptın sen" gülüyorlar bir de ne oldu şimdi ? hoşlarına mı gitti. Bu mudur yani kavga etmek insanı havalı mı yapar ? veya kızlar kavga edenleri çekici mi bulur, yoook hiç sanmıyorum, öyle olsaydı boks maçı izlemeyen kız kalmazdı...Bu sadece şımarıklık başkada bisey değil, sizden beklenilmeyen bir şeyi yaparsanız havalı olursunuz. Kısaca dış görünüşüne göre yargıladıgınız insanlar, dış görünüşü iyi olan insanlardan daha iyi insanlar... Bunun olmasını ben istemedim, onlar başlattı ama ne yalan söyleyim Almira'nın bakmasıyla artistlendim... Kızlar karşısında artist görünme isteği çok mu işey yarıyor ? neden böyle bir şey yaptım sanki. Başkaları için kendimizden vazgeçmek... bu mudur olay ? kendin olmak değilde onun istediğine bürünmek en aciz durum sanırım. Her'Neyse yine aklım düşünceyle doldu taştı. Eve de gidesim yok ne yapmam gerektiği konusunda hiç bi fikrim yok, olanları anlatabilecegim dostum bile yok. Havada sogudu iyice hafif serpilen yağmur altında yürüyorum öylesine aklımda dusuncelerim, yapmak istediklerim, cevabını nerde bulacagımı bilemedigim sorular var. Bazen cevap buldum diyorum oysa ki yine bende kalıyor sorular ve ben sadece yürüyorum öylesine. Sanırım insan neden nasıl diye fazla düşünmemeli,yagmur iyice şiddetini arttırdı, parka geri dönüp çardakta oturarak yagmurun yavaslamasını bekliyorum. O sırada ayagımın altında titreyen yavru bir köpek görüyorum, hırkamı çıkarıp üzerine sarıyorum, her zaman köpeğim olsun istemisimdir apartmanda oturdugumuz için besleyemiyorum. Yağmur yavasladıgına gore eve gidebilirim artık sanırım. Hırkamı almaya karar verdigimde masum gözlerle bana bakan dostumu orada bırakmak istemiyorum, sonuçlarını düşünmeden alıp eve götürüyorum. Evime geldiğimde içeri girer girmez Babam görüyor ve soru yagmuru başlıyor..(Nerden çıktı bu köpek? Hangi mantıkla eve getiriyorsun? Sahiplenmeyi düsünmüyorsundur inşallah?) böyle devam ediyor daha da eder sanırım. Belki de sahiplenebilmek için yalvarmaya başlıyorum ne desem beni anlamıyorlar onların düşündükleri tek şey bakması zor, masraf,komşular kızar, pisligini kim temizlicek... O anda iyice sinirlenip artık kendimi tutamıyorum Köpeği eve almazsanız bende gelmiyorum diyip dışarı çıkıyorum, sonuçta bu sogukta beni dışarda bırakıcak hâlleri yok mantıklı bir fikir gibi geliyor. Dısarı indigim anda yagmur şiddetini arttırıyor, annemin perdeyi aralayıp bana baktıgını goruyorum.Bu kadar zor mu be oglunuzun mutlu olması için katlanılmaz mı ? yarım saat kadar bekledikten sonra babam dışarı geliyor veee istedigim şeyi duyuyorum, Babam bu sefer katlanmayı seçiyor ve yeni dostunun adını buldun mu dediği an da mutluluktan yerimde duramayıp sarılıyorum annemin aralık perdeden bakıp gülümsemesi oldu bu iş...Adını dost koyuyorum ilk ve tek Dostum. Hemen odama çıkarıp yemek veriyorum ve kurutma makinesiyle tüylerini kurutuyorum hoşunada gidiyor dostumun. Köpekler çogu insandan daha sadıklar, nankör degiller... Bugün sabah kalktığımda mutlu olmamı sağlayan şey Almirayı görücek olmamdı, Akşam yatarken ise dostumun olmasıydı... Bu ikilem bana iyi geliyor, böyle devam etmesini istiyorum sonunu düşünmeden...
-OKUYAN HERKESE TEŞEKKÜRLER-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utangaç Liseli
Teen Fiction-TANITIM- Sıkıcı giden lise dönemi, Hiç Aşık olunmamış,Duyguları sönmek üzere olan bir ateş gibiydi... Ta ki o ateşi körükleyecek birini görene dek... Karakter Tanıtımı- Azim: Yakışıklı ama kendini beğenmeyen ve kendine güveni olmayan,çekingen,utang...