Elleri ile yüzünü kapatıyordu. Hıçkırıklarından belliydi ağladığı. Yavaş yavaş yere oturdu. Ellerini yüzünden çekti. Gözleri kan çanağı, boş gözlerle etrafa baktı sanki her şey anlamını yitirmiş gibi. Saatlerce oturdu yerde. Bir yandan da ağlıyordu. Sonra aniden aklına bir şey gelmiş gibi ayağa kaktı. Koşmaya başladı. Şehrin en yüksek binasının merdivenlerinin önüne geldi ve derin bir soluk alarak hızlıca çıktı merdivenleri. Merdivenlerin sonunda büyük bir teras vardı. Terasa çıktı ve aşağıya baktı. Hızlı hızlı yürüyen insanlar, sürülerce arabalar , mağazalar , büfeler.. Hepsi ne kadar da boş ve anlamsız diye düşündü kadın. Hala adamın -sevdiği adamın- onu bırakıp gittiğine inanamıyordu. Deli gibi seviyordu kadın adamı. Canından çok. Birbirlerine -her şeyim- derlerdi. Adam gitti kadının hiçbir şeyi kalmadı. Adam gitti hiçbir şeyin anlamı kalmadı. Kadın en sonunda bu düşüncelerden sıyrıldı. Cesur ve tereddütsüz adımlarla kendini aşağıya -boşluğa- bırakmıştı ki.. bir çift el onu belinden yakaladı.
Bölüm sonu..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seviyorum Bayım
Novela JuvenilArkadaşlar kafamda tasarladığım bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Elimden geldiği kadar kurgu yapmaya çalışacağım. Desteklerseniz gerçekten çok sevinirim :)