Alya sabahtan beri dün gece gördüğü yaratığımsı şeyi düşünüyordu, o kırmızı gözlü kendisinin tıpkısı olan yaratık cama tırmanıp ona dik dik bakmıştı .Annesine söylemeye çalışmıştı ama annesi ona sadece bir kabus olduğunu ve kabusunlarınında oraya alışınca gidiceğini söylemişti ama Alya bu olayın kabus olmadığından emindi işte!O günden beri Alya o olayı unutmaya çalışıyordu ama sorun oradaydı işte!Alya beceremiyordu ne zaman bir olayı unutmak istese,zihninde biraz daha belirginleşiyordu örneğin eski sevgilisi Umut'u daha yeni unutmayı başarabilmişti.Şimdi ise kahvaltı için bahçeye çıkacaklardı,kaldıkları pansiyonun bahçesi şirin ve minikti , sadece bir hamak ve bir masa vardı manzarası daha güzeldi Karanlık Orman'a bakıyordu (halk onu böyle isimlendirmişti gerçek adı Kızıl Orman dı)Kahvaltıyı yaptıktan sonra Alya'nın annesi ona pansiyonun bulunduğu köydeki bakkaldan su(pansiyon sadece ev olarak verilmişti)ekmek ve dondurma almasını istedi.Alya köye doğru yürümeye başladı.Köy inanılmaz derecede güzeldi en azından uzun gökdelenleri ve alış verişmerkezleri yoktu.Bakkala geldiğinde ilk gün gördüğü Suna adlı kızı tekrar gördü onu görünce kendisini çok çirkin hisseti ama bu yalnızca bir saniye sürdü ,yani Suna'nın saçlarını yukarıya toplayım kasket şeklinde bir kask takması..Alya ölse böyle kask takmazdı hele Suna'nınki gibi portakal rengi saçları varsa bide nokta nokta turuncu çilleri Suna'nın heryeri minik ve şirin çillerle doluydu.(bacakları bile!!)Tam çıkarken Suna'ya çarptı ve Suna'nın elindeki yumurtalar kırılmak üzereydiki Suna çevik bir haraket yaparak onları tutmayı başardı.Alya'nın ağzı bir karış açık kalmıştı , o anda Suna gelip bidakine biraz daha dikkatli ol,dedi.Sonra Alya hayranlık belirten bir ses tonuyla"Bunu nasıl yaptun !?" diye sordu.Suna omuz silkti ve "Sen ASR psikolojisi ne biliyor musun?"diye sordu. Alya afallamış bi halde "haa"dedi. Suna o zaman anlatamam diye cevap verdi.Gülümseyerek Alya'ya döndü ve "Benim adım Suna seninki ne?"dedi.Alya zaten kızın adının Suna olduğunu çoktan biliyordu.Alya sırıtarak "Benim adım Alya"dedi sonra birlikte pansiyona yürümeye başladılar bayabi konuştuktan sonra Alya Suna'yı sevmeye başladı,çok sevimli bir kızdı ve haraket etmeden duramıyordu.Sonunda Alya Suna'ya önceki gün gördüğü şeyi anlatabilceğini anladı.Suna susunca Alya anlatmaya başladı"Dün gece çok garip bir şey gördüm,gece yarısı benim kırmızı gözlü versiyonum cama vurmaya başladı,ondan öncede ormandan bir çığlık geldi"Alya bunları söyledikten sonra Suna'nın güleceğini sanmıştı ama tam tersine Suna'nın tüm gülümsemesi kayboldu.Suna ciddi bir şekilde"Haluslasyon görmen imkansız , o gördüğün şey senin şeytani ikizinde ,son günlerde dokunmaman bir şeye dokundun mu veya yapmaman bir şeyi yaptın mı?" dedi ama artık gözleri korku doluydu Alya'ya acırmış gibi bakıyordu.Aly bir an ürperdi."Peki şimdi nolucak?"diye
sordu.Suna"Bilmiyorum zaten bu teorinin gerçek olduğundanda emin değilim"Alya şimdi iyiden iyiye tırsmaya başlamıştı.Yolda yürümeye devam ettiler tam pansiyonun önündeyken kocaman bir örümcek onları karşılda.Alya bir çığlık kopardı ama Suna soğukkanlılığını koruyarak örümceği eline alıp yana koydu.Alya şaşkınlıkla"Bunu nasıl yaptın?" diye sordu.Suna omuz silkti.Sonradan Suna'nın annesi Suna'ya bağırdı.Suna'da gitmem gerekiyor deyip gitti.Alya'nın yolu daha uzundu,onun kaldığı yer ormana daha yakındı.Yürümeye başladı,sonra birden burasının onun kaldığı yere benzemediğini fark etti.Onun kaldığı yerde böyle çalılıklar yoktu.Birden sağına döndü ve bir oğlan çocuğu ona baktı.Alya biran irkilip oğlanın yanına yürüdü.Bir süre bakıştılar.Sonunda oğlan sessizliğe son verircesine;"Merhaba yolunu kaybetmiş gibi görünüyorsun benim adım Can buranın müdürünün oğluyum sana yardımcı olabilirim."Alya bir an tereddüt etti.Bu tanımadığı yabancıya güvenebilirmiydi?Tam cevap verecekken bir oğlan çocuğu gelip Can'a bir şeyler fısıldadı.Can başıyla onaylıyıp,Alya'ya geri döndü ve "Bu benim kuzenim Aksel senin 13. Numarada kaldığını söyledi"dedi.Aksel ilk defa konuşup "13.numara;hmm bu numarayı bir yerden hatırlıyorum amaa..Hah şimdi buldum biliyor musun bu pansiyon çok eskiden de bir pansiyonmuş hani böyle yol üstü tarzından 1700lerde iştw bir gün 13. Numarada bir şey olmuş....." O sırada Can konuşmayı yarıda kesti çünkü Alya'nın beti benzi atmıştı.Can"Merak etme o hep böyle hikayeler anlatır ana bu zamana kadar hiç biri doğru çıkmadı."dedi.Alya başını salladı ama aynı zamanda"Bırak devam etsin"dedi.Aksel hiö zamab kaybetmeden devam etti"Dediğim gibi 1700lerde 13.numarada kalan bir kız varmış bu kız bir gece yavru bir sincabın peşinden ormana dalmış garip olan şey ise o zaman kış mevsimiymiş ve kış mevsimde tüm ama tğm sincaplar uykuda olurlarmış yani bir sincabın dışarı çıkma olasılığı imkansızmış.Sonra ormandan keskin bir çığlık sonrada fısıltılar gelmiş,bu oteldeki herkesi ayağa kaldırmış ancak ertesi gün kız yine normal bir hayat sürmüş tek fark kızın gözleri giderek kızarıyormuş ve çöp tenekeleri içinde bulunuyormuş sonra çok feci şeyler olmuş.Kızın annesi o akşam ölü bulunmuş ve garip olan şey ise annesi ölmeden önce yine aynı keskin çığlık duyulmuş yüne ertesi gün kırmızı gözlü kız kayıp olmuş ve ardından kızın cesedi bulunmuş.Cesed 3 gün öncedenmiş..."