"Asklepios büyük bir tehdit. O ölmeli."
Zeus'un gür sesi büyük salonda yankılanmıştı. Poseidon oturduğu siyah tahtından kalkmış, bir kaç adımda Zeus'un yanına gelmişti. Siyah gözleri sinir ve nefretle bakıyordu. Ama altlarında derin bir korku hakimdi.
"O ölürse krallığını kaybetmeye hazırlan Zeus."
Tüm tanrılar şaşkınlık ve korkuyla Poseidon ve Zeus'a bakmışlardı. İkisinin arasındaki nefret bazen çok kuvvetli olabiliyordu.
"Ben Şimşeklerin Tanrısıyım Peoseidon. Sen ise atların."
Poseidon gülümsemiş ve elini masaya vurmuştu. Masa sallanıp ortadan ikiye bölünürken, aynı anda yer sarsılmış bütün tanrılar-Zeus'ta dahil olmak üzere- yere düşmüşlerdi.
"Okyanus'un öfkesini görmek isemezsin Zeus."
"Şimşeğin öfkesinden daha korkunç olamaz."
Poseidon gülümsemiş ve arkasını dönmüştü.
"Unutma kardeşim," Kafasını yana çevirmişti ve gözleri olduğundan daha karanlık gözüküyordu.
"Bazen küçük bir su birikitisi bile, senin o kudretli,"sesi alayla dolmuştu.
"Şimşeklerinden daha çok yıkım verebilir."
Ve o gün Asklepios öldürüldü. Poseidon ise yemin etti. Zeus'tan intikamını en acılı yolla alacaktı. Çünkü okyanus bir kere kızdığında bir daha asla durdurulamazdı.
****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OCEAN(SuLay)
FantasyMelekler bazen yanımızda olurlar. Öyle yakınımızda olurlar ki, varlıklarının farkına varmayız. Onların muhteşemliğini anlayamazsınız. Onların farkına varamazsınız. Canlarını yakarsınız. Ama onlar size yine de iyi davranır. İşte onları insanlardan ay...