İnsolubilis

199 17 19
                                    

Sessiz , o kadar sessiz ki kalp atışlarım adeta yankı yapıyordu . Bedenimi hissetmiyordum , yada hissediyordum emin değilim , saatler boyunca aynı yerde yattım  . Düz bir zemin olmasına rağmen sert değildi , yumuşak da değildi . Hiç bir şeyin farkında değildim , ben kimdim , burada ne işim vardı neden elim bu kadar sıcak , neden bu kadar iyi geliyordu bu sıcaklık ?

Saatler akıp giderken yalnızlık benim yoldaşım olmuş beni bırakmamıştı . Ancak karanlık tıpkı bir kukla ustası gibi beni oynatıyordu ve zihnimi ele geçiriyordu . Benim için geçen saatler dakikalara vuruyordu ama  bir şey vardı ki korkmamı engelleyen , bir şey vardı ki karanlığa karşı gelmemi sağlayan oda her teslim olmayı düşündüğümde ansızın benim ismimi söyleyen kişiydi . Oydu dayanmamın sebebi ama ben yorulmuştum .


Tam kendimi onun pençelerine bırakıyordum ki yattığım zemin parçalanmış tıpkı bir yapboz parçaları gibi yerlerini beyazlar almıştı . Hemen yanımda elimi her zaman sıcak tutan kişiye döndüm en başından beri yanımdaydı ismi dudaklarımdan kutsal bir kelimeymişcesine döküldü


"Rai ? "

Yazar-chan 


Rai odanın kapısını ağır bir hareket ile ittirip içeri girdi , adımlarını çok zarif ve sessiz bir şekilde atıyordu . Elindeki yemek tepsisini yatağın yanındaki komidine hafif hareketler ile koydu , sessizlik şuan onun için bir görevmiş gibi hareket ediyordu . Çünkü Tatsuo hemen yanı başında son 2 gündür deliksiz bir şekilde uyuyordu .


O gün birkaç saniyeliğine açılmış gözlerin ardından deliksiz bir uyku esir almıştı adeta . Ve rai bu süre içerisinde başından sadece uyandığında yemesi için hazırlanan yemek ve ihtiyaçları dışında çıkmamıştı . Belki suçluluk duygusu belkide onun gözlerini tekrar görebilmek adınaydı bu yaptıkları yada bu yalanları sadece kendine Neden ,  diye sorduğunda mantıklı bir cevap vermek için hazırlamıştı .


İlk tanıştıklarında bu çelimsiz çocuğun en güçlü ve eşsiz bir  büyücü ailesinin gelecekteki başı olduğunu yada çok özel olan o kişi olduğunu düşünmemişti . Onda ilk fark ettiği herkesin içinde tıpkı bir mücevheri andıran mavi gözleriyle etrafı kedi gibi izleyen o çocuktu , gözlerini kapatan mavi saçları sanki sadece onun için yapılmış ve tanrı ona bunu bir hediyemiş gibi vermişti. Şimdi ise koyu mavi saçları açılmış mücevherleri ise kendini göz kapağının ardına saklamıştı .


Elini yanağına götürdü ve beyaz soluk tene yavaşça dokundurdu , bu onu rahatlatıyordu sanki yazın ortasında esen soğuk bir rüzgar gibi . Ama bu rüzgarın bir lodosa dönüşmesi bir korkulu rüya olup çıkı vermişti . Yanağını avuçlarının arasına aldığında daha yakın olmak istedi , her şeyden , herkesten özel olmak tek olmak ve sadece onun için var olmak istedi .


Elini saçlarına götürdü görünüşte oldukça sert görünselerde yumuşacıktılar . Elleri su üzerindeymiş gibi kayıyordu ve avucunda gıdıklayan bir his bırakıyordu . Kendini kaptırmışken bedenini öne doğru bıraktı ve dudaklarına yaklaştı , tıpkı öpücük verir gibi kalmış dudakları tam bir davet sayılıyordu şu dakikadan sonra . Sadece santimler kalmışken ağır ve hızlı şekilde açılan kapı ile kendini geriye doğru attı ve yere düştü .


"Sonunda test sonuçlarını alabildim "


Amor Magicae (Yaoi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin