Cennet adası , kutsal kitaplarda betimlenen cennti andiriyordu. Çevresi süt beyaz kumsallarla çevriliydi. Deniz ve güneş ışınlarıyla sarmaş dolaş olan tatilciler , kumsallara yayılmışlardı.
Uzaklardan bakılınca ,insanlar, rengarek mayo ve sapkalariyla , yumuşacık kumların üstüne açmış,tropikal çiçekleri andiriyorlardi herkes deniz güneş ve çevreyi benzeyen özgün bitki ortusuyle butunlesmekten, öylesine dingin ,öylesine mutluydu ki!... Ne var ki, bu dinginlik ve mutluluk,birden, bıçakla kesilir gibi sona erdi. Cunku, batıdan hızla gelip, gokyuzunu kaplayan kurşuni bulutlar ,güneşi tümüyle kapattı. Göğü saran pırıltı mavilik , kirlenip yok oldu. Sonra, taaaa ötelerde , yuvarlanarak adanın üstüne doğru gelen, kapkara bulutlar belirdi... Çok geçmeden , kara kümeler, çiğ gibi birbirlerine eklenerek büyüyüp,cogaldilar. Güneşin güzelim yüzünü,simsiyah bi peçe gibi buruduler. Kumsallardaki mutlu insanlar,daha ne oluyor demeye kalmadan,göz kamaştıran simsekler ,belirdi ardından kulakları sağır eden bir gümbürtü koptu ve sağanak başladı aslında bu tropik adalarda normal bi durumdu. Sonra sağanak birden karşılıyordu ardından , güneş sıcaklığını gösteriyordu.
O gün yine,hava fena patlamıştı. Tatilciler, dort bir yana kacisarak mayolarini toplamaya çalışıyordu.
Amerikalı tatilci Dafhne on dort-on beş yaşlarında ,yeniyetme bir kizdi. O da doludan kaçarken kurutmak için ağaca astigi bikinilerini kapmış kaciyordu. Arkasında 14 -15 yaşlarında bi delikanlı belirdi fırtınadan kaçarken bikininizin üstünü düşürdünüz diyerek kıza uzattı defne içinden "ne yakışıklı cocuk " diye geçirdi.
Merhaba ben burç dedi çocuk.
Bende defne dedi kız
Burcda defneden çok etkilenmis ti hele o lacivert gözleri onu buyulemisti...
Defne bikinisini alarak,tesekkur ederim" dedi.
"Rica ederim" dedi burc.
Defne, gorusuruz...
Burç ona sadece el sallamakla yetindi çünkü kursun gibi inen dolu taneleri canını actiyordu odasına doğru uzaklaşırken , bir yandan da genç kızla ilgili değerlendirmeler yapıyordu:kızcağız boylu poslu ama, hala çocukluktan kurtulamamış. Utangaçlığı hatta savruklugu,bunu gösteriyor. Tanrım, yanilmadiysam, on dişlerinde de tek var! Ama, çok güzel. Üstelik ,zeki duyarlı ve sportmen bir kıza benziyor. Onunla iyi arkadaş olunur...Burc, ailesiyle tatile buraya gelmişti. Ancak arkadaş bulmakta zorlanıyordu. Surekli kitap okuyup, yüzmek, dalış kursuna katılmak, ona yetmiyordu. Pinpon ya da tenis için bile ,annesinden başka eş bulamıyordu. Bu yüzden sikilip duruyordu. Babası Türkiye'de ünlü bi Çin firmasının arabalarını üretiyordu. O da eşi ve oğluyla cennet adasına tatile gelmişti. Ne var ki, ailesiyle ancak dort gün kalabilmişti.
Burc ayrı bi odada kalıyordu fırtına bitince annesini gordu ve kumsala indi. Kıyıda dolaşarak deniz kabukları toplamaya baslamisti. Birden taaa ötelerde narcicegi bikinisiyle kumsalda gezinip durangenc kızı gordu içten içe gülümseyerek:"Suna bakın hele! Sanırım kendini tanımam için narcicegi bikinisini giymiş çok tatlı bi kız onla arkadaş olmalıyım" diye geçirdi
Defne de burç gibi arkadassizliktan sıkılıyordu. O da sabahları dalis kurslarına katılıyordu.
Defne'nin annesi Bayan Jean de Burc'un annesi Sema hanim gibi, içten içe , yalnızlıktan yakınıyordu.
Arkadaşlar bu benim ilk hikayem lütfen begenmesinizde kutuphanenize ekleyin çünkü ileri bölümler o kadar güzel olacak ki özelliklede aksiyon macera bilim kurgu sevenler okusun lütfen çok sürükleyici bir hikâye olucak
Simdiden tesekkur ederim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mo nun gizemi
Science FictionDefne ve burc adında birbirlerine tutkulu bir aşkla bağlı olan,liseli iki gencin yaşadığı yurek hoplatici seruven...