1.Bölüm

13 1 0
                                    

"Baba! yoruldum" dedi, kahverengi pantolonlu, sarı bluzlu küçük kız huzursuzca.

"Biraz dinlenemez miyiz?"

"Şuanda değil tatlım"

İnce omuzlu zayıf yapılı genç adamın üzerinde eskimiş kahverengi bir ceket ve lacivert düz bir pantolon vardı. Küçük kızın elinden sıkıca tutmuş koşar adımlarla caddede yürüyorlardı.

Omzunun üzerinden bakınca siyah arabanın kaldırımın kenarında ağır ağır ilerlemeye devam ettiğini gördü.

"Lütfen babacığım, lütfen"

Kızının yüzüne bakınca, onun ne kadar sık soluduğunu ve gözlerinin altında beliren halkaların gitgide koyulaştığını farketti. Kucağına alıp koluna oturttu ama bu şekilde ne kadar yürüyebileceğini bilmiyordu. Çok yorulmuştu ve artık Lisa da pek hafif sayılmazdı.

Üçüncü caddeyi işyerlerinden boşalan kalabalık doldurmuştu. Kentin yukarı kesiminde kalan sokaklar daha tenha sayılırdı ama bu durum genç adamı daha da korkutuyordu.

Eli kolu paketlerle dolu bir kadına çarpınca;

kadın "Önüne baksana be herif!" dedi ve anında kalabalığın arasında kayboldu. Lisa'yı öbür koluna alırken tekrar arkasına baktı. Araba hala peşlerindeydi.

Şimdi ne yapacağım?

Bu sorunun yanıtını bilmiyordu. Yorgunluk ve korkudan düşünmek oldukça güçleşmişti. Onu kötü bir zamanda yakaladıklarını herhalde biliyorlardı. Kaldırımın kenarına oturup korku ve üzüntüsünü ağlayarak boşaltmak geliyordu içinden. Ama bu bir yanıt olamazdı. Olgun bir adamdı. Her ikisi adına düşünmek zorundaydı.

Ne yapacağız şimdi?

Para yok, siyah arabadaki adamlardan sonra en büyük sorun buydu. Paranız olmayınca hiçbirşey yapamazsınız. Parasızlar ancak kaldırımlara yığılıp yokolurlar bu şehirde. Siyah arabanın biraz daha yaklaştığını anlayınca, sırtından ve kollarından aşağı soğuk terler boşandı. Eğer o olağanüstü gücünün ne denli azaldığını bilseler, herhalde onu şuanda yakalamak için harekete geçerler.

Etraftakiler asla ilgilenmez. Bu kentte yaşayanlar, eğer olay kendi başlarına gelmemişse, garip bir körlükle geçip giderler.

"Yürümeyi sürdür"

"Olur patron. Peki patron. Nereye?"

Garip bir önseziyle yaklaşmakta olduklarını anladığından öğleyin bankaya gitmişti. Bankada parası vardı. Lisa ile birlikte gerekirse buralardan kaçabilirlerdi. Ne kadar komik! Firenz Alicante'nin banka hesabında beş kuruşu kalmamıştı. Hepsi yokolmuştu ve böylece son darbeyi indirmeye hazırlandıklarını anlamıştı. Herşey 5 buçuk saat önce mi olup bitmişti?


Fire ReactionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin