İnsanı tanımak en zor işlerden biri. Dost bildiğimiz kişi onca yıldan sonra öyle bir davranışta bulunur ki, ister-istemez "Yahu ben bu adamı tanıyamamışım" dersiniz. Bu bir bakıma kişinin kendini tanıyamaması, ölçememesi; etrafı kadar kendisi hakkında da aldanışa kapılmasıdır. Aldanış içinde kalıp rahat etmeyi kim istemez.
Aksi "yüzleşme"dir. Yani huzursuzluk, yani gerçek.
Kişinin yaşadığı mekân ve eşya ile ilişkisi de çokluk aynı yapıdadır. Hız ve haz peşinde koşan günümüz insanının; durup düşünüp eşyanın ve mekânın mahiyetini kavraması, ona göre davranması genellikle "zaman alır". Kişi bu zamanı vermeye yanaşmaz; eşyaya ve mekâna yabancı kalarak yaşar. Onlarla dost olamaz. Bu yabancılık hissi insanı "yalnızlığa" iter.
Mustafa Kutlu