Erdinç Denen Çocuk

68 9 1
                                    

Gökyüzünün zifiri siyahı ağır ağır koyu ve sisli mavisiyle açılmaya başladı. Şafak söküyordu. Gökyüzünün sisli mavisinden yeryüzüne sızan ışıkla birlikte sabahlıyordum yine. Nedenmi? Aynı gün içinde hem annenizi, hem babanızı kaybederseniz ve geriye sadece sizin küçük erkek kardeşiniz kalırsa sizde hayatınızdan nefret edersiniz. İki hafta öncesinde olmak için herşeyimi verebilirdim. Babamla kavgalarımı, annemle tartışmalarımı bile özledim. Şuan nerde mi kalıyoruz? İzmir'deki teyzemde . Hayatımın on sekiz yılını İstanbulda geçirip şimdi İzmir'de olmak çok zor. Omzuma değen el ile irkildim. Arkamı döndüğümde daha önce görmediğim kahverengi saçlara, gözlere, sahip biri vardı karşımda.
+ Küçük bir kız çocuğu için fazla geç değilmi?
Aşağılayıcı ses tonu pek hoşuma gitmemisti.
- Erken desek daha doğru olur. Sabah oldu.
Aşağılayıcı bir gülümsemeyle derin bir nefes aldı.
+ Burda saat beşte yere büzüşmüş bir şekilde oturan çok az kız vardır. Tuhaf geldi.
- Burda saat beşte yanıma gelen çok az çocuk vardır tuhaf geldi bana.
+ Sen benimi taklit ediyorsun?
Dedi yanıma oturarak.
- Olabilir de, olmayabilir de. Senin ne işin var bu saatte peki?
+ Annemi kaybettiğimden beri hergün aralıksız gün doğumunu izlemek için deniz kenarına iniyorum. Annemin en sevdiği şeydi gün doğumu. Tuhaf ama gün batımını sevmezdi. Senin bu saatte ne işin var bu saatte bahçede?
- Anneni ve babanı aynı gün içinde kaybetseydin sen ne yapardın?
+ Ailen senden hayata küsmeni istemedi.
Yerden kalkıp beni kaldırmak için elini uzattı elini tutup kalktığımda sağ bacağımın uyuştuğunu farkettim ona bacağımın uyuştuğunu çaktırmadan gülümsedim.
- Ailem depresyona ayaktamı girmemi istedi.
Gülümsemekle yetindi.
+ Komik bir kıza benziyorsun. Sevdim seni. Adın ne?
Espiri yapmamıştım aslında ama neyse.
- Zeynep. Senin?
+Güzel isimmiş. Erdinç benimki.
- Güzel isimmiş.
+ Beni taklit etmeye devam edicekmisin?
- Sanırım evet.
Dedim gülerek. İki haftadır birtek bugün gülmüştüm.
+ Buralarda yenisin galiba. Daha önce seni görmemiştim.
- Ailemi kaybedeli 2 hafta oldu. Yani iki haftadır buradayım. Kardeşimle burda teyzemde kalıyoruz.
+ Bugün takılmak istermisin? Yoksa depresyon kraliçesi falanmı olmak istiyorsun?
Aslında biraz insan içine çıkmam gerekiyordu haklıydı.
- Olabilir. Nereye gideceğiz ki?
+ Temmuz ayındayız deniz olabilir aslında. Mağlum İzmir'in havasını biliyorsun.
Herşey iyide benim bikinim yoktu. İstanbulda kalmıştı.
- Benim bikinim yok yanlız. Başka bişey yapsak?
+ İzmir'de yaşadığımızı hatırlatırım. Heryerde bikini satılıyor. Alabiliriz.
- Haklısın.
+ O zaman ben şimdi eve gidiyorum. Biraz uyu bence en azından bir, iki saat. on birde seni alırım. Şuradaki evde yaşıyoruz.
Tam karşıdaki evi gösterdi parmağı ile.
- Bende içeri giriyim bari görüsürüz.
Elini sallayıp arkasını döndü bense içeri girmek için yavaş yavaş yürümeye başladım. Merdivenlerden yukarı çıkıp misafir odasına doğru yöneldim. Çift kişilik yatağa uzanarak gözlerimi kapadım.....
Teyzemin saçlarımı okşamasıyla uyandım.
+ Tatlım saat on oldu hadi kalk artık kahvaltı hazır.
Ne? On mu? Bir saatimmi var yani? Yataktan fırlayıp bayoya doğru koştum. Aynaya baktığımda saçlarım kabarmış bir haldeydim hızlı bir şekilde düzleştiriciyi çıkarıp saçlarımı düzleştirmeye çalıştım. Teyzemse kapının kenarından bana garip bakışlar atıyordu.
- Şeyy teyze bugün biriyle buluşucam beni beklemeyin biriyle buluşucam.
+ Kim bu şanslı kişi?
Dedi teyzem sırıtarak.
- Öyle bir durum değil. Yani arkadaşız sadece. Adı Erdinç.
+ Anlarım ben arkadaş ayaklarını.
Teyzemle aramda fazla yaş farkı yoktu. Yirmi dokuz yaşındaydı teyzem.
-Ya teyze ya. Öyle bişey değil.
+ Görürüz bunun altı ay sonrasını tatlım. Herneyse hadi kahvaltıya gel saçların güzel zaten.
Teyzem söylediğinde o kadarda kabarık olmadığını aksine güzel olduğunu farkkettim. Düzleştiriciyi fişten çıkarıp rafa koydum.
- Hadi gidelim.
Kahvaltı işi bittikten sonra kardeşime ve teyzeme kocaman bir öpücük kondurup odaya çıktım. Makyaj yapamazdım sonuçta denize gidicektik bu nedenle gardolapıma doğru yöneldim hızlı bir şekilde beyaz şortumu ve askılı koyu yeşil tişörtümü çıkardım. Şortu yatağıma fırlatıp hızlı bir şekilde tişörtümü çıkarıp askılı tişörtümü giydim. Daha sonraysa hemen bir çırpıda şortumu geçirdim üstüme. Aynalı gözlüğümüde alınca tamamdır. Yavaş yavaş aşağıya inerken teyzemin yanına doğru ilerledim.
+ Teyze bana biraz para verebilirmisin?
- Sen para istermiydin ya ne yapıcaksın?
Dedi gülerek.
+ Bişeyler alacağım.
Cebinden bir miktar para çıkarıp verdi bana.
- Fazla geç kalma.
Kapı çalmıştı. Kapıya doğru koşup kapıyı açtım. Karşımda Erdinç vardı. Beyaz şortu ve yeşil gömleği ile fazla uyumluyduk. Planlasak böyle olmazdı heralde.
+ Bakıyorum birileri hazırlanmış her neyse hadi düş önüme
Evden çıkıp yavaş yavaş yürümeye başladık. Tek kelime etmemiştik evden bu yana. Konuşma gereksinimi duyuyordum.
- Kaç yaşındasın?
Çok saçma bir soru sormuştum ama gerçekten merak ta ediyordum.
+On sekiz. Yedi ay sonra on dokuz. Sen?
Ne demek benden ay olarak büyük kesin şimdi bana velet falan der.
- On sekiz. Dokuz ay sonra on dokuz.
+ Şurda bir bikinici var gel girip bakalım.
- Tamam.
Bikiniciye girdiğimizde binden fazla bikini modeli vardı.
+ Seç birini hadi.
Yüzlerce bikini içinde siyah-lacivert bir bikini seçtim.
- Bu güzel.
+ Hadi denesene.
Kabine girdiğimde bir an öleceğim sandım. Kabin son derece dardı. Bir çırpıda bikiniyi denedim üstüme oturmustu. Bikiniyi çıkarıp kıyafetlerimi giydim. Kabinden çıktığımda Erdinç beni beklerken aynayla birleştiğini farkettim kasaya doğru ilerlediğimde peşimden geldi.
+ oldumu üstüne.
- Olmasa neden alayım?
Kasiyer kadın etiketi okuttuktan sonra dudaklarını araladı.
* 59.90 efendim.
Cüzdanımı çıkarıp parayı çıkaracakken Erdinç elimi tuttu.
+ Sen ödemeyi düşünmüyorsun dimi ben varken sana noluyor?
Deli falanmı bu çocuk?
- Bikini benim değilmi ben ödeyeceğim.
Elimi elinden çekip parayı uzattım kasiyer parayı alıcakken ağzı aralandı Erdinç'in.
+ Zeynep delirtme beni.
- Erdinç delirtme beni.
Kasiyer parayı almıştı zaten bu nedenle dışarı çıkmak için yürümeye başladık.
- Of Zeynep of işimiz var seninle.
+ Ya sonuçta benim kıyafetim sen karışamazsın Erdinç'cim.
- Seninle kavga etmek istemiyorum bu nedenle konu kapandı Zeynep'çim.
Denize doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Deniz rahat bir şekilde görülüyordu zaten. On dakikalık bir yolumuz vardı yalnızca.
+ Hava çok sıcak ya düşüp bayılıcam birazdan.
- İzmir' e hoşgeldin. İstiyorsan biraz daha hızlı gidelim.
+ Aslında iyi fikir.
Adımlarımızı hızlandırmıştık. Hızlı bir şekilde bayırı inip kumsalı görmeye başlamıştık. Hızlı bir şekilde kumsala doğru ilerledik.
- Burası fazla kalabalık değildir. Herkes biraz daha ilerisini tercih ediyor.
+ Ben bikinimi nerde giyicem peki?
- Tam karsıda kabin var fazla dar ama idare eder.
Kumlar alev gibi sımsıcaktı. Hızlı bir şekilde kabinlerin olduğu yere doğru ilerledik. Yirmi adımlık bir mesafe vardı yalnızca.
- Ayaklarım yanıyor Zeynep kusura bakma.
Elimden tutup son sürat koşturdu beni. Ne kadar alıştı elimi tutmaya. Kabine varmıştık.
+ Sen burda bekle tamammı?
- Kabine girme gibi bir niyetim yoktu. Emin ol.
Hayvan gibi gülmesini takmadan kabine girdim. Bu bikini aldığımız yerden bile dardı. Altımı giyebilmiştim ama bir türlü sırt kısmındaki çıtçıtı takamıyordum. Erdinç'in yardım etmesi gerekiyordu. Ama ne diyecektim? Erdinç sütyenimi bağlarmısın? Hey dostum bikini üstümü bağla. Erdinç lanet olası kopçayı tak falanmı? Tek elimle kopçayı tutarken utana sıkıla açtım kapyı.
+şeyyy takamadımda yardım edebilirmisin?
- Tabiki.
Arkamı ona dönüp bikinin iki ucunu tutunca elimi bıraktım hızlı bir şekilde taktı.
+ Teşekkürler.
-Önemsiz.
Biraz ileri doğru ilerleyip havluyu yere serdik. Erdinç mayosunun altıylaydı zaten. Tişörtünü çıkarıp bana doğru gülümsedi.
- Hadi girmiyormuyuz?
+ Girelim bari.
Denizle aramızda on adımlık bir mesafe vardı. Bu nedenle denize varmıştık bile.
Olamaz su aşırı derecede soğuktu. Sonra gel regl ağrısı çek.
- Ben giremem buna çok soğuk.
Dememle beni kucağına alması bir oldu.
+ Hazır mısın bir... iki... üç...
Suyu boylamam bir oldu. Sudan çıktığımda bana tip tip bakarak sırıtıyordu. Yanına doğru ilerledim.
-Ödeşicez biliyorsun dimi Erdinç bey.
+ Gel ve istediğini yap Zeynep hanım yanına koşarak gidip onu suya düşürücektim. Planı uygulamaya başlamıştım. Ama planım ve ben suyu boylamıştık. Ona doğru koştuğumda beni tekrar kucağına alıp denize fırlattı. Bu olaydan sıkılmıştım denizden tekrar çıktığımda aynı geçenki gibi sırıtıyordu bana Erdinç. Onu aldırmadan havluya doğru ilerledim.
+ Hopp Zeynep nereye?
- Senden uzak bir yere.
+ Hiç bir yere gitmiyorsun.
- Sana mı soracağım acaba?
Aynı zamanda şortumu giyiyordum. Erdinç yanıma geldi aniden çenemi ona doğru yöneltti.
+ Hiç. Bir. Yere. Gitmiyorsun. Dedim.
Deliye çarptık.
- Oğlum eşkiya mısın nesin ya? Bırak gideceğim.
+ Bozmasaydın herşey güzel olacaktı kendin kaybettin.
Selam. Bu ilk defa hikaye deneyimim olacak. Yorumlarınızı ve görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim ^-^ yeni bölüm 10 Vote'a gelir.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çünkü Seni SeviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin