Multimedia: Mahinev.
Bölüm şarkısı: game of thrones violin cover.
En savunmasız mahkeme, insanın kendi içinde yaşadığı vicdan savaşıydı. Tam da bugün hayatımın bir yalan üzerine inşa olduğunu öğrendiğim gündü. Bugün 'keşke doğmasaydım' dediğim günlerde neden böyle bir kelime kullandığımın açıklamasıydı. Yirmi yıllık hayatımda kendimi yalnız hissettiğim çok zamanlar olmuştu ama bugün yalnızlığın dibine vurmuştu bütün kelimelerim. Her zaman kendimi savunabileceğim kelimelerim bugün saklanmıştı en yalnız şiirlerin mısralarına...
İçimde verdiğim savaş adımın Mahinev olması kadar gerçekçi bir o kadar da yalancıydı. Ağlamamak için tavana diktiğim gözlerimi bir kez daha kıpraştırdım. "Ne yani ben sizin çocuğunuz değil miyim? Bu zamana kadar saçını ördüğün kız senin kızın değil mi anne? Ya da en tanıdık yabancı mı demeliydim?"Bu tepkiyi beklemiyormuş gibi yüzümde oyalanan gözleri yaptıkları için pişmanmış gibi bakıyordu. "Çocuğum doğduğunda çok zayıf olarak doğmuştu ve doktorlar ölme ihtimali olduğunu söylemişti. O gün gerçek annenle aynı anda doğum yapmıştık bende bebekleri değiş ettim. Çünkü çocuğumun gözlerimin önünde ölmesini istemedim."
Oda da herkesin gözü benimle gerçek annem olan Aysun'un arasında gidip geliyordu. Çatlak çıkan sesime aldırış etmeden "ne yani senin çocuğun ölecek diye benim hatta bizim hayatımızı mı kararttın? Ya sen baba sen nasıl göz yumdun bu olanlara? Eger bugün gerçek kızınız Melek hasta olmasaydı, kan grubuna bakılmasaydı bütün hayatım boyunca size anne baba diyecektim. Hiç mi merak etmediniz gerçek kızım suan hayatta mı diye? Bu nasıl bir canilik?" Gözümde duran yaşları daha fazla tutmayınca birkaç hıçkırık çıktı dudaklarımdan. Gerçek annem Aysun bu durumdan rahatsız olurcasına yerinde hareket etmeye başladı. "Kalk gidiyoruz Mahinev. Herkes kendi kızını alsın ve şunu da unutmayın Melek bizi istediği zaman görmeye gelebilir ve bizde onu. Bu yaptıklarınızı polise bir bir anlatmak isterdim ama bir genç kızın hayatı var ortada. Melek kızım istersen bu insanlarla kalmak zorunda değilsin?"
Melek kendisine yönetilen bu soruya karşılık vermek istercesine birkaç cümleyle söze başladı. "Her ne kadar yanlış yapmış olsalarda onlar benim annem ve babam onlarla kalmak istiyorum. Mümkünse belli bir süre ben alışana kadar görüşmeyelim sizinle çünkü çok üzülürüm. Lütfen anlayış gösterin."
Melek'in bu olgun davranışına şaşırmıştım. "Tamam kızım sen nasıl istersen." Annemin dediği bu lafla gerçek babam yerinden kalkıp Melek'e sarıldı. Herşey o kadar tuhaftı ki kendimi bunca kalabalığın arasındaki en yalnız en cahil insan gibi hissediyordum. "Kendine iyi bak kızım." Babam Hakan'ın bu lafıyla annem beni kolumdan tutup "hadi gidelim" dedi. Olur dercesine başımı salladım. Bunca zaman bana yalan söyleyen eski aileme her ne kadar sarılmak istesem de bunu yapmadım. Zaten onlarda bana sarılmak istemedi, bakmadılar bile.~
Evden ayrıldıktan sonra arabada oluşan sessizlik hepimiz için en iyisi olmuştu. Kimsenin bu konu hakkında söyleyecek bir sözü yoktu, varsa bile hiç bir söz yirmi yıllık hayatımı geri getiremezdi. Çok lüks villaların olduğu bir yere gelince ister istemez gözlerimi kocaman açtım. Sonuçta bunca yıldır fakir bir hayat yasamıştım. Durumumuz pek iyi değildi. Bir villanın bahçesine girince arabayı evin altında bulunan garaja park ettik. Arabadan yavaşça indim. Aysun Teyze yani annem kolumdan tutup "burda çok mutlu olacaksın, kimsenin seni üzmesine izin vermeyeceğim" dedi.
Tebessümle karşılık verdim hızlı adımlarla villanın kapısına doğru yürümeye başladık. Kapıyı bir bayan açtı. Sanırım bu evin hizmetlisiydi. "Hoşgeldiniz hanımefendi." Gülümsedim. İçeri girince gözüme çarpan kocaman bir oturma odası çok lüks ve güzeldi. Kapı arasından görünen mutfak da çok göz doldurucu görünüyordu. Arkamdan gelen bir sesle o tarafa doğru döndüm. "Odanı göstermemi ister misin? Başka kardeşin yok tek kızımız sensin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSUN ŞARKISI
Teen Fiction"En savunmasız mahkeme insanın kendi içinde yaşadığı vicdan savaşıydı. Hayatının bir yalan üzerine kurulu olduğunu öğrenen Mahinev, gerçek ailesinin geçmişte yaptığı hataları affedebilecek miydi? Yalanlarla yaşarken nasıl doğru kalabilecekti? Peki y...