Carsamba sabahi hic kalkip okula gidesi gelmemisti. Gecirdigi 4 gunluk tatil degildi de sorun, gozlerinin onunde erip giden karın tatini cikartamadigina uzuluyordu.
Dogrulup gozluklerine uzandi. Uyku sersemi oldugu icin kirilan gozlugu unutmustu. Cekmecesindeki diger gozlugu aldi.
-senin yasindaki cocuklar gozluk takmasini sevmesken sen yedekte gozluk tutuyorsun. Seni anlamak cok zor.
-sadece gozlerime dikkat ediyorum okadar.
Nasil dikkat etmesin. Gozlerinin rengi gokyuzu gibiydi. Uzun saclarini biraz dagitti ve her zamanki gibi karisik ama bir okadarda ahenkle dans eden saclarina bakti. Okul unuformasi ona yakismasada saclari ve gozleri bu kusuru kapatiyordu. Kahvaltisini yaptiktan sonra evden cikip okula gitti. Her zamankinden farkli bir hava vardi. Elleri ve ayaklari bir saat gibi isliyordu. Hic durmadi, direk sinifa cikti. Koridordaki arkadaslari kasindaki yarayi coktan farketmislerdi. Onu iyi taniyanlar denizi kenara cekip sesizce konustular. İlk soruyu soran kardesi kadar cok sevdigi miraydi...
