SENSITIVE HEART

466 69 15
                                    

Yeni bir oneshot ile sizlerleyiz..Medya ile birlikte okumanızı tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar..☺

-Ne diyorsun sen Baek? Ne demek gidiyorum? Daha düne kadar düğünümüzün hayalini anlatıyordun ne değişti bir anda söyler misin?

-Lütfen.. lütfen soru sorma Chanyeol, mecburum gitmeye..

-Mecburum diyorsun. Bu yetmiyor bana Baek, hayatımı adadığım insanı kaybetme bahanem bu olamaz!

-Söyleyecek hiçbir seyim yok ki Chanyeol, lütfen anlayışla karşıla.

Nasıl anlayışla karsılayabilirdim ben bunu. Uğruna ailemden vazgectigim insan beni terkediyordu ve soru sormama izin vermiyordu. Madem gidiyorsun neden ağlıyorsun? Seven gitmez, giden sevmez, sevmeyende ağlamaz değil mi? Ne oldu sana Baek'im düne kadar hayallerimi yaşadığım insana ne oldu bir anda? Düşünceler beynimi kemiriyordu resmen. O ise valizini dışarı çıkarmaya çalışıyordu.

-Yapma Baek'im gitme. Sen gidersen nefessiz kalırım. Ölürüm anlıyor musun ölürüm. Son kez son kez yalvarıyorum gitme..

Artık nedenini bile merak etmiyordum tek düşüncem onu nasıl durduracağımdı. Dayanamazdı Baek'im bana, yüzüm asılsa dünyayı yakacak birisiydi o, nasil dayanıyordu dev adamının hıçkırıklara boğulup ağlamasına nasıl?

Ceketini giyiyordu. Ciddi ciddi gidiyordu. Dünyam yavaştan kararmaya başlamıştı. O benim hayat kaynağımdı olmaz bırakamazdım onu.

Kolundan tutup kendime çektim. Ağlamaktan şişmiş gözlerimiz konusuyordu şimdide benim gözlerim gitme diyordu, gidersen kör olurum ışıksız kalırım. Onun gözleride gitmek istemiyordu sanki sadece dili inkar ediyordu bunu. Tam "gitmeliyim" diyeceken yapıştım dudaklarına. Söylememeliydi artık o kelimeyi susmalıydı dudakları. Susturmalıydım. O narin bedenine ilk defa bu kadar sert dokunuyordum. O ise ilk defa itmisti beni itmis ve ilk defa arkasını dönüp gitmisti. Ne bir adres ne bir numara vardı. Ondan geriye anıları ve yarım bir ben bırakmıştı.

***

1 yıl olmuştu gideli. Eve kapatmıştım o gittiğinden beri kendimi. Ne bir haber ne bir ses yoktu. Resimleri hatırlatıyordu yüzünü ama sesi, sesi ucup gidecek kulaklarımdan diye korkuyla yaşıyordum. O her sabah uyandırmak için mırıldandığı şarkıları her sabah kendim söylüyordüm sadece unutmamak için.

Bugün özel bir gündü. Bugün 27.11.2015'ti. Bugün doğum günümdü. Arar mı acaba diye çok bekledim sürekli kapıyı kontrol ettim. Gelirde cesaret edemeyip geri döner diye. Unutmazdı bu günü hic, bir sürü hediyeler alır evin heryerini küçük not kağıtlarıyla doldururdu. Pastayı hep kendi elleriyle yapardı. Unutmazdı iste yine unutmamalıydı. Saat 23.45 olmustu 15 dk kalmıstı doğum günümün bitmesine ama o yoktu. Bu hayal kırıklığıyla uykuya dalmıştım bir anda telefonun sesine uyandım. Kızmıştım kendime nasıl baek imin şarkı söylediği evde başka bir müzik çalmasına izin verebilmistim.

Numara yoktu. Gizli numara yazısını görünce Baek diye açmıştım, hissediyordum oydu.

-Baek. Bitanem. Sensin değil mi? unutmadın. Neden konuşmuyorsun? Hadi aşkım hadi gel daha 3 dk var günün bitmesine. Hadi geliyorum de durdurayım zamanı. Birlikte bitirelim bu günü. Ama gel nolursun...

Sözümü bile bitirmeden telefon kapandı. Saat tam 00.00 dı. Bu günde mi o gelmeden bitmisti. Ama arayan oydu değil mi, o olmalıydı.

Sabah kapı çaldı. Bir postacı bir kağıt uzatıyordu. Anlamsız bakışlar içerisinde aldım kağıdı elime. Üzerini okudum

"BYUN BAEKHYUN"

Heyecandan ayakta duramıyordum. Koltuğa oturdum zar zor. Açma diyordu içimdeki bir ses ama ben yillarca bu zamanı beklemiştim öyle değil mi? Hızlıca açtım zarfı.

Aşkım;
Seni görmeye sesini duymaya dayanamayacağım için bu satırları yazıyorum. Bu bir kavuşma mektubu değil bu bir elveda mektubu. Bu mektup aşktan ziyade hüzün ve acı dolu. Biliyorum kırgınsın hatta kızgınsın bana. Söyleyemezdim aşkım, nedenini söyleseydim göndermezdin beni. Ben seninleyken hem yaşayıp hem ölüyordum aşkım. Sana olan aşkım öldürüyordu beni. Hani gitmistim ya doktora sonuçlarım temiz çıktı demistim. Yalandı aşkım. Hastalığım beni en kuvvetsiz yerimden yakalamıştı. Senin yaşadığın yerden; kalbimden. Çok hastaymışım. Korkuya, heyecana, sevince özelliklede aşka gelemeyecek kadar hassas bir kalbim varmış. Sen beni öldüyordun, aşkın beni öldürüyordu. Ama ben razıydım aşkım. Seninle ölmeye de razıydım. Ama benimle birlikte seninde ölmene dayanamazdım. Gitmeliydim işte sadece gitmeliydim ve gittim. İyileşip geri dönmek umuduyla gittim. Olmadı ama aşkım iyileşemedim başaramadım. Durumumun farkına varınca bu satırları yazdım. Şimdi sen bu satırları okurken ben hayatta olmayacağım ama hep yanı başında olacağım. Sen değil ama ben seni hep göreceğim ve yanindan hic gitmeyeceğim. Ben seni hep sevdim aşkım. Bedenim uzaktaydı ama ruhum şimdi olduğu gibi yanındaydi. Sakın ağlama dev adam, ben sonsuz aşkımızı sonsuz hayatta yaşamak için seni bekliyor olacağım. Simdi sadece bu hayat için 'ELVEDA' diyorum sana. "ELVEDA"

Titriyordum. Ellerim titriyordu. Kalbim titriyordu. Kağıdın altında bir numara vardı. Titreyen parmaklarımla zor da olsa yazdim numaraları telefona. Bir bayan açtı telefonu. Kim olduğumu sormasını aldırmadan Baekhyun diyordum. Sadece onun ismi dökülüyordu dudaklarımdan.

-Baekhyun, Baekhyun!..

Karşıdaki ses konuşmaya başladı bu sefer. Bense sadece sustum.

- Merhaba beyefendi siz Chanyeol olmalısınız. Mektup elinize gecmiş olmalı. Baekhyun başına bir şey geldiği zaman bu mektubu size ulaştırmamızı istemişti. Başınız sağolsun efendim. Baekhyun 1 yıl önce hastanemize geldiğinde çok hastaydı. Heyecanı kaldıramayacak kadar hassas bir kalbi vardı. Dün gece ilk defa telefonu istedi. Konuşmadı, sadece dinledi. Iyice yorulan kalbi sizin sesinizi duymaya bile dayanamadı ve dün gece onu kaybettik...

Ölüm tarihi 28.11.2015 Ölüm saati: 00.00

THE END..

"Diğer kitabımızada bakmayı unutmayın vote ve yorumlarızı bekliyorum..♡♡"

A Sensitive Heart / ChanBaek✔(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin