Bir emlakçının önünde durduğumuzda etrafıma bakınarak indim arabadan. Yeniden belimi kavradığında bunu artık alışkanlık haline getireceğinden korkuyordum. Yavaşça dükkanın içine girdiğimizde aşırı derecede ortama hakim olan lavanta kokusu miğdemi bulandırmaya çoktan başlamıştı. En nefret ettiğim kokuydu, insanın içini boğuyordu resmen yada Calum'un kaldığı hastane odasındaki koku olduğu için böyle hissettiriyordu. Bilmiyorum.
"Kafeye yakın olan bir ev ve benim yanımda olan bir ev, ikisinide görmek ister misin?" Sterling' e döndüm ve başımla onayladım onu. Emlakçıya bir şeyler söyledikten sonra ondan iki tane anahtar alıp bizi yeniden arabaya yönlendirdi. Arkadaşıydı sanırım çünkü normal şartlarda hiçbir emlakçı bu şekilde yapmazdı. Arabaya geçtiğimizde başımı iyice yasladım geriye doğru. İnanılmaz bir ağrı girmişti.
"Demetria iyi misin?" bu soruyu sormasıyla benim hakkımda sadece ismimi bildiğini hatırladım. Burada hiç arkadaşım yoktu, tıpkı geldiğim yerde olmadığı gibi. Gözlerimi kırpıştırdım.
"İyiyim bilirsin başka şehirden geldim ve hava değişimi zırvalıkları benide vurdu sanırım, biraz başım ağrıyor." hafifçe üzerime eğilip torpidoyu açtığında parfümü burnumu delecek şekilde ciğerlerime işlemişti. Ağır bir koku değildi aksine rahatlatıcıydı. Bir süre içini karıştırdıktan sonra bir kutu çıkarmış ve bana uzatmıştı.
"Kısa sürede geçirir." arkadanda açılmamış bir su şişesi verdiğinde minnetle baktım ona. Neden bu kadar iyiydiler? Gerçekten şevkatten ve bu harika tavırlarından ölecektim ve niyeyse ailesinin geri kalanıylada tanışmak istiyordum. İlacı içtikten sonra şişeyi yanımdaki boşluğa bıraktım.
"Teşekkür ederim." dediğimde sadece gülümsemekle yetinmişti. Sahil yoluna girdiğimizde ilk olarak onun evinin oraya gideceğimizi anladım. Konumu önemliydi elbette ancak bütçesi çok daha ön plandaydı benim için.
. . .
Bahçesindeki bakım bile harika görünüyordu. Evin içine girdiğimizde elimden tutarak üst kata çıkardı beni.
"Bence bu ev güzel bir seçim olur. Çünkü..." bir odaya girdiğimize camın önüne geçmiştik. "Pencerelerimizden birbirimizi görebileceğiz. Benim yatak odama bakıyor. Seninde burada uyuyacağını varsayıyorum." diyerek güldüğünde bende gülmüştüm.
"Güzel görünüyor." dedim ve yavaşça ondan ayrılıp diğer odaları gezmeye başladım. Hem iki katlı hemde fazla odalıydı. Sahil kenarında olduğunuda düşünürsek burası beni fazla aşacaktı.
"Diğer eve gidebilir miyiz?" onunla bakışan pencerelerimiz olabilirdi; daha fazla param olsaydı. Aşağıya indiğimizde son kez baktım bahçeye. Belki daha sonra burayı tutabilirdim hu? Tamam burayı hiçbir zaman tutamazdım.
. . .
Bir apartman dairesinin en üst katındaydık. Akıtan tavana baktım. Daha sonra ahşap yerlere. boyası soyulan duvarlara. Gıcırdayan kapılara. Harikaydı! Burası tam hayallerimin evi! Nasıl ilk buraya gelmezdik ki? Kendimi kandırarak mutlu olma çabam sona erdiğinde ona döndüm.
"Burası benim için daha uygun olacaktır. En azından alışana kadar. Hem kafeye de yakın sonuçta geç kalmakta istemem. Bugün tutabilir miyim ben acaba burayı?" diye sordum gülümseyerek. Çenesini kaşıyarak bana baktığında hala gülümsüyordum. İnanmamış görünüyordu ama ne diyebilirdi ki?
"Pekala... Ben onunla konuşayım o zaman. " etrafına bakındı bir süre. Daha sonra tuttuğu nefesini verdi. "Burda yaşayabileceğine emin misin?" gülümsedim. Başarabilirdim. Temizlendiğinde güzel olacaktı emindim buna.
"Nesi var ki? Sadece biraz bakıma ihtiyacı var." duvarlara baktım. Mesela gri hoş olabilirdi. Yada lila? Bana acıyla baktığında sinirlendiğimi hissediyordum. Bunda ne vardı ki sanki? Alt tarafı param yoktu ve ben burayı harika bir eve çevirecektim.
"Tamam. Üzgünüm bir an şey oldum. İstersen diğer ev için sana yard-" kestim sözünü sinirle.
"Burası için bir şeyler yapabilir misin başka aramaya mı başlayayım?" başını anlayışla salladığında vicdanımdan gelen küçük 'çıt' sesini duyduğuma yemin edebilirdim.
"Bu akşama hallederim heralde." dediğinde küçük bir gülümseme gönderdim ona. Yeni hayatıma böyle bir evde başlayacak olmamda ayrı bir ironiydi. En azından içini düzenlerken eğlenecektim, birde o yönden bakmalıydım.
"Teşekkür ederim." dediğimde evden çıkmıştık. Mutlu hissediyordum. Evi tuttuğumuzda daha da mutlu olacaktım. Bu kez birkaç şey iyi gitmişti ve ben bunları batırmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hero |Stemi|
Fanfictionİtiraf etmeliyim Yalnızlığın ağaçlarının arasında nasıl zor nefes almaya çalıştığımı Ve sen itiraf etmelisin Göğsümde atan kalbimi nasıl görmeye çalıştığını Düşüyormuşuz gibi hissediyorum Bu sonbahar yaprakları gibi Ama kışın gelmesine izin v...