Evet kaç senedir aradığım takımı buldum bir zavallı;ben, bir sporcu;Lucy, bir yazar;Sou. Harbiden iyi bir üçlü olduk. Ama yinede şu pazartesiye bir tüü sevmem. Hatta sevemem. Bibip! İşte yine aynı ses tabi ben size bundan bahsetmedim. Ne yazık ki benim her gün telefonuma gizli hayranımda mesajlar geliyor. Fakat onun kim olduğunu bilmiyorum. Ama güzel olduğumu düşünen biri varmış. Mesela"bugün çok güzelsin. Yeni pantolonun sana çok yakışmış. Tabii bunu sadece Lucy biliyor. Ah! Birde yeni gelen kız Sou da biliyor. Derste Sözü ya biraz dikkat ettin o da ne? Tiffany Sou'ya tehtidçi bakîşlar atıyor. Sou da üzülen bakışlarla derse geri dönüyor. Acaba bu sülük yine neyin peşinde?
Teneffüs olur olmaz hemen Sou'un yanına gittim. Ve neler olduğunu sordum. "Ben cumartesi günü Jack'le tanıştım ya (yüzü kızarır) o yüzden Tiffany arkadaşı Avril için beni Jack ile bir daha gorüsürsem beni rezil edeceğini söylüyor." Dedi. Hımm evet şimdi kokusu ortaya çıkmıştî. "Peki sen Jack'den hoşlanıyor musun?" Sou yüzü kızararak sessiz bir sekilde" evet"dedi. Zaten baştan beri anlamîştîm birbirlerini sevdiklerini. Zaten Lucy de John'a açılacak. Tek ben ortada kalacağım. Aman tanrım. Ne biçim bir hayatım var.
