Hiçbir insan nedensiz girmez hayatımıza. Bazıları sınavımızdır bazıları ceza bazıları ise en değerli hediyedir bize...
'Birkaç güne toparlarım' dediğim günden beri darmadağınım ben. Bilirmisiniz bilmem ama her çiçeğin boynunu büken bir mevsim vardır. Kiminin ilkbahar, kiminin de sonbahardır. Biliyor musun, bana aldığın ilk ve son çiçeği hala saklıyorum, bana hediye olarak bıraktığın aşkımızda. Benim en büyük hatamdır, beni umursamayanlar için göze aldığım o büyük, mucizevi fedakarlıklar. Hüzünlü gönlün hikayesi kısa olur, 'Ne oldu' derler, 'Hiç' dersin biter. Halbuki bizimki sayfalara sığmazdı, çünkü bizi farklılıklar esir almıştı. O kadarını yapmaz dediğim herkes tam olarak o kadarını yaptı.
Defterimin bu günlük sayfa rotası dolmuştu, hüzünlenmişti gönlüm. 'Kapattım ben o defteri' derken en iyi arkadaşımın bana yaptığı o edepsizlikle yaşlarım gibi gözlerimin önüne yansımıştı eskilerim. Ağlayamamıştımda, nedenini de bilmiyordum. Herhalde o kazıkların acısına alışmıştım.
"Yağmur, iyi misin kızım?"
Ah be annem, nasıl iyi olayım görmüyor musun halimi?
"İyiyim annem, neden ki?" Dedim ve gülümsememle annemin kaşını çatması bir olmuştu. Ah, deli kadın, bilmiyordu içimde kavrulan ateşi.
"Gözündeki o ıslaklık iyi olduğun için mi?"
Aklıma bugün aldığım o güzel haber gelmişti ve bu bahane bu yalanı örtmek için en iyisiydi.
"Anne, gel otur yanıma, birşey söyleyeceğim sana."
Hemen gelip sinmişti yanıma.
"Hayır olsun kızım. Ne oldu?"
Kim bilir nasıl da olmayan şeyleri senaryolamıştı yine, ben bu sefer hangi role bürünmüştüm merak konusu, tartışılır tabii.
"Hayır anneciğim, hayır."
Meraklandırmayı severdim ve annemin biraz daha sabretmeye gücü yoktu. Bunu yüz hatlarından anlayabiliyordum.
"Hazır mısın!?"
"E, hadi kızım!"
"Üniversite..beni kabul etmiş anne, kazanmışım!"
Annem kısa bir şokun arkasından çığlık atınca bende kahkaha atmaya hafif çığlıklarla onu destekledim. O sırada üniversiteye giden abim Ozan dalmıştı odaya.
"Kim atladı balkondan?" Diye gülerek fır dönüyordu ortalıkta. Annem ile ikimiz kahkaha atıyor dayanamayıp yerde tepinerek kıvranıyorduk.
"Ne balkonu oğlum, kardeşin üniversiteyi kazamış!"
"He, onun için mi bu kadar çığlık atıyorsunuz? Bende Yağmur dayanamayıp balkondan atladı sanmıştım." Dedi ve yastığı kafasına yememek için odadan çıkmıştı. Gerçi çıkmasada olurdu çünkü onda kafa denilen birşey yoktu.Beğendiniz mi? 😊.
İmage: Yağmur
KAMU SEDANG MEMBACA
Suya Düşen Hayaller
Teen FictionBu, Yağmur'un hikayesi. Onlarca damlanın bir darbe ile yok olmasının hikayesi... Hayallerini başkasının yaşamasına izin veren, onca hayalini bir nefretle söndürmeyi başaran, üzülüpte sürekli gülenlerin hikayesi. Bu, senin hikayen. Onların, senin hay...