Sonbahar

149 5 1
                                    

Kasra henüz 17 yaşında bir kız çocuğu idi annesi ve babasını trafik kazasında kaybetmişti.İpsiz bucaksız bir köyde anne annesinin yanında kalıyordu. Anne annesi artık çok yaslanmisti ve kasra anneannesi ne bakmak zorunda kalıyordu hatta zorundaydı çünkü kimsesi yoktu.

Okul hayatını kimsesi olmadığı için bir sure ertelemek zorunda kalan kasra artık okumak istiyordu ve tüm yaşadıklarını unutmak . Bunları yapmak onun icin zordu fakat kasra güçlü ve kendi ayaklari uzerinde durabilecek bir kızdı . Kasra liseyi yeni bitirmişti ve üniversite ye başlamak istiyordu kısa bir ara verdiği için bildiği herşeyi unutmuştu ,üniversiteye başlayabilmek için sınava iyi hazırlanması gerekiyordu . O çoktan çalışmaya başlamıştı.
Kasra kendiyle ilgilenmeyi seven bir kızdı her ne kadar çocuk olsa da olgun düşüncelere sahipti .Bazen kendini kontrol edemeyebiliyordu ve bunun için bir suru ilaç kullanıyordu ve bu ilaçlar onu daha da kötü yapıyordu .
Kasra neşeli bir kızdı gezmeyi severdi o sonbaharı çok severdi çünkü doğa tüm birikmisligini sonbaharda bırakıyordu yağmur rüzgar yürümek aklından hep geçiyordu. Kasra sabahları sürekli yuruyus yapar müzik dinlerdi hiç dostu yoktu sadece yeşil bir kulaklığı ve eskimiş bir MP 3 . O kendini hep yanliz görürdü aslında yanliz denilebilecek kadar yanlizdi . Yuruyus yaparken hava soğuyup yağmur yağmaya başlayınca yol kenarına oturur ve kollarını açardı sanki yağmur ona birşey anlatmaya çalışıyordu ve o anlik mutlu oluyordu . Çünkü o kendini yağmura bırakıyordu yağmur içine işliyordu kalbine . Belkide aşkı öğrenmeye başlıyordu "ama kime " yağmura mi rüzgara mi veya herhangi bir şeye mi ama anlamıyordu. Belkide bu aşk değildi anlık bir sevincti gelip geçici. Kasra yuruyusten sonra bir kafeye gidiyordu insanlarla etlikelisim kurmaya çalışıyordu yavaş yavaş alismaya calisiyordu. Akşam olmuş eve gitmeye mesken tutmuş .

Saat epey gec olmuştu ve kasra eve gitmek için yola koyulmuştu eve gidene kadar insanlarla sakalasip çocuklarla oyun oynardı zaman gelmişti artık kasra eve gittiğinde her zaman yaptığı gibi anneannesinin yanına kosardi ve yanağından bir öpücük alırdı ve hep "annem " diye sarılırdı .
   Kasra sabah erken saatlerde uyandırdı ve bugünde herzaman ki gibi 07:05 te kalkmıştı anne annesini uyandırmak için odasına gidince birde ne görsün anne annesi olmuş o an kasra vuruldu çaresiz kaldı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı yapacak hiçbirşey kalmamıştı kasra anne annesini defn ettikten sonra kaçtı bu şehirden uzaklaşmak istiyordu artık çünkü sürekli aynı şeyi yaşıyordu. Kasra İstanbul da bir yetiştirme yurduna yerleşmişti. Yurt müdürü kasraya bir okul bulmuştu ve okula en erken zaman da başlaması için herşeyi yapıyordu kasra sanki tüm yaşadıklarını unutmus gibiydi açıları dinmeliydi artık . Yavaş yavaş hayata direnmeyi öğrenmişti

      Sabah erken kalkmıştı ve camdan dışarı bakıyordu yağmur yağıyordu . Asaletiyle herkesi boğan toprak çamur olmuştu .  Ustunu giydi hemen. Okula doğru gidiyordu okulu çok büyüktü.  Arkadaşının çok olacağını o da biliyordu .
Kasra da her öğrenci gibi okulun ilk günü yanlızları oynuyordu yeni sınıfına alışması biraz zaman alacaktı.

Kasra sınıfına ilk girdiğinde ne yapacağını sasrirdi ve boş gördüğü bir sıraya oturdu biraz zaman geçtikten sonra Ivan yanına oturdu ve "merhaba güzel bayan" dedi.
Kasra şaşkın bir ses tonu ile "merhaba" dedi.
Ivan kısık bir ses tonu ile "oraya oturdum iyi güzel ama burasi dolum güzelim" dedi . Kasra sinirlenmisti ve kalkıp arka sıraya geçmişti.İlk arkadaşı kötü bir tanismayla olmuş olsa bile Ivan olmuştu.

Çilek Kırmızısı : AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin