Telefonu kapatıp geri yerime yattım. Başımdaki dertler yetmiyormuş gibi bir de Furkan çıktı başıma. Kalkıp kısa bir duş aldım ve kıyafet dolabımın karşısına geçtim. Siyah ağ çorabımı ve kısa siyah şortumu aldım. T-short olarak da beyaz bir sporcu atleti aldım. Aldıklarımı giyinip yola çıktım. Hayır yani anlamıyorum sabahın köründe kafede oturup napıcaz. Arabaya binip Furkan 'ın verdiği adrese doğru sürmeye başladım. Ben mi kimim ? Anlatıyım.
Ben Gece Yetik. 17 yaşındayım. Koyu kahverengi gözlerim var. Saçlarım siyah ama ben kızıla boyadım aralarını. Genelde siyah giyinmeyi severim. Ama arada başka renkler de giydiğim olur. Annem babam ve abim İzmir 'de yaşıyor. Ben de okumak için Bursa 'ya geldim ve burada yaşıyorum artık. 5 kızdan oluşan bir grubumuz var. Bir kafenin bar bölümünde şarkı söylüyoruz. Grupta ben Dolunay, Güneş, Hilal, Buğlem varız. Ve genelde beraber takılıyoruz. Şimdi buluşmaya gittiğim kişi de Furkan. Şarkı söylediğimiz kafenin sahibinin oğlu. Onun da 5 kişilik bir grubu var ve o grup kavga etmeden duramadıklarımızdan biri. O grupta da Furkan, Demir, Özcan, Poyraz ve Melih var. Gruptaki herkesle kavgalıyız. Grup olarak. Bi tek Furkan'la iyi anlaşmaya çalışıyoruz. Ama çalışıyoruz yani. O da kovulmamak için.
Şimdi de onunla buluşmaya gidiyorum. Neden? Çok önemli bişey söyleyecekmiş beyefendi. Sabahın köründe beni aşkımdan yani yatağımdan ayıran çok önemli bişey neymiş çok merak ediyorum doğrusu. Adresini verdiği kafenin önüne geldiğimde bu kafeyi bir yerden tanıdığımı fark ettim nerden olduğunu çıkaramadım. Neyse. İçeri girdiğimde en arka cam kenarına oturmuş düşünceli bir şekilde dışarıyı izleyen Furkan'ı gördüm. Masaya doğru gidip karşısına oturdum. Beni görüne "Hoş geldin" dedi. "Hoş buldum. Ne söyleyeceksen söyle gitmem lazım." Dedim. O da "Tamam başlıyorum. Ama sus hiç konuşma bitene kadar." Dedi. Kafamı sallamakla yetindim. "Hani bizim grupta Demir var ya. İşte biz evde oturuyoduk grupla. Melih de senin hakkında hem iğrenç hem de çok sapık bi espri yaptı. Demir de buna sinirlendi ve evden hızlı bi şekilde çıktı. Motorla giderken biz de arkasından arabayla takip ediyorduk. Bir anda kendini hızlandırdı ve karşıdan gelen arabayla çarpıştı. Şimdi hastanede ama ikide bir senin adını sayıklayıp duruyor. Yani aranızda bişey varsa..." dedi. Son cümleyi söylerken gözlerini kaçırmıştı. "Furkan birincisi bizim aramızda bir şey yok. İkincisi melih benim hakkımda ne söyledi?" dedim. Birinci cümleyi söylediğimde gözlerinde bi ışıltı oldu. "Ne söylediğini sana söyleyemem. Ama sen bi hastaneye gelsen de Demir'i bi görsen mi acaba diyorum." Dedi. Ben iyice sinirlendim. Ayağa kalkıp çantamı aldım ve "Gebersin pislik. Ona neyse. Bana söylenen lafa sinirlenmiş beyefendi. Ne karışıyosa. Melih'e de selam söyle o anlar." Dedim ve kafeden çıktım. Eve geldiğimde kızlar hala uyuyolardı. Ben de kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Normalde belli bi sıramız vardı ve o sıraya göre kahvaltı hazırlıyorduk. Ben daha dün hazırlamıştım. Ama canım yine hazırlamak istemiştim. Aslında bugün sırası. Kahvaltı hazırlamam bitince kızları uyandırmak için yukarı çıktım ve ilk önce Buğlem'in odasına girdim. Tam üstüne atlayacakken birden kalktı ve ben boş yatağa düştüm. Buğlem ise karşıda kahkaha atarak bana bakıyordu. "Sanada günaydın"dedim. O da gülerek "Günaydın." Dedi. Ayağa kalktığımda bütün kızlar kalkmış bana bakıyorlardı. E normal tabi grubun lideriyim. Bana bakmayacaklar da kime bakacaklar.
Dolunay "Hayırdır sabah sabah nerdeydin?" diye sordu. Ben de normal bir şeymiş gibi "Furkan'la konuştum." Deyip odadan çıktım. Bizim bu gerizekalılar Furkan'ın bana aşık olduğunu sanıyorlar. Kahvaltı masasına oturup kızlara seslendim. Kesin bizim dedikodumuzu yapıyorlardır. Hepsi birden koşarak masaya oturdular ve yemeye başladılar. Ben de "Afiyet olsun." Dedim. Sonra Dolunay "Kanka noldu yaa. Ne konuştunuz Furkan'la anlatsana. Meraktan çatlıycaz valla" dedi. Ben de gülüp "Dolunay biliyosun insanın başına ya meraktan ya-""tamam biliyoruz ama merak ediyorz napalım." Dedi. "Şimdi yemeğinizi yiyin kafeye gidelim orda anlatırım"dedim. Hepsi bir anda ayağa kalkıp "Doyduk" dediler. Bu hallerine gülüp ayağa kalktım ve "Hadi gidelim o zaman" dedim.
Kafeye geldiğimizde karşımızdaağlayan bir Furkan görmeyi beklemediğimiz için şaşırık. Buğlem de fırsattan istifade ederek kulağıma" Sadece konuştuğunuza emin misin? Buradan pek öyle durmuyor da." Dedi vegüldü. Ben de karnına dirsek attım. Doğal olarak susmak zorunda kaldı.Furkan'ın yanına geldiğimizde ben eğilip kulağına "Tamam gelicem Allah'ıncezası . İş çıkışı gelicem. Ağlamayı kes artık hastanenin adresini mesaj olarak atarsın." Dedim. O da bağırıp "Ciddimisin? Çok saol Gece. İyiki varsın." Dedi ve sarılıp gitti. Tabii bizim kızlarda bunu fırsat bilerek 'OOOO' lamaya başladılar. Ben de aralarından geçipkafeye girdiaerPybxwIVQZwsCh0oLQpj#imgrc=UsII2EKbqqKzIM%3A