Merhaba ben Harry 19 yaşındayım.Annem ve babam biz küçük yaştayken trafik kazasında ölmüşler. Amcamların yanında kalıyorum.Şuan onlar olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Tek kardeşim ve kardeşten öte 4 arkadaşım var. Kardeşimin adı Selena. O 18 yaşında ve harika bir motor kullanıyor.En yakın arkadaşlarım Liam Zayn Niall ve Louis. Nerdeyse her gün birlikte vakit geçiriyoruz. Birlikte vakit geçirken farklı şeyler yapıyoruz normal çocuklar gibi deyiliz. İlerde ne dediğimi anlıyacaksınız. Her şey amcamın bana anlattıklarından sonra başladı...
- Harry seninle konuşmam gereken önemli bir konu var.
- Bir sorun mu var amca?
- Aslında bunu daha önce söylemem gerekirdi ama buna hazır olduğunu görmem lazımdı.
- Neye hazir olmam gerekirdi?
- Annen ve baban trafik kazasında ölmedi.Öldürüldü!
- Ne? Kim neden öldürsün ki?
- Gel benimle.
Amcamın odasına doğru gidiyorduk. Kitaplığa doğru giden amcamın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Ama sonra yepyeni bir kapı. O da ne!! Resmen bir oda daha varmış. Yıllarca bunu benden nasıl saklayabildiler diye düşündüm o an.İçeride antik silahlar anlayamadığım cisimler vardı. Peki bunlar ne işe yarıyordu? Hepsi merak sorusuydu. Ama amcam tek bir kelime bile etmiyordu sadece yürüyorduk.Uzun bi koridor vardı ilerde ama zifiri karanlıktı tek bi ışık bile yoktu ve burası biraz soğuktu ürpermiştim. O an gözüme bi takım silahlar çarptı. Bunlar professiyonel silahlarına benziyordu.Bir anda kapı zilini duyduk. Acaba Selena'mı? Olamaz bu saatde dans kursunda olması gerekiyordu. Ahh! Evet o akşam çocukları çağırmıştım. Amcamın bana gösterdikleri adeta gözümü boyamıştı. Onların geleceğini unuttum. Şimdi ne olacak? Kafamda bir sürü soru var.Kapıyı açtığımızda evet tahmin ettiğim gibi çocuklar gelmişti. Onları içeri davet ettim.Her zaman ki gibi Niall yemeeekkk! diye bağırdı. Hiçbirşey olmamış gibi mutfağa gittim Niall'a sandiviç yapıcaktım.Arkamdan gelen amcam "Onlara gördüklerinden bahsetme." diye uyardı.
Sandiviçi hazırlayip akşam üstü sıktığım portakal suyunu bardağa doldurup içeri götürdüm Niall'ın ortalığı batırmaması için masaya bıraktım.
Gel burda ye ve mümkünse ağzın doluyken konuşma kafana yastığı yersin irlandalı! diye uyardım. Çocuklarla sohbete dalmış olduğumuzdan Niall'ın yemeğini bitirip mutfaktan geldiğini zor farkettik. Ağzının kenarındaki çikolata aman tanrım! Selena'nın dün benim için yaptığı pastayımı yemiş o? Yerimden fırladığımda Niall'ı itip dolaba baktığımda derin bir nefes verdim. Pasta duruyordu. Altı üstü bir pasta demeyin Selena onu 4 saat yapmak için uğraştı. Eğer yeseydi çok üzülürdü ve ben kardeşimin üzülmesine dayanamam. Çünkü ailemden kalan tek kişi annem ve babamdan kalan en değerli şey bazen ona birşey olduğunu düsünüyorum ulaşamadığımda kafayı yiyecek gibi oluyorum, düşüncesi bile canımı sıkıyor.
Saatler sonra Selena'da eve geldi. Biraz yorgun gibiydi. Hepimiz hoşgeldin dedikten sonra odasına gitti. Bu arada bende olanları anlatıp anlatmamak arasında kaldım. Onlar en yakın arkadaşlarımdı ne olabilirdi ki? Sanırım anlatacağım..
Hep beraber odamıza çıktık. Kardeşimide çağırdım. Gidip amcamı kontrol ettikten sonra çocukların yanına gittim.
- Hey çocuklar size anlatmam gereken birşey var.
En meraklımız Louis heyecanla "Ne oldu? Aksiyon mu var yine? Sınav kağıdı mı çalıcağız?" dediğinde kahkahalarımıza engel olamadık ama bu neşe ortamı kısa sürdü. Ciddiyet tekrar sağlandığında cümlelerimi aklımda toparladım ve karşımdaki beş meraklı yüze herşeyi anlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRONG
FanfictionO ve arkadaşları eğlenmeyi iyi bilen 5 gençti ta ki o güne kadar.. O gün ne mi oldu? Hep beraber öğrenelim...