Beste'den...
Koskoca salonda onca sese sağır kalmak ,aklım durgun gönlüm ıssız akıp giden zamanı şimdi daha çok hissediyorum içimde.
Daha düne kadar annemle yaz planları yapıyorduk. O kafasını dinlicek senenin yorgunluğunu atacak bense kafamı dağıtıp günümü gün edicektim. Şimdiyse etrafımda bana acılı gözlerle bakan onca insan kulağımda teselli cümleleri karşımdaysa lafı dolandırıp duran bir polis ağzını akur hale gelmiştim artık o kadar anlamsız gelmişti herşey tek bir kelimeyi bekliyordum bir o kadar da o kelimeyi duymamak için çırpınıyor.
Sonra durdum ve dinledim beni o an yok eden cümleleri "Başınız sağolsun" onca kelime arasından seçtim çıkardım bu insanı en derininden vuran cümleyi .O an parmak uçlarıma kadar hissettim o acıyı, titredim gözümden akan yaşların ıslaklığıyla ağladığımı farkettim o akıyordu yanaklarımdan ben kabullenemiyordum. Sonra bana yönelen adımları gördüm duvarlar bile üstüme geliyordu sanki olduğum yerde yutkundum ,derin bir nefes aldım ve "Çıkın dışarı" dedim öylece bakmaya devam ederlerken anlamsızca bakan gözlere telaffuz edemeyecektim cümlelerimi değiştirmeden tekrarladım bir çok kez herbiri birbirinden yüksek seste döküldü ağzımdan. Yanımdan çıkıp giden bana dokunan elleri hissetmeden oturdum olduğum yere sonra ev tamamen boşaldığında hissetmeye başladım yavaş yavaş sesizliği hissettim en derinimde onun yokluğunu hissettim eksikliğimi bu zamana kadar varlığına alıştığım insanın artık yokluğunamı alışacaktım. Ölüm vardı dimi o ani yokoluş bunu biliyordum ama yaşayınca bunların varlığına cahil kalıyor insan gerçekten. Annem benim herşeyimdi çok tartışırdık doğru ama ondan destek alırdım hep babamla ben çocuk yaştayken ayrılmışlardı. Babam evden ben 6 yaşındayken çıkıp gitmişti ve birdahada hiç dönmedi şimdilerde sadece doğum günlerimde arar sadece. Hayatımı annemle dimdik ayakta durarak yaşadık bu zamana kadar inişli çıkışlı dönemleri hep birlikte aştık şimdi bana bir zamanlar küçücük gelen bu şehir içimde büyümüştü resmen ben nasıl ayakta kalabilecektim yada kalabilecek miyim?Ilgaz'dan...
Beni içinde boğan bu şehirden bir süre uzak kalmak iyi gelecek sanırım işlerden ,pek uğramadığım okulumdan ayrı kalmak düşüncesi bile içimi okşarken bunu gerçekleştirmek benim gibi birinin bile yüzünü güldürecek cinsten.
Yolculukları pek sevmesemde kısa süreli bir molaya gerçekten ihtiyacım vardı. 3 saatlik bir yol için zaman şimdiden hiç geçmiyor gibi gözlerimi dinlendirmeyi kendime ayrı bir hobi bellediğimden şimdide çok zor olmasa gerek gözlerim şimdiden yavaş yavaş kısılmaya başlamıştı bile..."Ilgaz çok konuşuyorsun hadi ama biraz da önüne bakar mısın lütfen "
Bi süre hiç duymamış gibi sadece onu izledim ve konuşmaya devam ettim onu kızdırmak çok büyük bir eğlenceydi benim için kızgınken açılan çimen yeşili gözleri, kalkan o güzel kaşları , ısırdığı o öpmeyi arzulamaktan bıkmadığım o dolgun dudakları seviyordum gerçekten ondaki herşeyi ezberimdi o benim.
Bi süre böyle onu izledikten sonra devam etti
" Neden öyle bakıyorsun beni sinirlendirmeyi bı denli sevdiğini bilmiyordum " gerçekten bilmeliydi benim gözümdende görmeliydi kendini fazla bekletmeden bende karşılık verdim
"Deniz seni sinirlindirmek bir yaşayış biçimi bebeğim bir eğlence şu haline bak o gözlerin yokmu o gözlerin sırf o gözlerini daha da açıp bakıyorsun ya kızınca işte bu bile bir neden benim için normalde kısılan o gözlerinin yeşilini kızgınken daha net seçiyorum"
Öylece şiir okuyormuşum gibi baktı sözümü kesmeden böyle kelimeler kullanmayı pek beceremem ben ne zaman onu bu şekilde ona anlatsam o al yanakları dahada kızarır utanır bi okadarda mutluluğu görürdüm gözlerinde." Beni kızdırıp bianda utandırıyorsun ama bu hiç adil değil ani romantik tavırlarına alışık değilim bay Ilgaz Öztürk"
İsmimi onun ağzından duymak bile bir mutluluk benim için yanında huzur bulduğum tek insan bana bir dokundu o dokunduğu an hayatıma da yeni bir ben kattı adeta ben bile sevebildiğimi onunla hissettim onu gerçekten seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kadar Derin
Teen FictionKendisini siyaha adamış acılarını geride bırakıp hayatını yeniden kurmaya çalışan yalnız bir kız. Hissizliği kendine dost bilmiş ruhsuz bir genç. İki ayrı dünyanın iki yalnız insanları onlar kendi ayaklarının üstünde yaşam mücadelesi verirlerken...