Ilgaz'dan...
Kapıyı hızla çarpıp çıktım.Arkamda hala bana birşeyler söylemeye çalışan babama aldırış etmeden şirketten ayrıldım.Böyle kavgalarımız olurdu her zaman iş konusunda sürekli ayrı düştüğümüz konular ama birbirimize danışmadan ve onay almadan adım atmazdık. Günümün yarısı şirkette geçerdi benim severek ve dikkat göstererek yapardım işimi babam işlerin üzerinde durmaz kontrolü bana bırakırdı.Ama ne olduysa şu 4 günlük yokluğumda yapılamacak ne varsa yapmıştı. Asıl sorun bana söylememesi değildi sonuçların şirkete iyi gelmeyeceğini bile bile bu yola çıkmış olmasıydı.Bizim sonumuzu bekleyen bir şirketle anlaşma yapmıştı.Üstelik kaybeden şirket diğer şirketin %40lık hisselerine sahip olacaktı.Sevindiğim tek şey henüz imzaların atılmamış olmasıydı.1 hafta sonra bir toplantı düzenlenip bütün herşey belgelere aktarılacaktı bu demek oluyordu ki düzeltmek için 1 haftam vardı sadece .Büyük bir öfkeyle eve geldim elime denk gelen ne varsa kırdım döktüm . Ardından biraz yatışır gibi olduğumu hissettim ve duşa attım kendimi sinirli olduğum anlarda sakinleşmemin diğer yolu soğuk bir duştu.Duşumu alıp kendime geldim ve sakin kafayla düşünmeye başladım.İlk defa kafam ağır gelmişti bana bir o kadarda bomboş. Şirket babamındı bana sadece %10luk bir yetki vermişti şuan için zamanı geldiğinde bütün herşeyi bana devredeceğini söyler dururdu neyi bekliyordu bu adam artık diye çok yakınıyordum.Herşeye ben bakıyordum zaten o sadece beni kontrole geliyor ve başımda dikeliyordu sürekli sadece 4 gün başında durması gerekmişti. Ama o eski patronluğunu özlese gerek herşeyi kafasına göre ayarlıyordu.Tek bir farkla önceden herşeyi göz önünde bulundurup kararları netleşene dek düşünürdü şuanda yaptığı aptallıktı.Kazanma şansımız vardı elbet ama onlara kıyasla daha düşük bir ihtimaldi.Mucize gerekti bunun için ki mucize beklemek te ayrı bir bencillikti.
Ben kendimle böyle tartışırken kapı çaldı. Bir an aklım dağıldı ve kapıyı açtım. Çok şaşırdım babam.Tabiki bekliyordum onu duramazdı yerinde yine soluğu yanımda almıştı. Onu kapıda bırakıp geri salona yöneldim arkamdan yine konuşmaya başlamıştı."Ilgaz artık çocukca davranmayı bırak neden bu kadar tepki gösteriyorsun anlamıyorum?"
"Anlamıyor musun? Anlama baba zaten gör kör kalma artık. Çocukluk yapan biri varsa o sensin bu durumda sonuçlarını düşünmeden bir adım atıyorsun. Bu aptallık!"
"Neyin iyi neyin kötü olduğunu biliyor ve kendi doğrularımla hareket ediyorum senin sadece 3 senedir başında durduğun şirketi ben senelerce ayakta tutup bu seviyelere getirdim.Şimdi dikkatli konuş.Senin sözlerin benim için önemli oğlum fakat bu konuda senden akıl alacak değilim hala o şirketin en büyük hissedarı ve patronu benim onun için yanlış bir şey yapmaya kalkışma!"
"Baba o adamlar senin sonunu getirmeye çalışan adamlar ve sen onlara bi fırsat veriyorsun bu yanlış.Ben akıl vermiyorum seni ve şirketi düşünüyorum ben"
"İşte onun için kabul ettim bütün teklifleri artık hiçbir şekilde bizi yıkamayacaklarını anlasınlar diye. Düşündüğünü biliyorum hatta fazla düşünüyorsun buda beni rahatsız ediyor. Ilgaz sadece şirket şirket diyorsun kendine bakmalısın birazda hayatını yaşamalısın. Önüne bak artık işine sahip çıkman güzel ama üzülüyorum senin için daha ne kadar böyle geçireceksin ömrünü "
"Baba tekrar o konulara girme kırmayalım birbirimizi ben o defteri kapattım. "
"2 sene önceki oğlumu geri istiyorum ben o kazadan sonra üzüldün, yıkıldın hatta bizde üzüldük oğlum o senin nişanlın olduğu kadar bizimde kızımızdı.Ama sen kendini bu eve kapattın bizden koptun bütün hayatını ev ve şirket arasında sürdürdün okuluna 2 senedir adam akıllı uğradığın yok seni geri istiyoruz biz anla bizide"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kadar Derin
Novela JuvenilKendisini siyaha adamış acılarını geride bırakıp hayatını yeniden kurmaya çalışan yalnız bir kız. Hissizliği kendine dost bilmiş ruhsuz bir genç. İki ayrı dünyanın iki yalnız insanları onlar kendi ayaklarının üstünde yaşam mücadelesi verirlerken...