Herkese merhaba:)
Bildidiğimiz kadarıyla bu gün #Şebsel'in kavuşma günüydü.Ve o yüzden twitter da arkadaşların isteği üzerine o uçurum sahnesini devamını yazdım.Bu hikaye 3 part olacak ve bu ilk part.
Yani demek istediğim ŞebSel için görmediğimiz sahneler olucak.Hem ne demiştiler "Her Son Bir Başlanğıçtır" bizde o başlanğıcı bide böyle deneyelim dedik.
Part 2 ve Part 3 en kısa zamanda gelir.
Unutmadan yorum ve voteleri bekliyorum...
~~~
Günüdüzü müjdeleyen güneş ışıkları odamdaki toz tanelerini görünür kılmıştı.Normalde bu saatlerde uyanmazdım.Uyku her zaman benim güzellik iksirimdi..Ama konu Selim olunca tabi ki, akan sular dururdu benim için..Hızla yataktan kalkıp direk banyoya ireledim.Ilış duş aldıktan sonra boy aynasının karşısına geçip hazırlanmaya başladım.Siyah mini etek üzerine borda boğazlı kazak giyindim.Saçlarımı toplayıp aşağı indim...
"Günadın." Almila elinde tepsiyle bana şaşkınlıkla bakıyordu.
"Saat 10 buçuk ve sen uyanıksın."Gülmseyip elindeki tepsiyi alıp salona girdim.Tepsiyi masaya bırakıp salatalıktan ısırdım.
"Selim ile buluşacağım." Almila çayları koymaya başladı.
"Bu saatte?Sen zaten geç geldin dün gece ne yaptınız bakıyım?" Tabağımı peynir zeytin alıp Almilaya baktım.
"Hiiiiç öylesine eğlendik işte.Sen evde misin bu gün?"
"Özgür'le buluşacağım zaten gelir birazdan."Kafamı sallayım yemeyimi yemeğe başladım.
"Şebnem?"Gözlerimi tabağımdan çekmeden "hım" dedim.
"Kaainat'la konuştun mu?Elimdeki çatalı sert şekilde tabağa koyup Almilay'a baktım."Yine mi Kaainat?Kaainat gitti Almilacım gitti.Biz arkadaşlarını bırakıp gitti.Can'ı bırakıp gitti.Kaainat şu an kim bilir nerde?Artık Kaainatsız devam edeceğiz."
"Galiba haklısın ama benim üzüldüğüm Can."
"Can iyi merak etme.Zeynep'le araları baya iyi..Unutma sonsuz aşk diye bir şey yok.Yani ola bilirde ama Can'la Kaainat olmadı.Neyse ben gideyim."Almila'nın yanağından öpüb evden çıktığımda Selim arabanım kapotuna yaslanmış beni bekliyordu.Üzerinde kot pantolon, hardar rengide kazak ve deri çeket vardı.Her zamanki gibi harika görünüyordu.Gülümseyerek hızlı adımlarla yanına gittim.
"Aşkım!"dudağının kenarında öptüm."Ne zaman geldin sen?"Ellerini tuttuğum da buz gibiydi."Ya ellerinde buz gibi."
"Seni özledim ne yapayım."Benim tersime o dudağımdan öpüb sarıldı."Kahvaltı ettiğini gördüm o yüzden rahat rahat et dedim."
"Ya sende gelseydin içeri."Orta parmağını saçımda gezdirip yanağımı okşadı."Rahatsız etmek istemedin?"Kafasını salladı.
"Gideli mi?" Kafamı sallayıp yolcu koltuğuna oturdum.Sürücü koltuğuna oturup bana baktı.."Nereye gitmek istersin prenses?"
"Fark etmez sen nereye gitmek istersen oraya gidelim de o yeni açılan mağzaya gitmem lazım çok güzel şeyler varmış.Ayakkabılar elbiseler ..."Ben konuşmaya devam ederken Selim'in sesiyle durdum.
"Aşkım tamam gideriz."Yine konuşmama dayanamamıştı.
Dudaklarımın altında gülümseyip direksiyondaki elini tuttum."Çok konuşmamdan rahatsız mı oluyorsun?"Kaşlarını çattı.