Aşka Kukla

3

İçki şişesi neredeyse sonlarına geldiğinde kendime dur deme vaktim gelmişti.

Biraz duş bana daha iyi gelecekti. Yorgunluğumu duşta atmıştım. Odamın aynasında kendimi inceleme fırsatım ancak bu zamanlarda daha yoğun oluyordu.

Gözümdeki siyah boyalar beni anlatıyordu. Peki pişman mıydım? Hayat toz pembe değil.

Yatağıma uzandığımda telefonumun salonda kaldığını farkettim. Hiç alma zahmetine dahi girmedim.

Aklıma Kaan geldi. Acaba beni sevmesi gereken kişi o değil miydi? Sevmesi gereken kişi o bile olsa neden sevmiyordu?

Sabah öğleye doğru uyandığımda başımın ağrısı yok denilecek kadar azdı. Kahvaltı yapmadan direkt kıyafetlerimi giydim.

Dersten çıkmasına sadece 13 dakika vardı. Bense, sigaram ile vakit öldürüyordum. Yoksa o beni önce öldürecekti.

Deri ceketime iyice sarıldım. Üşümüş müydüm? Evet ve aklıma amansız bir durum gelmişti. Hemen kafamdan uzaklaştırmaya çalıştığım fikir benim daha çok üşümeme neden oluyordu.

Ben dalmış gitmişken yanımda duran uzun boylu çocuğu yeni yeni farketmiştim. Elindeki sigaradan bir nefes aldı ve yüzüme üfledi. Ben kaşlarımı çatmış onun ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Ne istedin?" Soruma şaşırmış olucak ki hafifçe hıh dedi. "Üşümedin mi?" Dedi. Cevap vermeden başımı öne eğdim. "Sen nasıl istersen." Dedi ve yanımdan uzaklaştı.

Uzakta duran Kaan bana gözünü dikmiş şekilde dikkatlice bakıyordu. Huyu buydu. İnsan hiç ürkmez mi diye düşünmez ve gözlerini öylece üzerinde gezdirirdi.

Yanıma gelmesini tam 10 dakika bekledim. Ama gelmiyordu. Yanına kadar gittim. Hala bana bakıyordu.

"İstiyor musun hala?" Diye sordu. Ne demek istediğini anlamadım. "Neyi?" Dedim. Kolumdan yakaladı ve beni geçen gün kavga ettiğimiz dar sokağa doğru çekti. Duvara yaslanmış şekilde duruyordum.

Kaan bu sefer tamamen benimle ilgileniyordu. Bana gerektiği mesafede yaklaşınca "İçki içmişsin." diyerek durdu.

Hala soğuk bir tavırla ne bok yemeye çalıştığını anlamaya çalışıyordum.