BIR TUTAM AŞK ~ ♡

6 2 0
                                    

13. Yaşıma daha dün girmiştim. Bu arada benim adım Senem. Sevdiğim erkeğin adı da Emre. Emre'ye ben çocukluğumdan beri aşığım. Yani kendimi bildim bileli ben Emre'ye aşığım. Ama Emre beni seviyor mu bilmiyorum. Ben onu o kadar çok seviyorum ki gece bile onun ismini verdiğim puff Duk ayıcığıma sarılarak uyuyorum. Sırf rüyamda onu görebilmek için. Türkan teyze Emre'nin annesi. Benim Annem ve Türkan teyze hastanede bizi doğurdukların da aynı oda da kalmışlar. Bizde Emre ile yan yana küvezler de kalmışız. Galiba ben o zamandan beri Emre'ye aşığım. Bugün Emre beni sinemaya davet etti ama ben bowlinge gidelim deyince o da karşı çıkmadı ve bana "tamam" dedi. Birazdan saat 7.30 da parkın ön tarafında buluşacağız. Ve ben şuan giyinmedim ve ne giyeceğimi de hazırlamış değilim.
                        ******************************
7.30'a yarım saat vardı. Ve ben hazırlanıp saati gelmesini bekliyorum. Ne giydim diye merak ederseniz altına buz mavisi bir kot, üstüme üzerinde "only love" yazan bir tişört giydim. Saçımın da sağ tarafini örüp açık bıraktım. Ayağıma da kahverengi bir bot giydim. Saat 7.30 oldu. Evden çıktım ve parkın on tarafına doğru yürümeye başladım. Parkın ön tarafında Emre bekliyordu. Galiba onu bekletmişim. Emre'nin yanına hızlıca yürüyerek vardım.
Emre: Hoşgeldin Senem.
Senem: Hosbuldum. Seni beklettim galiba. Kusuruma bakma.
Emre: Önemi yok. Sen geldin ya o bu bile yeter.
Senem:(yüzümde bir tebessüm oluştu.) Gidelim mi istersen? Gitmessek otobüsü kaçıracağız çünkü.
Emre: Olur. Kolum girmek ister misin?
Senem: (gülerek.) Memnun olurum.

Emre'nin koluna girdim ve durağa doğru yürüdük. Ilk gelen otobüse bindik. Biz küçükken Emre ile ilk boş bulduğumuz yeri kapardik. Ve o boş yerleri görünce aklımıza o an gelip kıkırdaşmaya başladık. Ve hemen boş olan yerleri kaptık. Gittiğimiz yer en son duraktı. Ineceğimiz durağa daha 3-4 durak vardı. Emre En önde bende en arkada oturuyordum. Emre kalkarak hemen benim yanıma gelerek oturdu. Ve ikimizde dışarıya seyretmeye başladık. Ineceğimiz durağa geldik. Önde ben olmak üzere indik. Bowling salonuna geldik. Ben bowling oynamayı fazla bilmem. Ama Emre çok güzel oynar. Salona girdik ve boş bir yere geçerek oynamaya başladık. Ben ilk atışta yanlış attigimdan dolayi topu atar atmaz yere kapaklandım. Emre arkada koltuklarda oturuyordu. Beni görür görmez koşarak yanıma geldi. Beni kaldirdi ve koltuklara oturtturdu. Emre de yanıma oturdu.
Emre: Iyi misin? Birşeyin var mı Senem?
Senem: Yok iyiyim sadece yere düştüm. Ama Üzgünüm.
Burak: Neden? Ne oldu ki?
Senem: (yüzümü asarak.) Topu attım ama lobutlari deviremedim. :(
Emre: (Gülümseyerek.) Şaka misin sen Senem ya. Senden önemli mi bu? Allah aşkına :D
Senem: Ama sen beni yeneceksin. Ve ben sana yenilecegim. Olur mu böyle şey?
Emre: Tabi ki de olmaz. O zaman hadi gel sana bowling öğreteyim de. Benden bir de bowling öğren bakalım.

Emre ile oynadığımız yere yürüdük. Emre benim parkmaklarima göre bir top seçti ve elime verdi. Bende parmaklarımı içine sokup topu tuttum. Emre yanımdan bana söylüyordu bende söylediklerini yapıyordu. Ilk seferi atmaya çalıştım. Ve attım. Yine yere kapaklandım. Emre belimden tutarak kaldirdi. O kadar zayiftim ki, Emre'nin yerini kaptigimda bile beni kucaklayarak kaldırırdı. Elime yeni bir top alarak yerimi aldım. Emre yanıma gelerek ellerini ellerinin üzerine koydu. Ve bana nasıl atacağım gösterdi. Ben o an bowlingi bırakıp Emre'ye baka kaldım. Emre ile göz göze gelince gülmeye başladık. Ben Galiba yine çok güldüm ve yorulur yere oturdum. Emre de gülerek beni kaldirdi ve bowlinge devam ettik.
*******************************
Bowlingten çıktık ve yemek yerine yürümeye başladık. Iki karar vererek POPEYES'e oturduk. Sipariş verdik. Ve yemeye başladık. Emre ile iddaaya girdik. Önünde ki kovaya ilk giren bugün ne isterse yapilacakti. Emre 5'e kadar saydı ve yemeye başladık. Ben yerken soluk soluga kaldım. Emre bir hızla yemeğe devam ediyordu. Ve kova mi ben bitirdim ve Emre hala yemeye devam ediyordu. Hep iddaalarda ben kazandığım için yine ben kazandım. Bir arada bunu Emre'ye öğretmen lazım galiba. Emre bana gülerek bakıyordu. Çünkü heryerim de et parçası vardı. Emre'ye söyleyerek lavaboya gittim. Lavabodan çıkınca karşımda Emre'yi gördüm. Beni bekliyordu. Onu bekletmemek için koşarak onu yanına gittim. Emre'nin koluna girerek salondan çıktık. Dışarıda yağmur yagiyordu. Ben yağmurda yürümeyi çok severim. Ama Emre fazla sevmez. O yüzden hemde hemen hızlı hızlı yürümeye başladı. Bende arkadan yavaşça yuruyordum. Emre beni yanında goremeyince arkasına baktı. Yanıma koşarak geldi ve elimden tutarak koşturmaya başladık. Bende Emre yi durdurarak yürümesini istedim. Emre'nin elinden elimi cekmemistim. Emre elimi hâlâ tutuyordu. Eve az kalmıştı. Eve geldik ve Emre beni bırakmak için apartmana girdi. Yanağıma bir öpücük bıraktı ve apartmandan çıkarak evine gitti. Eve koştura koştura çıktım. Odama hızlıca girip kapımız kapattım. Elime günlüğümü alıp bugün yaşadıklarımı yazdım. Ve sonunu yine Emre'yi sevdiğimi soylemek bitirdim. Ve akşam erkenden yatağıma girip Emre'yi düşünerek uykuya daldım.

Sonsuz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin