Kısa Bir Şiir "Seni Seviyorum"

36 1 0
                                    


Sabah 9 ' da kalktım. Lavaboya giderek elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa gittim. Kendime göre bir Menemen yaptım. Yedikten sonra banyoya girdim. Banyo da galiba yarım saat kalmışım. Sonra giyinip bilgisayarın karşısına oturdum. Facebook'a girer girmez gözüm hemen sohbet yerine kaydı. Emre'nin açık olmasını dua ederek baktım. Emre açıktı. O kadar mutlu oldum ki sevinçten Emre'nin evine gidip kapısını çalıp ona aşkımı ilan edecektim. Tabi ki de yapmadım böyle birşey. Çünkü bunu yapmaya cesaretim yok. Emre'den bana mesaj geldi. Bende cevap yazmaya başladım.
Emre: Naber, dün bayağı yorulmuşuz ya.
Senem: Iyidir, aynen bende çok yorulmuşum. Napiyorsun?
Emre: Banyo yaptım. Facebook'ta dolanıyorum. Ya sen?
Senem: Aa ne tesadüf bende banyodan çıktım. Ve televizyon da birşeyler izliyorum.
Emre: Ne izliyorsun?
Senem: İnadına Aşk izliyorum.
Emre: (Gülümseyerek) Bence de İnadına aşk :)
Senem: (Utanarak) Yaa Emre ya ^_^
Emre: Ya Senem ya :D
Senem: Yarın okula gelecek misin?
Emre: Evet. Ya sen?
Senem: Tabi ki de sen nerde ben orda. *_^
Emre: O zaman ben çıkıyorum görüşürüz öptüm seni kendine dikkat et yarın okulda yine beraberiz ;).
Emre facebook'tan çıktığı an o kadar mutlu oldum ki. Çünkü bana "öpüyorum" dedi. Biz Emre ile sürekli facebook da konuşuruz ama bana hiç öptüm felan dememişti. Acaba Emre de mi bana aşıktı ki? Allah'ım ne kadar çelişkili bir hayat ya. Ben nasıl Emre'ye aşık oldum acaba. Bunu birgün anneme sormam lazım galiba. Kapı zili çaldı. Bende koşarak baktım. Feyzi gelmişti. Bu arada Feyzi de apartmanın eli ayağıdır. Ama engelli. Feyzi de bana aşık. Herzaman evden çıktığımda "Senem Senem çok güzelsin yine" deyip gider. Bizim eve genellikle birsey varmı istediğin yada ihtiyacın var mı diye sormaya gelir. Şimdi ne soracak acaba.
Feyzi: Senem Senemm
Senem: Efendim Feyzi?
Feyzi: Istedigin birşey var mı?
Senem: Yok canım. Sağol.
Feyzi: Peki ihtiyacın var mı birşeye?
Senem: Aslında var ama boşver Feyzi şimdi gitme yorulursun.
Feyzi: A-a Senem ben buraya ne için geldim zaten. Neye ihtiyacın var hadi sole ben hemen alır gelirim.
Senem: Yumurta ve Süt bitti. Süt 2 tane al Yumurta da su 15'lik olanlar var ya onlardan al. Bekle parayi vereyim.
Odama parayi almaya gittim. Cüzdanımı zor buldum. 50 çıkartıp kapıya doğru yürüdüm. Kapıya gelince gülmeye başladım. Feyzi yine yoktu. Parayi almamak için gitmişti. Kesinlikle yine o ödeyecek bak. Neyse artık bende onu bekliyeyim. Kapıyı kapatarak mutfağa geçtim. 2-3 dakika sonra kapı zili çaldı. Açtım gelen Feyzi idi. Istediklerimi getirmiş ve parayi da o ödemiş. Feyzi poşetleri verir vermez koşa koşa merdivenleri çıktı ve evine girdi. Feyzi'den bunları neden mi istedim. Çünkü kek yapıp Emre'ye gidecektim. Kek yapmak için malzemeleri çıkarttım. Bütün malzemeleri karıştırarak keki yaptım ve fırına koydum. Pişmesini bekledim. Piştikten sonra keki çıkartarak keki kestim ve üzerine krema şanti koyarak dolaba koydum. Ve Emre'ye gideceğim vakti beklemeye başladım.
********************************
-saat 10.15 de-
Emre'ye gitmem içi giyindim. Ve evden çıktım. Dışarıda kuru bir rüzgar esiyordu. Çok usuyordum. Bir anda yağmur bastırdı. O kadar hızlı yagiyordu ki koşmaya başladım. Ilk defa yağmuru sevmem rağmen kek bozulmasın diye hızlıca yağmurda kosuyordum. Ve nihayet Emre'nin evine vardım. Kapı açıktı. 5. Kata merdivenler ile çıktım. O kadar yorulup nefes nefese kalmıştım ki kapı zilini çalacak gibi değildim. Emre beni böyle görmesin diye merdivene oturdum ve soluklanmaya başladım. Yorgunlugum geçince saate baktım. Saat 10.50'di. Ayağa kalkarak Emre'nin kapı zilini çaldım. Kapıyı Türkan teyze açtı. Türkan teyzeye Emre'yi sordum. "Iceride uzanıyor" dedi. Iceride girdim ve Emre'nin yanına gittim. Emre'nin uzandığı koltuğun kenarına oturup;
Emre: Aa Senem hoşgeldin ne zaman geldin?
Senem: Daha yeni geldim ya sana pasta yaptım. Hemde en sevdiğin pastadan.
Emre: Ya Senem sen bir tanesini bir tanee. Iyi ki varsın sen ha.
Senem: Sen iste herzaman yapayım da sen ne zaman istedin ki yapmadım?
Emre: Doğru. Ya aslında istemeye utanıyorum. Sana zahmet veriyorum gibi.
Senem: Of Emre. Çocukluğumuzu düşün. Sen bana hiç bişey yapmadın mi? Mesela geçen gün düştüm kaldırdın yine düştüm sen üşenmeden yine kaldırdın. Ben de sen ne istersen tabikide onu yapıcam.
Emre: Iyi bakalım. Daha anneme Verde mutfağa götürüp tabağa koyup gelsin. Sen yoruldun zahmet etme.
Senem: Of Emre ne usengecsin sen ya. Biz varken koca kadının ayakta ne işi var Allah aşkına.
Emre: Senem 1 konuşurken sen 1 dakika geçti bile. Vallaha midem gurulduyor. Hala niye beni dinliyorsun?
Senem: (Aniden kalktım ve koşarak mutfağa giderken) Tamam gittim çoooktan.
Mutfağa vardım. Burada en sevdiğim tabaklar mavi çiçekli tabaklardir. Onları çıkarttım. Pastaları bozmamak için yavaşça tabaklar koydum. Iceri gittiğimde Emre kanepe de yoktu. Balkona çıkmış Salıncakta oturuyordu. Beni bekliyordu. Yanına hızlıca yürüyerek gittim. O kadar heyecanlıydim ki kapının eşiğine ayağım takıldı. Ama merak etmeyin düşmedim. Salıncağa oturdum ve tabağı Emre'ye verdim. Biz küçüklükten beri bu Salıncağa oturup yıldızları izledik. Ve hep bir tane yıldız tutar dilek dilerdik. Ve herzaman Emre bilerek benim yıldızımı seçer onu yanagindan öpmek şartıyla yıldızımı bana verirdi. Yine kafamı Emre'nin omzuna koyarak;
Emre: Yıldız tutuyor muyuz?
Senem: Tabi ki de ne zaman yapmadık ki?
Emre: O zaman yine ilk ben seçiyorum tama mı?
Senem: Iyi seç bakalım hadi bekliyorum.
Emre: Su en ortadaki ve en parlak olan.
Senem: Ama yine benimkini seçtin Emre.
Emre: Banane. O zaman bi şartım var. Ole veririm sana anca.
Senem: Ben seni şartını biliyorum ki. Yine yanagindan öpücem demi?
Emre: Hayır.
Senem: (Şaşırarak) Nasıl yani. E-e sen hep bu şartı koyarsin bana. Şimdi yeni şartın ne peki?
Emre: Bu sefer yanaktan değil. Dudaktan öpeceksin.
Senem: (Gülümseyerek) Of saçmalama Emre bana böyle şakalar yapma lütfen.
Emre: (Gülerek) Şaka değil ki bu.
Senem: Iyi o zaman.
Küçüklükten beri aşık olduğum erkek bana ilk defa böyle birşey demişti. Bende ona olan aşkım ile hiç düşünmeden dudaklarını öptüm. O an aniden yağmur başladı. Ben çok üşümüştüm. Türkan teyze bize 1 tane battaniye getirdi. Ikimiz üzerimize alip iyice örtündük. Emre benim alnımı öptü. Artık Emre'nin de bana aşık olduğunu biliyordum. Demek ki benim küçüklükten beri hissettiğim hisleri tek değilmiş. Bugün Emre'ye neden aşık olduğumu anladım. Ne anladım biliyor musunuz? Emre olduğunu kadar yakışıklı ki o kadar samimiydi ki o kadar sadık bir erkekti ki ben galiba Emre'ye bu yüzden aşık oldum sanırım. Ama unutturmayın bunu birgün anneme sorucam. Çünkü galiba sadece o biliyor benim neden ona aşık olduğumu ve de Türkan teyze galiba. Emre kafasını kaldırarak bana baktı.
Emre: Senem sana birsey söyleyeceğim.
Senem: Dinliyorum.
Emre: Kısa bir şiir yazdım sana. Kısacık ama.
Senem: Kısa uzun önemli değil. Sen yeter ki söyle.
Emre: Seni seviyorum. ♡SENEM♡...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonsuz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin