Bu benim ikinci hikayem daha acemiyim umarım beğenirsiniz :)
Bunu yapamam.Ama mecburum. Onlar için mecburum.Bu durumda kendimi düşünemem. Asla, asla bu kadar bencil olamam. Telefonumun titremesiyle dalgınlıktan kurtuldum. Vakit gelmişti. Arabadan indim. Ellerim, vücudum titriyordu. Derin bir nefes aldım ve korku dolu ürkek adımlarla soygunu yapacağım eve doğru yürümeye başladım. Evin ışıkları yanmıyordu. Tıpkı Taylor'ın dediği gibi... Yüzüme siyah kar maskesini geçirdim. Sanırım hazırdım. Ev, daha doğrusu saray yavrusu üç katlıydı. Kimin olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. Ön kapı kapalıydı. Taylor bana arka bahçedeki balkon kapısını açık bırakacağını söylemişti. Çalıların arasından sıyılarak evin arka bahçesine girdim. Önümü bile zor görüyordum.Çok karanlıktı. El fenerimi de yakamazdım. Bu karanlıkta çok çabuk fark edilebilirdim. Balkona yaklaştım ve demirlerin üstünden atlayıp zemine bastım. Elimi kapının koluna uzatıp açık olup olmadığını kontrol ettim. Biraz zorlamam ile kapı açıldı. Son bir kez çevreyi gözetleyip eve girdim. Sanırım mutfaktaydım. Etrafı iyice görebilmek için belimdeki kemerde takılı olan el fenerimi alıp yaktım. Bulmam gereken kasa ev sahibinin yatak odasında olmalıydı. Mutfaktan çıktım. Oldukça büyük bir evdi. Mutfaktan çıkar çıkmaz karşıma bir merdiven çıktı. Bunlar, beni tahmin ettiğim yere ulaştıracak... yani öyle sanıyorum. Yavaş ve sessiz adımlarla basamakları teker teker çıkmaya başladım. Merdivenlerin başında iki ayrı koridor vardı. Bir seçim yapmalıydım ve ben sağ taraftakini seçtim. Çok fazla oda vardı ve bir kat daha çıkmak istemiyordum. O yüzden koridorun başındaki odayı seçtim. Bir yandan da el feneri ile evi incelemeye başladım. Fotoğraflar koridoru baştan sona süslemişti. Işığı fotoğraflardan birine tuttum ve resmi görür görmez fener elimden düştü. Ses yankı yapmıştı. Takırtılar duymaya başladım. Olduğum yerden kımıldayamıyordum. Vücudum hareket etmiyordu resmen. Adım sesleri duymaya başladım. Titreyerek yere çöktüm ve feneri alıp önümdeki ilk odaya girdim.kapıyı kapatıp arkama yaslandım. Tanrı'ya yalvarmaya başladım. Yağmur yağıyordu ve şiddetlenmişti. Bunu yeni fark etmiştim. Lanet olsun! Bugün hiçbir şey benden yana değildi. Adım sesleri yaklaşmıştı. Sesler gelmeya başladı: "Kim var orada?" Gözlerimi sıkıca kapadım.Artık yakalanmıştım. Bir havlama sesi duydum ve konuşma sesleri yükselmişti: "Boris, sen misin? Çok üzgünüm dostum, seni ihmal ettim." Ve adım sesleri uzaklaştı. Derin bir nefes aldım ve yere çömeldim. Bunu atlatmıştım. Tamam ama parayı alıp nasıl kaçacaktım buradan? Lanet olsun! Telefonumu cebimden çıkardım ve ahh kahretsin!! Çekmiyordu. Harika! Telefonumun ışığıyla odayı incelemeye başladım. Duvarda portreler vardı. Çıplak kadın portreleri... Sanırım resim odası gibi bir yerdeydim. Ama ben şu an ünlü boy band grubunun üyesi Zayn Malik'in evindeyim. Yani o fotoğrafa bakarak bu yorumda bulundum. Taylor beni nasıl bir işin içine sokmuştu böyle. Gözlerim artık kapanmaya başlamıştı. Ama uyumamalıydım. Hele de böyle bir durumdayken hiç uyumamalıydım. Engel olamıyordum. Yere çöküp duvara yaslandım ve çakan şimşeklerin oluşturduğu ışık şölenini izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tescilli Psikopat
Teen FictionSadece yapmak zorundaydı.Fakat karşısına bir psikopatın çıkıcağını asla bilemezdi...