Tabikide mamanız bu güne özel one shot yazdı. Sarang♡
◎◎◎
Onu yatağında promosyon oyuncağımla yatarken bulmak garipti, onu konserde beni izlerken yakalamak garipti, bana dokunduğunda hissettiklerim garipti. Şuan o kolunu omzuma atmış, Suho'nun söylediklerine kafa sallarken bedenim kaskatı kesilmişti. Bunu fark etmemesi için dualar ediyor ve bir yandan bakışlarımı ifadesiz tutmaya çalışıyordum. Sonuçta binlerce kişi tarafından izleniyorduk ve cidden, kim bilir kaç kare fotoğrafımız çekilmişti. Benim ıkınıyor gibi çıktığıma emindim oysaki.
Veda kısmı bittiğinde Jongin el sallamak için benden uzaklaştı. Derin bir nefes alabildiğim için memnundum. Sahneden indiğimizde elimi alnıma bastırıp terlerimi sildim. Hızlı adımlarla kulise ilerliyordum. Baekhyun'un bana seslendiğini duyar gibi olsam da ilgilenmeyip odaya girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp gözlerimi yumdum. Zamanla bunlarla baş etmek zorlaşıyordu. Ne yapacağımı, kendimi nasıl dizginleyeceğimi bilemiyordum üstelik.
Üstümdekilerden kurtulup Lay gelmeden banyoya girdim. Kısa bir duşun ardından boxerımla çıktığımda odada olması gerekenden fazla kişinin olması beni şaşırtmıştı.
Hadi ama! Jongin, Chen ve Sehun neden bize ayrılan odadaydı ki?
"Boxerla dolaşmaman gerektiğini biliyorsun hyung."
Sehun'u umursamadan kıyafetlerimizin asıldığı dolaba ilerlerken saçımdan sırtıma sızan suyla titredim. Lay yanımdan geçerken kalçama bir şaplak attı ve lanet olasıca, bunu her zaman yapıyordu. Onuda umursamayıp kapaklarını araladığım dolaptan siyah kotuma uzandım. Sehun'un çıktığını duymuştum. "Soo?" Tişörtümü alıp omzuma attım. "Hmm?" Chen'e bakmadan pantolonu giymeye çalışırken duvara yaslanarak dengemi sağladım. "Bugün Baekhyunla yaptığınız-" Hızla ona döndüm. "O gerizekalı zorladı beni. Ah! Kim bilir nasıl gözüküyordum?" Tişörtümü giyerken yüzümü buruşturdum. Chen kıkırdarken koltuktan kalktı. "Kızların çığlıklarını duymadın sanırım?" Kapıdan çıkarken ona sert bir bakış attım.
Jongin'in hâlâ odada olması beni geriyordu.
"Gidip hazırlansana Jongin."
Botlarımı ayağıma geçirirken bu sefer ona baktım. Koltuğun başlığına kambur bir şekilde oturmuş ellerini göğüsünde birleştirmiş beni izliyordu.
"Sehun duşta fazla kalıyor."
Açıklamasını kısa bir baş sallamayla onaylayıp aynanın karşısına geçtim. Kurutma makinesini prize taktığımda Jongin ayaklanmıştı. Gideceğini umsamda aynadan bana yaklaşan bedenini görmüştüm. "Otur." Elimdeki makineyi alırken mırıldandı. Ona itaat edip yavaşça sandalyeye oturdum. O saçlarımı kurutmaya başladığında aynadan başımda gezinen elini izliyordum. Ona baktığımda göz göze gelmiştik ve cidden, kusacakmış gibi hissediyordum. Midem milyonlarca el tarafından yumruklanıyor, mıncıklanıyormuş gibiydi.
"Baekhyunla yaptığınız.. Gerçekten çekici gözüküyordun."
Bana küçük bir gülümseme verdiğinde onun aksine gözlerimi kendi yansımama diktim. "Öyle miydi?" Sessiz kalmamak için mırıldandım. Onaylayan bir ses çıkardı.
"Bereni takmayı unutma."
Makineyi kapatıp kenara bırakırken söyledi. Geçenlerde bu yüzden hasta olmuştum. Saçlarımı kurutmuş olsam da duştan yeni çıktığım için bedenim fazla hassas oluyordu. Dudağım kenara kıvrılırken o odadan çıktı. Bana ne yaptığını bilmiyordu. Hemde hiç.
•●•
"Kyungie!" Kolunu omzuma atıp yanağıma yaslandığında elimle yüzünü itekledim. "Kes şunu." Diğerleri bizi izlerken komik bulmuş olacaklar ki kıkırdıyorlardı.
