Nefes almak için kaldırıma oturdum, ve derin bir soluk aldım. Vay canına baya yürümüşüm. Yorgun gözlerle etrafında incelerken duyduğum ayak sesleri ile kafamı kaldırdım. Geliyordu, yavaşça saçlarını savuruşunu ve Güneşe bakan kısık gözlerini izledim. Etkilenmediğim söylenemezdi. İçimden bu dedim ışte hayatımın her saniyesini doya doya geçirmek istediğim adam, tam karşımda duruyordu. Birkaç dakika daha izledikten sonra ayağa kalktım. Yere koyduğum poşetleri almaya eğildığim anda bana doğru geldiğini fark edebiliyordum. Bu küçücük mahallede böyle adamlarının olması benim mahalleyi daha çok sevmeme neden olmuştu. Kendi içimden düşüncelere dalmışken "merhaba ben isaac, sende mahallemize gelen yeni kız olmalısın" diyen o sesi duyar duymaz posetlerin elimden kayıp düşmesine engel olamadım. Şaşırmış bir ifadeyle kafamı kaldırdım. Hala ordaydı. Yani rüya görmüyordum. Emin olmak için çaktırmadan bacagimi cimcikledim. Evet gerçekten rüyada değildi, ki rüyada olsa da bu rüyadan uyanmak istemezdim. Kendime gelip yerdeki poşetleri toplamaya başladım. Aynı şekilde o da eğildığim, gülümseyerek bana " mahallemize gelen şaşkın kız mı demeliyim" dedi. Büyülenmiştim resmen. Sırıtarak ona " sakar daha doğru olurdu" dedim. İyi bir başlangıç olmamasına rağmen birbirimize ısınmıştık. Onun da benden hoşlanmayan ihtimalini sevmiştim. Yanaklarımın kıpķırmızı olduğunu fark ettim. Poşetleri bir araya getirdim ve doğrulup elimi uzattım. Masum bir sesle " ben de heaven tanıştığıma memnun oldum" dedim ve elini sıktım. Sanırım buralarda yenisinin, seni ilk defa görüyorum. Saçma bir cevap vermemeye çalıştım, heyecanlandığım da genelde saçmalarım. Evet cesaretimi topladım ve gür bir sesle cevap verdim. "E, evet ailemle geldik, babamın taini çıktı." Şimdilik iyi gidiyordu. Istemsizce gideceğim tarafa doğru yürümeye başladım. Eşlik etmesini bekledim. Yanıma geldi. Tekrar cesaretimi toplayarak sordum;
- " sen ne zamandır burdasın ?"
Biraz düşündü ve bana döndü gözlerimin içine baktı, en derinine. Hayatım da bir bakıştan bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.
-" Ben doğduğumdan beri burdayım, burda büyüdüm, umarım sizde seversiniz." Aynı şekilde derin derin gözlerine baktım ve sırıtım. Ve sonra dişlerimi fırçalamayı unuttuğumu fark ederek ağzımı kapattım, lanet olsun gerçekten bunu yaptığıma inanamıyorum. Yavaş yavaş yeni evimizin kapısına geldiğimizi fark ettim. Elimi uzattım ve elini sıktım
-" tekrar memnun oldum" dedim samimi bir şekilde. Cevap vermekte zorlanmış gibiydi. Birşey söylemeden arkamı döndüm ve eve doğru yürümeye başladım. Arkamdan seslenmesini sabırsızca bekledim. Sonunda "heaven" diye bağırdı. Heyecandan kalbim yerinden çıkabilirdi. Arkamı döndüm, o umutsuz bakışlarıyla " görüşürüz" dedi. Şuracıkta bayılacaktım. Gerçekten zaman durmuştu. Aramızda 4 metre olmasına rağmen açık kahverengi gözlerini çok net görebiliyordum. Dişlerinin sarı olduğunu hatırlayarak ağzımı kapalı gülmeye çalıştım. Aman tanrım gerçekten bu kadar dert arasında isaac bana çok iyi gelmişti. Şimdiden özlediğimi fark ettim. Ama olsun nasılsa aynı mahalledeyiz hergün görebilirim. Ayy içimde hala dinmeyen bir heyecan vardı. Çok mutluydum. Birkaç aydır hiç bu kadar mutlu olmamıştım, hatta birkaç yıldır. Evet gitdiğim de kendimi yorgun hissettim ve hemen uyudum...