0.1

29 1 0
                                    

Koyduğum şarkıyı dinleyerek hikayeyi çok daha fazla hissedebilirsiniz..

Keyifli okumalar...

Güneş kapalı gözkapaklarından geçip bedenine yayılmakla beraber bembeyaz yanaklarını da yumuşak dokunuşlarla okşadı.Huzur verici, ince sesli kızın kulağına bıraktığı bir çuval nota yere devrilip tüm vucüdunu ele geçirirken "Daha çok! Daha çok burada kalmak istiyorum" diye bağırdı içindeki çocuk..

Bıraksalar yaşlanana kadar belkide güneşten eriyip bitene kadar yeşilliklerin arasındaki bankta otururdu.Sıcak rüzgarla alnındaki saçlar balerin misali uçuşsalar da gitmek zorundaydı.

" Eylül "

Evet ,Adı Eylül'dü.Hiçbir manası yok sayılırdı.Sonbahardı O .Adı gibi mevsimlerin içinden koca seneyi bir sonbahar ayı olarak geçirirdi.Yaşamı soğuktu ama hep baharları olurdu.Çok yaprak döksede dimdik gövdesiyle sarılırdı toprağa...Sonbahar gibi..

"Eylül" adının tekrar seslenilmesiyle ani hir hareketle kaldırımdan kalkmıştı.Kulaklığının az biraz sesini kulaklığı çıkararak toptan kesti.

Ne hayal ettiği ağaçlar nede minik bank yoktu.Zaten hiç olmamıştı.Burası çalıştığı dükkanın arka kapısının önündeki basamaklardı.

Beyaz yüzünün ortasındaki saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırıp yanındaki boş çöp kovasını kucakladı.Hızlı adımlarla basamakları tırmanıp tezgah bölümünün alt kısmındaki boşluğa kovayı bıraktı Ve derin bir nefes aldı.

Ona doğru gelen sinirli müdüründen haberi yoktu ama hazırlamıştı kendini buna.

Haklı kişi ve haksız kişi arasında ne fark vardı bunu hiçbirzaman anlayamadı Eylül.Ona göre karşısındaki haklı yada haksız olsun hep boyun eğip haklı olduğunu söylemek en adaletli yoldu.Böylelikle boğazından bir iki lokma geçiyor evine yemek götürebiliyordu.Gururunu kenera bırakmak kendisi için yaptığı en adaletli davranıştı.Yada öyle olduğuna kendini inandırmıştı.

" Eylül, birdaha çöp dökmeye sen gitmiyorsun.Bu kaçıncı "

Suratı ifadesiz bir şekilde " peki efendim"

"O zaman acele ette 3 numaranın siparişlerini al"

Cengiz bey çokta müdür sayılmazdı.Garsonları düzende tutmak için dolaşan sıradan bir çalışandı.Şık bir takım elbisesi veya çok bir parası yoktu.Sadece egoistti.Onu yaşı için garsonların başına diktikerinden habersiz , aşırı saygı kompleksine girmiş basit kişilikli bir adamdı.Önemsenecek biri değildi.Davranışları zaman geçtikçe anlam kazanmıştı Eylül'ün gözünde.Birgün iş çıkışı onu arkadaşlarıyla görmüştü.Yaşıtlarına göre kısa ,kilolu ve ayak uyduramayan bir tipti.Belliki eziklik duygusunu burada tatmin etmek istiyor ve pohpohlanma gereği duyuyordu.

"Anlaşıldı efendim,hemen gidiyorum"

Böyle süslü cümleler duyunca daha az gaddar oluyordu.Bu yüzden cümlelere olabildiğince virgül eklemeye çalışıyor , kişiliğinde üstünde dantel örttüğü lafı uzatma huyunuda iş sayesinde bolca kullanmak zorunda kalıyordu.

Masa 3 e gelip cebindeki defteri çıkardı ve bugün durmadan düşen saç tutamını kulağının arasına bıraktı.

"Nasıl yardımcı olabilirim "

Olduğunca tebessümlü ve enerjik konuşmaya çalışsada yorgunluğu bir köşeden el sallıyordu.

" Aslında seçmekte zorlanıyoruz Hem çok ağır olmasın hemde doyursun istiyoruz "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonbahar'ın İlk AyıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin