Yarın Ankara'dan hayallerimi gerçekleştirmek üzere yola çıkacağım,herkez ne kadar mutlu olduğum hakkında konuşurken bense babam'ın isteği üzerine İzmire işletme okumaya gidiyorum.Belki çoğu kız tarafından mükemmel hayatım varmış gibi görünüp benim yerimde olmak isteyen milyonlarca kız vardır,ama ne kadar aciz ve korkak olduğumu ben biliyorum.
Babasının gölgesinden çıkamayan onun isteklerini yerine getiren başarılı bir kızdım,çevremde belkide beni çocuklarına örnek gösterecek yüzlerce aile vardır.
Babam küçüklüğümden beri annem bizi terk ettikten sonra herkezi yönetmeye başladı galiba ilk kurbanı ben oluyordum,onun isteklerini giydim,onun istediği kişilerle takıldım ve her zaman çevreme terbiyeli ve çalışkan kız imajı çizdirdi bana ona göre her zaman benim iyiliğimi düşündü asla benim düşüncelerimi soracak kadar önemli değildim gözünde hayatta belkide bu yüzden kaybetti annem bizi babamın bu kadar sert,otariter olması yüzünden terk etti kafamdaki sorulara asla cevap bulamayacağım için belkide bu kadar korkağım belkide gerçekleri duymaktan korkacak kadar acizimdir.
İnsanlar her zaman parası olsun,sonra daha fazlası olsun ister ama para dört harf içeren kelimeden ibaret. Babam her zaman daha iyisi olsun güç bende olsun isterdi azla yetinmeyi asla kabul etmen bir kişiliğe sahipti,ona göre çevresinde ki herkez mükemmel olmalıydı.
Aslında ben diye biri yoktu babamın yarattığı ben vardım.Ben bu düşüncelere dalmışken babamın sesini duydum galiba hava alanına gelmiştik.Bundan sonra babamdan uzakta ama yinede onun gözetiminde yönetilen mükemmel bir hayat.Babam izmirde okuyacağım üniversiteye yakın bir yerde ev tutmuştu tek başıma o evde nasıl kalacağıma bilmeden,korkacağımı düşünmeden yine kararlarıyla hayatımın merkezi olmayı başarıyordu bir şekilde.
"Hadi uçağın 5 dakika sonra kalkar"sesindeki sert ton her zaman ki gibi yerini koruyordu gerçekten babamın bu kadar duygusuz olmasına inanamıyordum belkide aylarca görüşemeyecektik her ne olursa olsun o benim babam olduğu için ve hayatta tek değer verdiğim insandı asla şuana kadar babamın yaptıkları için ona kin tutmamıştım ama babam sanki yılların nefretiyle gözüme bakıyordu,gözlerinde sadece boş bakış dan fazlası yoktu onun bu kadar hissiz olmasını beelkide hiç bir zaman anlamayacaktım.
"Tamam baba geliyorum"deyip oturduğum banktan kalkıp babamı takip ettim ve izmir uçagının olduğu yere doğru gittik.Binmeden babama sarılmak isterdim ama o kadar cesaretim olmadığını biliyordum sanki sarılsam iticekmiş gibi hissetmem normal miydi?Galiba o adımı babamdan beklemiştim ona o kadar yakın davranmak konusunda emin değildim.
İki saatlik bir uçak yolculuğundan sonra izmirdeydim.Beni bu şehirde neler bekliyordu,nefret ettiğim bir yer ,istenmeyen üniversite ne kadar iyi olabilirdi ki buradaki günlerim, ama ne olursa olsun buraya alışmak zorundaydım dört senemi burda geçireceğim aklıma geldiğinde zorunluydum alışmaya aslında zaten her şeyde bir zorunluluk yokmuydu sanki.
İnsan bazı şeykerden nefret etsede mecbur olması ,başkasının isteklerini yerine getirmesi lazımdı çünkü şuan ki durumum hayat benim ama kullanıcısı başka gibi bir durumdu dışarıdan nasıl dururdu bilmem ama benim tarafımdan babasının yüzünden aciz ,korkak bir kız çocuğu gibiydim.
Neyse kafamı daha fazla bunlara yormak istemiyordum.
Babamın adamaları valizleri karşımda duran siyah audi r8 taşıyorlardı,her yerinden zenginlik akan bu araba sayesinde dikkat çekmeyi başarıyorduk tabi yanımdaki iki izbandunt gibi adamları saymassak.
Arabaya binip oturacağım eve doğru yola çıktık.Kafamı cama yaslayıp izmir sokaklarını izlemeye başladım.Araba bir binanın önünde durunca,kapım korumalar tarafından açılıp valizlerim korumalar tarafından taşınmaya başlanmıştı bile,karşımda ki gökdelene bakmaya devam ediyordum.O kadar gösterişliydi ki insan içini ister istemez merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KARANLIĞI
Teen FictionUzun gecenin karanlığın da gizlenen bir ışıktı sanki gece, adım adım ilerlerken ışıltılı ten rengi attığı adımların gizeminde saklı gibi uzun kızıl saçlarıyla geceyi ikiye bölüp yavaş yavaş ilerliyordu. Aslında tek umudu yaşamanın içinde aradığı o...