Giden serserinin arkasından bakmaya devam ettim adı Bahadırdı demek ben bu düşüncelere dalmışken yanımda ki sarı kafa hala bir şeyler söylüyordu beni daha tanımadan yanımda bu kadar fazla konuşması normalmiydi ona dönüp sert bir bakış attım.
"Sen yenisin galiba hangi bölüm"konuşma çabasına bir anlam verememiştim daha tanımadan ona bölümümü söyliyeceğimi falan mı sanıyordu bu sarı kafa "yani bende yeniyim ama olsun bu ararda ben Emre"32 dişini gösterecek şekilde sırıttı bu arkadaş olmak konusunda bu kadar ısrarlı olmasaydı daha iyi olabilirdi.
"Seni ilgilendirmez"deyip yürümeye başladım yeni geldiğim bu şehirde arkadaşım olması konusuna sıcak bakmıyordum tek derdim okulu bitirip gitmekti ama bu sarı kafa benim sabrımı sınamak için gönderilmişti galiba
"Niye kızdın sert kız"ah gerçekten sert kıza benzer bir yönümmü vardı etrafıma bakınca diğer kızların yanında şeker kız candy gibi kalmıştım.
"Senden sadece beni rahat bırakmanı istiyorum"deyip yanından ayrıldım ve işletme bölümünü bulmaya çalıştım sadece sınıfımı biliyordum bölümümün ne tarafta olduğunu bilmiyordum bulmak o kadar zor olmasa gerekti.
Ayaklarım iflas etmek üzereydi artık gerçekten birine sormak istiyordum ama koridorda kimse yoktu biraz daha ilerleyince hemen sağdaki kapıdan piyona sesi geliyordu o kadar muazzam bir ses çıkıyorduki hayran olmamak elde değildi biraz daha ilerleyip kapıyı yavaşca açtım yan profilden bakınca bu koridorda bakışlarıyla vücudumu delip geçecek gözlere sahip serseriydi ağzım açık o şeklini almış durumdaydım kesinlikle o serseriden bu kadar mükemmel piyona çalmasını beklemezdim gözlerini kapatmış dışarıdan o kadar soyutlanmıştı ki tek odağının piyonoda olduğuna bahse girerdim.
Bu kadar muazzam çalması mümkünmüydü o piyonaya konsantre olmuşken yüzünü incelemeye başladım dik bir burun,dolgun dudaklar gerçekten mankenlere taş çıkartacak vücudu ve yüzü vardı ayrıca o serseri ve umursamaz havası onu daha da çekici yaptığı doğruydu.
Bi anda sanki odada birini hissetmiş gibi ellerini piyonadan çekti ve görüş açısına ben girdim o kadar sert bakıyordu ki birazdan beni parçala ayırabilirdi heralde bir adım geri gittim gerçekten ürkmüştüm.
"Sana beni dinleme hakkını kim verdi bücür"hadi ama sabah ufaklık şimdi bücür 19 yaşında nasıl bücür olunursa artık ama şuan ona bir şey demeye korkuyordum çünkü yeşillerin o kadar kızgın bakıyordu ki
"Şey kapı açıktı bende sınıfımı arıyordum"o büyüleyici sesi duyupta dinledim diyemezdim heralde yeşilerinden gözlerimi kaçırıp sınıfta gezdirdim.
"Sınıfına benzemediğine göre hala neden duruyorsun karşımda"kısaca kovmuştu beni ama ben gitmemekte ısrarcıydım kapının önünde durmaya devam ettim.
"Durmak istediğim için burda duruyorum sana ait bir yer olmadığına göre bu seni ilgilendirmez"yürek yemiş olmalıydım ama şuan bunu takacak değildim.Oturduğu yerden kalkıp yanıma gelmeye başladı tam kapıdan çıkıcakken o heybetli vücudunu bana yaklaştırıp dudaklarını kulağımın bölgesine getirip
"Senin uğraşacağın kadar basit biri değilim küçük"bunları söylerken nefesini kulağıma üflüyordu sanki ,sonra beni orda bırakıp koridorda kayboldu ben transa geçmiş gibi olduğum yerde kaldım.O yeşilleri o kadar derin bakıyorduki düşünme yetimi kaybedecek kadar etkiliydi.Nefesim ciğerlerime büyük bir boşluk açarak içine doldu sanki bu hisler bana göre değildi.
Ben babasının emri altında aciz bir kız çocuğuydum.Tanıdık tuhaf o karıncalanmayı bedenimde hissediyordum.Bu düşünceleri bir kenara bırakıp girmem gereken bir ders olduğunu kendime hatırlattım.Koridorda yürüyüp üstümdeki ağır bakışları yok sayıp merdivenleri tırmandım.Neyseki sorarak sınıfımı bulmuştum geçip bir here oturdum dersin başlamasına 15 veya tahminen 20 dakika falan kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KARANLIĞI
Teen FictionUzun gecenin karanlığın da gizlenen bir ışıktı sanki gece, adım adım ilerlerken ışıltılı ten rengi attığı adımların gizeminde saklı gibi uzun kızıl saçlarıyla geceyi ikiye bölüp yavaş yavaş ilerliyordu. Aslında tek umudu yaşamanın içinde aradığı o...