Sabah olmuştu.Uyandım.Banyoya ilerleyip rutin işleri yapıp odama gittim.Okul formamı giyindim. Aşağıya inip montumu ve converselerimi giyindim. Okula giderken Pırasa yı gördüm. Pırasa benim en yakın arkadaşım Eylül. Saçları düz olduğundan ben ona Pırasa diyorum. Ve Sessizliği Eylül bozar:
-Naber Nazlı?
-İyidir yavrum sen?
Gerçekten mi Nazlı?Yavrum mu?
-Benden de iyi ilk ders ne?
-matematik
-Hava çok soğuk
-Aynen ya dönüp ölücez buralarda
Eylül iki elini birleştirerek yalvarır şekilde:
-Ölmek için çok gencim Nazlı, Ölmek için çok gencim!
-Anladık be yaa
-Nazlı içine roman kaçtı. Hadi okula geldik gidip çantaları bırakalım sıraya geçemem şimdi
-Tamam kanka
Okuduğunuz gibi ilk iki ders matematikti.Matematik bittikten sonraki ders Türkçe idi.Bildiğimiz ders işledik. Vee beklenen an geldi.Öğle yemeği idi.Bazıları eve gidiyordu. Ben okulda kalan kısımda idim.Kantinde cips falan alıp yerdik. Ben bugün sade patates cinsi,çikolata ve ice tea aldım. Hepsini camış gibi yerken herkes bana bakıyordu.Vee ders zili çaldı. Eylül ortalıkta gözükmüyordu. Korktum.Her zaman ki gibi ders işledik.7.ders yine matematikti.Hoca dersin ortasında notları açıkladı.:
-Nazlı Düşer
Kalbim GÜM GÜM atıyordu. Bi salak adım okununca:
-Ben düşmem
Komik mi yani?
-100
Arkadaşlara özelliklede o salağa dönüp:
-Ay ne kadar cahilsiniz keşke ölseniz!
Dedim.Hepsi suspus oldular.Ben şeytani kahkahalarımı attım. Zil çaldı. Ben Eylülü arıyordum.En sonunda annesini aradım. Annesi okulda olduğunu söyledi. Ağzım o şeklini alırken bana çarpan best boy friendim:
-Nazlı iyi misin?
Bunu söyleyen kimdi?Eylül nerede?Annesi neden yerini bilmiyor?En sonunda kendimi toparlayıp best boy friendim Berkcan a dönüp:
-İyiyim kanka dalmısım.
Peki peki peki benim kankam canım herseyim nerede?Pırasa nerede?
Merhaba ben acemi yazarınız. Sizce Eylül nerede?