- Kötü Süpriz -

90 8 2
                                    

Kalktığımda burnuma annemin ustalığını konuşturduğu , leziz kurabiyelerin kokusu geldi. Güne güzel başlayacağıma işaretti. Hemen yatağımdan kalktım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım , kapının arkasındaki sarı çiçeklerle donatılmış olan havluyla yüzümü kuruladım , saçlarımı da tarayıp kıyafetlerimi giydikten sonra aşağı inerek ev halkına göz attım . Görünüşe göre babam yine o şirin , minik otelini idare etmeye gitmişti. Her zamanki İşkolik babalardan işte. Tatillerimi otelde geçirmeyi sevmediğimden babamın turizm alanında çalışması benim için birşeyi değiştirmiyordu haliyle.Evin tek kızı olmak hatta tek çocuğu beni dertsiz biri yapmaz . Mesela tek kardeş olmanın getirdiği sorunlardan biri yalnızlıktır.Ne kadar arkadaşınız olursa olsun sonunda hepsi gider , gidiyor. Kardeş kelimesine yakın olmak öyle birinin varlığını hissetmek isterdim açıkçası. Her neyse mutfağa geldiğimde , anneme gizlice yaklaşıp o bir şeyler hazırlarken , arkasından sarılmamla korkması bir oldu. (Bunu yapmayı neden bu kadar çok seviyorum ?)Arkasına hışımla döndü ve sinirli bir bakış atarak hemen elindeki kabı elime sıkıştırıp , komşumuz olan ( aynı zamanda benim ikinci annem saydığım) Mauraya götürmemi ve evinde bazı değişiklikler yaptığı için yardım etmemi , gerekirse onlarda kalmamı söyledi. Çünkü annemde Maurayı en az benim kadar severdi.İşin kötü yanıysa sırf geçen sene istediğim üniversiteyi kazanamadım diye bana kızgınlardı , her işe beni sürüklemeyi severlerdi.Anlaşabildiğimiz zaman en yakın dost gibiyizdir ama anlaşamadığımızda iki azılı düşmana dönebiliyoruz çünkü ikimizde zıt insanlarız . Kabı alır almaz Maura'nın kapısını çaldım , direk açtı ve beni gördüğünde sarıldı.Ne diyebilirim ki ben onun giden evladının yerin alıyordum altı sene olmasa da dört senedir.Beni kendi kızı olarak görüyordu . Oğlunu hiç görmemiştim , senede bir kez olsa bir saatliğine gelir ama annesinden başka kimse görmezdi .Maurada ondan çok bahsetmezdi çünkü bu konuda çok hassastı.Sadece adının Niall olduğunu biliyordum.Diğer büyük oğlu Greg ise arada İrlanda'dan geliyordu çok iyi bir aile kurmuştu kendine . Denise adında güzel bir karısı , Theo adında şirin bir oğlu vardı.Oğlunun küçük kardeşini andırdığını söylemişti ki Niall'ın bundan haberi yoktu. Tabi gelip gitmeyen adamın neyden haberi olacaktı ? Birlikte içeri girmiştik . Hemen ardından Travis'in sesini duydum :

-Gelen Anna mı ? Hadi içeri gelinde kahvaltı yapalım hanımlar ben daha fazla bekleyemiceğim !

Maura da elimdeki kabı alıp masaya koydu belli ki onlarda daha yeni başlıyorlardı. Bende arkasından içeri girdiğimde , koltuğun başında duran pantolon dikkatimi çekti Travis'in olamazdı herhalde çünkü o kıyafetini ortalık yerde bırakacak kadar terbiyesiz değildi.Neyse mutfağa girip masaya bir şeyler koyuyordum ki Maura'nın suratının asık olduğunu gördüm. Merak ediyordum.

-Neyin var Travisle kavga mı ettiniz yoksa ?

-Hayır tatlım sanırım kötü bir süprizimiz var. Bunu söylerken fısıltı şeklinde konuşup , suratını asmıştı.

Oturma odasından yabancı bir ses gelmesiyle içeri bakındım Travis her zamanki haliyle gazetesini okuyordu.Bu ses ona ait değildi.

-Hey size bağırıyorum pantolonum nerde dedim ? Sabahtan beri duymuyor musunuz ? Yoksa algınız da bozukluk mu var ? Anne bir cevap bekliyorum çıplak gezecek havamda değilim !!

Birde ne göreyim ? Aman tanrım ! Bu çocuk altındaki havlusu hariç çıplaktı. Utanmıştım ona bakarken. Ve açıkçası çocuk bakılacak derecede..
Seksiydi. Olmalıydı , sanırım . Bu halde neden olduğu , sarı saçlarının nemliliğinden ve kaslı kolundan aşağı akan o su damlacıklarından anlaşılıyordu , duş almıştı . Ayrıca bu tür saçmalıklarla ilgilenmezdim , neler oluyor bana ? Kendimi saldım sanırım . Ben , erkek delisi kızlardan değildim ve olamazdım da. Hemen kendimi düzeltip Mauraya döndüm.

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin