Sabah kalktığımda dünki gibi başımda dikilen 3 kişi vardı. Jessica, Martin ve Mike... Bana "Kalk, kalk, kalk, kalk!!!" diye tezahürat yapıyorlardı. Bende "Tamam ya kalktık işte pff." dedikten sonra kahvaltıya geçtik.
Omlet güzel olmuştu. "Eline sağlık anne."dedikten sonra kalktım. Evet, artık o kadına anne diyebiliyordum.
Sonra Jessica ile bana bi kombin belirledik. Onları giydikten sonra çantamı taktim ve hep birlikte aşağıya indik. Servis geldi ve okula gittik. Okula gelince Jessica ile YAN YANA durduğum için insanlar şaşırdılar.
Ve ben de asıl haberi açıkladım. "Arkadaşlar, ben ve kardeşim arasında geçen ilk günki tartışmaları unutursanız seviniriz."dedim ve Jessica'yla havalı bir şekilde yürüdük. Ardından ilk derse girdik.
Öğretmen bizi birlikte görünce mutlu oldu. Sırada oturuş şelimiz ise sırasıyla: Jessica, Ben, Martin. Beni ortalarına almışlardı. Anlamadığım şeyleri öğretmene sorup tenefüse çıktık. Bugün ile ilgili planlar yaptık.
Sabah babamın verdiği paralarla çarşıya gidecektik. Çünkü Jessica, Mike ve Martin'in doğru düzgün kıyafetleri yoktu. Biraz alışveriş yapıp eve geliriz diye düşündük.
Okul çıkışı gittik ve birkaç şey alıp eve dönmeyi planladık fakat öyle olmadı. Hep birlikte parka gidip çocuklar gibi oyun oynadık. Ve bi anda aklıma annem geldi.
Ellerim titreyerek banka gittim ve ağlamaya başladım. Üçü de başıma toplanıp ne olduğunu sordular. Ben de bir problemin olmadığını ve annemin ölümünün aklıma geldiğini söyledim. Hep birlikte hüzünlü hüzünlu oturduk.
Onlar da babalarını hatırladılar sanırım. Ama onların yaraları eskimiş ve kapanmak üzereydi. Benim yaram ise daha yeni açılmıştı ve içim acıyordu. Biraz banklarda muhabbet edip eve gittik. Üvey annem "Çocuklar ne oldu yüzünüzden düşen bin parça!"deyince bizim durumu çaktırdığımızın bariz bi şekilde belli olduğu bir kez daha anlaşıldı.
Biz de "Aaa annecim bişey yok gezdik geldik işte hava soğuktu ya ondandır."diyerek kaynattık. Hep birlikte benim odama çıktık. Söze ben başladım.
"Gençler,bu durumu kimseye çaktırmayalım. "deyince herkes evet dercesine kafasını salladı. Mike ve Martin odadan çıkınca ben ve Jessica kaldık. Biraz raman okuduk. Instagram'a da girdikten sonra babam geldi. Yukarı doğru bağırdı: " Çocuklaaaar! Aşağı gelin size bir sürprizim vaaar."dedikten sonre her kes aşağı indi ve meraklı gözlerle babama baktık.
Babam arkasındaki pizza kutusunu çıkarınca çıldırdım. Pizzaya saldırarak ben 3 dilim olmak üzere gerisi 1 dilim yedi. Herkesin bana ayı gibi bakmasına alınmadım. Çünkü ayıydım.
Birkaç gündür yapmadığım bir şey geldi aklıma. O da KAHVE!!! Harbi yaa. Ne zamandır kahve içmiyordum. Kardeşlerimi de çağırdıktan sonra dört fincan cappucino yapıp içtik.
Odama çıkarken omzumda bir el belirdi. Jessica da benim peşimden gelmeye başladı. Sonra odamda bana garip garip sorular sormaya başladı.
*Mesela eskiden kimlerle çıktıklarım.
Ben de:"Eskiden kimseyle çıkmadim ve kimseye aşık olmadım."deyince o da anlatmaya başladı.Sanırım amacı bana içini dökmekti. Ve anlatmaya başladı. "Ben de eskiden bi oğlanla çıktım. Ona çok aşıktım ve onun beni sevmediğini ve gözünün başka kızlarda olduğunu çok iyi biliyordum. Buna rağmen ona çok aşıktım ve bütün her şeyim bir umuda bağlıydı. En sonunda beni terketti."dedi. Ben de "Hikayen acı bitmiş."deyince o da "Öyleydi"dedi.
Konuyu değiştirip "Yarın okuldan sonra ne yapıyoruz."dedeyince bana şaşkın ifadelerle bakıp "Hiçbir fikrim yok."dedi. Aslında benim de bir fikrim yoktu fakat öylesine konu değişsin diye sormuştum.
Sonra ben "Buldum!"diye bağırınca irkildi. "Yavaşşşş, sakiiin!!"dedi. Ben de ona hak verdim ve ardından:"Planımı açıklıyoruuum... Planııım..."deyince kız "Ya hadi ortadan ikiye yarılcam söyle artıık!"deyince ben de "Tamam tamam söyleyeceğim."dedim ve "Planım: LUNAPARK'A GITMEK!"dedim.
O da "Evett , eveeet"diyerek çığlıl attı. Ardından Mike ve Martin dibimizde bıdılandıklarını hissettim. Martin "Ya susun uyuyamıyoruuz"deyince Mike'da ona katıldı.
Jessica lafı böldü:"Ya boşverin şimdi uyumayı da okuldan sonraki planımızı dinleyin."deyince Mike ve Martin de meraklandı. Ve ben de "Tamam söylüyorum: LUNAPARK!! "diye çığlık atınca hiç şaşırmadılar.
Ben de "Aaa sevinmediniz mi?"deyince Martin "Çığlıklarınızdan duyduk zaten!!"deyince Jessica ve ben gözlerimizi devirdik.
Konuyu dağıtıp "Eee iyi düşünmüşüz değil mi?"deyince olumlu anlamda kafalarını salladılar.
Nerden aklıma geldiğini bilmiyorum ama aklıma çok değişik bir fikir geldi. "Jessica!!"dedim. O da meraklı gözlerle bana baktı. "Hazır herkes burda söyleyeyim bahari."dedim ve herkes meraklı gözlerle bana bakınca açıkladım.
"Jessica, sana bir teklifim olacak ki eğer kabul edersen."deyince iyice meraklandılar. Ben de devam ederek "Siz artık o odada üç kişi zorlanmaz mısınız? En iyisi sen gel benim odama taşın."deyince herkesın gözleri faltaşı gibi açıldı. Jessica sevinçle "Evet, evet. Tabi ki kabul ederim."deyince Jessica ve ben yatağın üzerinde deliler gibi zıplamaya başladık. Erkekler odadan çıkarken "Size de iyi zıplamalar."dediler ikisi aynı anda...
Biraz daha zıpayınca "Artık yeter Jessica, babamı çağıralım da yatağını buraya taşısın."dedim. Jessica da olumlu bir şekilde kafasını salladı.
"Ben babamı çağırıp geliyorum."diyerek odadan çıktım. Aşağı inip kararımızı babama açıkladım ve babam da "Mutlulukla size yardım ederim."dedi ve yukarı çıktık.
Halıları toplarıp yatağı sürükleyerek odama getirdik ve babam Jessica'ya "Yeni odan uğur getirsin."dedi. Jessica da "Umarım."dedikten sonra babam odadan çıktı ve Jessica'nın kıyafetlerini birlikte odama taşıdık ve dolabıma yer açıp yerleştirdik.
Çarşafı ve yorganı da serdikten sonra odada kabataslak bir plan yapmak uğruna düşündük ve bir karar aldık. Bizim odamızda olmayan bir şey vardı. O da çalışma masası.
İnternetten beğenme kararı aldık ve şeker pembesi bir çalışma masası belirledikten sonra bilgisayarı kucaklayıp babamın yanına koştuk. Babamın tepkisi ise şu oldu:"E ne duruyorsunuz, spariş edin."deyince sevinçten yüzümüzde güller açtı.
Annem de arkadan "Bence de iyi bir fikir kuzucuklarım."dedi. Spariş et butonuna bastıktan sonra yataklarımıza uzandık. Biraz da Jessica'yla ağlaştıktan sonra uykuya dalmışım.
Sabah kalktığımda evde yabancı bir ses duydum. Bir de gıcırtılar. Ses gitgide yaklaştı ve içeri mavi t-shirt'ü ve şapkası olan bir abi içeri girdi. Ardından da babam...
Beni uyanık gören babamın yüzü düştü. "Aaa Nikitaa... Sürpriz olacaktı ama... Ilk defa kardeşlerinden önce kalktın. Yeni dolabınız hayırlı olsun."deyince gözlerime inanamadım.
"Iyide baba, bu kargo çok erken gelmedi mi?"deyince babam "Görevlileri aradım ve en kısa zamanda gelmesi için en az 8-9 kez aradım."dedince "Teşekkür ederim babacım."dedim.
Iki dakika sonra Jessica da uyandı ve "Aaa spariş ne çabuk gelmiş."dedi. Ben de "Eee babam sağ olsun."deyince o da çok sevindi. Fakat bir şeyi farkettim. "OKULA GEÇ KALDIIIK!" deyince süper babam:"Merak etmeyin, öğretmeninizin haberi var."deyince daha da çok sevindim. Alel acele hazırlanıp okula gittik.
...
Okuldan çıktık ve lunapark yoluna koyulduk. Yanlız bir şey farkettim ki lunapark buraya çok uzak. Ve sonra taksi çağırdık. 5 dakika geçmeden lunaparkın önündeydik.