Her zaman ki gibi dua ediyordu Rabbine ondan başka kimi vardı ki bu hayatta onu anlayan onu dinleyen onu koruyan Peki hiç sizi sizden daha iyi tanıyanını gördünüz mü? En fazla 1 yada 2 kişi fazlası yok. Hiç bir şeyi kolay elde etmemişti omuzundaki yükler hep ağırdı. Ama biliyordu Rabbi kullarına asla taşıyamayacağı yük yüklemezdi. Her şeyden herkes den vazgeçtiği bir zamanda ben hep yanındaydım bundan sonrada hep yanında olacağım deyip onu karanlıktan aydınlığa çıkaran Rabbi değil miydi. Benim için hayırlı dediği şey olmadığı zaman üzülen fakat sonra şer olduğunu anlayıp Rabbim beni benden daha fazla düşünüyorsun deyip şükür ederdi.Dua ederken 7 yıl öncesi geldi aklına gözlerinden oluk gibi yaşlar dökülmeye başlamıştı.
7 Yıl öncesi
Ayrıldığı işe tekrar istemeye istemeye dönüyordu. Ama nereden bilebilirdi hayatının değişeceğini. İşe tekrar başlamış kendi katı ve alt kata sürekli inip çıkması gerekiyordu. Yapısı gereği çok çekingen erkekleri sevmeyen konuşmayan (istisnalar hariç) bir yapısı vardı. Alt kata yeni bir elaman gelmişti. Kız ona çocuk da kıza soğuk davranıyordu. Kız çocuk hakkında bir arkadaşından burnun büyük olduğu ve insanları küçümsediğini öğrenmişti. Bu tarz insanları hiç sevmezdi. Bir gün çocuk işte parmağını yaralamıştı. Bu sırada kız asansör bekliyordu. Asansörün kapısı açıldığında iki çift acı, hüzün ve umut dolu kahverengi gözlerle karşılaştı. 1 ay sonra kız çocuğun öyle biri olmadığını anlamıştı. Çocuk kıza ismi ile ilgili bir lakap bile takmıştı artık azda olsa birbirleri ile konuşuyorlardı. Aslında kız bu lakap yüzünden adını sevmiyordu ilk okulda iken bir arkadaşı sürekli bu lakabı söylerdi kız ona çok kızardı. Fakat şimdi ise çocuk bu lakabı söylediğinde çok mutlu oluyordu. İş için aşağı kata indiğinde bu sefer ilk defa çocuğa yardım edecekti fazlasıyla heyecanlanmıştı. Onun yanına oturdu ve ilk defa uzun uzun konuşuyorlardı. Kızın dikkatini çeken şey ise çocuk ona sırlarını anlatıyordu çocuk kıza bu kendisini kötüleyen kişi ile de konuşuyordu fakat ona bile sırlarını anlatmamıştı. Kız dayanamadı ve sordu bana nasıl bu kadar çabuk güvenebiliyorsun diye çocuk ise güldü ve bazı insanlar güvenilir olduklarını belli eder demişti kız o anda çok mutlu olmuştu. Aralarındaki bağ zamanla arkadaşlıktan dostluğa dönüşmüştü. Kızın kendi katında iyi insanlar kadar kötü insanlarda vardı kızın ve çok sevdiği bir dostunun canını yakıyorlardı. Kız aşağı indiğinde çocuk onu güldürmek ve mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Çocuk çoğu sırrını anlatır fakat asla ben anlattım sende anlat demezdi. Dostlukları devam ederken ayrılık vakti gelmiş ve çocuk işten ayrılmıştı. Kız çok üzülmüştü artık dostluklarının eskisi gibi olamayacağını biliyordu.
HAYAT SEN KURARKEN BOZAN DEĞİL MİYDİ ZATEN
Kız çocuğu o kahverengi gözlerini gördüğünden beri seviyordu. Artık aralarında mesafeler vardı.
MESAFELER KÜÇÜK SEVGİLERİ YOK EDER BÜYÜKLERİ İSE GÜÇLENDİRİRDİ
Kızın sevgisi azalmak yerine günden güne artıyordu. Eskisi kadar çok konuşamıyor ve görüşemiyorlardı. Kız bu zaman zarfında onu unutmaya karar vermişti. Fakat kaderleri izin vermiyordu kızın unutmasına tam unutacağım dediği anda bir olay olmuş ve bu iki dostu eskisinden daha samimi yapmıştı. Günler bu şekilde geçerken bir gün kızın telefonu çaldı arayan sevdiği idi sevinçle açtı. Neşe içinde alo dedi karşısındaki ses ise ben polis memuru RECEP KILIÇ telefonun sahibinin en son aradığı numara sizdiniz ve sevdiğim diye kayıtlıydınız malesef ki telefonun sahibi bir kaza geçirdi olay yerinde can verdi başınız sağ olsun o sırada kızın dünyası kararmıştı ne yani sevdiği onu bu hayatta yalnız mı bırakmıştı. Telefon elinden kayıp gitmişti bile ne yapması gerekiyordu sanki kalbi durmuş beyni ise çalışmıyordu. Yüzünde bir sıcaklık hissetti ağlıyordu o an her şeyi kırıp dökmek istedi fakat bunu yapsa eline ne geçecekti koskoca bir hiçten başka saatler sonra memurun sözleri geldi aklına sevdiği diye mi kayıt etmişti onu kız şaşırmıştı bayağı biliyordu çocuk kızı sevmiyordu ne zaman sevmişti ki hayat ne kadar garipti sevdiğini öğrendiği gün aynı anda kaybettiğini de öğrenmişti. O an keşke sevdiğimi söyleseydim diye düşündü sonra bir anda keşke dediği için pişman oldu biliyordu keşke şeytanın kapısını anahtarıydı şeytanın ne kadar zeki olduğunu bir kez daha anladı insanoğlunun hayatta hep bir keşke dediği olay vardı. Artık neden niçin keşke ama gibi sözlerin bir faydası yoktu. Sadece dua'nın sevdiğine yararı dokunurdu. Buda bir imtihandı zaten hayat imtihanlarla dolu değil miydi? Yoksa dua sız ve imtihansız kul nasıl ulaşır Leyla 'dan Mevla 'ya
SON
Sustum...
Tuz basıp yaralarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
Bir çığlık kanıyor en derininde yüreğimin.
Açmadım kimselere yüreğimi...!
Hançeri sadece kendime sapladım ve sustum...Hz.Mevlana