Masal perisi aslında sıradan bir aile ile yaşıyordu.Kardeşi çok hayalciydi.Onun hayallerine her zaman ortak olmaya çalışırdı.Periler,mucizeler... Sanki başka bir dünyada yaşıyorlardı ikisi de.Masal perisi bazen:
-Keşke,keşke kardeşime ben bir periyim diyebilsem ve onu beraberimde götürsem,diye iç geçirirdi.
Ama neye yarar?Bulut kraliçe izin vermiyordu bir türlü.Ya peri olmaktan vazgeçecekti ya da insan olacaktı.Ah!Hiçbirini istemiyordu ki!hele insan olmak.''Bir daha uçamamak,sihir yapamamak tamam ama peki ya ilham perim Maylin ve iç sesim Mavelya giderse.Bunu göze alamam.''diye düşündü.
Sonra denemeye karar verdi.Söyleyecekti.En azından kardeşi için.Hiç değilse anlatabilirdi ona.Sabah uyandığında kardeşine dedi ki:
-Benim bir ilham perim var ve ben bir periyim,dedi.
Kardeşi mutlu oldu.Daha sonra:
-Benim de iç sesim,ilham perim olsun,dedi.
-Peki normalde hepsi kız olur.Ama belki sana erkek denk gelir.
Sonra ilhamcı çiçeğe gittiler.Son tomurcuğundan bir erkek ilham perisi dünyaya geldi.Ve o anda kardeşinin Koba isimli iç sesi ve Jack isimli ilham perisi oldu.Artık ikisi de çok mutluydu.Ancak hikaye bitmemişti.Masal perisi kardeşine herşeyi öğretecekti.
Öncelikle öğrendiler ki Jack ile Maylin kardeşmiş. Tıpkı kendileri gibi. Ancak Koba ile Mavelya kardeş olamazmış çünkü iç seslerin asla kardeşi olmazmış. Saçma şeyler işte.Tüm bunlar olurken masal perisinin kanatlarını ve sihirli güçlerini düşünmeye vakti yoktu. Hele bir de UÇAN SINIF'I...
Adı geçti ya. Nasılsa masal perisi birdenbire hatırladı maziyi. Ve:
-Ahhh!Nasıl gideceğim geri. Acaba kardeşime mi söylesem. Yok,yok en iyisi hemen bu gece gizlice kaçmak. Kardeşim anlayacaktır.
Bu sözleri söyledi ve o gece güçlerinin gitmediğini görüp uçarak pencereden kaçtı. Hem de bir melek sessizliğinde...