İlkokul 1. Sınıfa giderken bir çocuk gördüm . Çocuk yürüyemiyordu.Yardıma ihtiyacı vardı. Bende ona yardım ettim. Sonra sınıfıma geri döndüm. Teneffüs zili çaldığında kapının önünde bir not gördüm.Not: bana yardım ettğin için teşşekürler yazıyordu.devamı az sonra
Hayatta herşeyin bir bedeli vardı.iyiliğin bi
le bedeli olmalıymış gibi düşünen bütün insanlara inat iyi olacaktın. Hayatta en mutlu olduğ um anlardan biriydi o zaman .
Ancak insanlar bana yıllar öncesinden kalma biriymişim gibi bakıyordu.
Bakışları önemsemedim. İlkokulda yaptığım bir iyiliğin yıllar sonra karşıma çıkacak büyük mükafat olarak görüyordum. Allah bize kolaylaştırın zorlaştırmayın buyuruyordu. Ben de her zaman zorlaştırmaktan çok kolaylaştıracaktım.
Ancak iyilik yaptıgım insandan beklemediğim davranışı göreceğim aklıma bile gelmemişti. Kendi kendime haksızlık demiştim ancak nafileydi çırpınışlarım. Arkadaşım benim için kopya hazırlayıp verdiğini yazılıda kopye çekeceğimi öğretmene söylemişti.Oysa sınavıma çok çalışmıştım.Öğretmenim şüpheli gözlerle bana bakıyordu.Her şey bir yana arkadaşıma yardım etmek için Dersime geç kalmıştım.Yalnız yılmamam gerektiğini
düşünüyordum. En yakın arkadaşım hasta olup yürüyemediğimde beni sırtında taşımıştı. Unutmamalıydım ki herkes aynı değildi.
Ancak öğretmenine o zamanlar çok kırılmştım .Çünkü kocasını çağırıp benim ayağımın üzerine basamadığım için ayağıma sardım şeylere bakıp kahkaha atmıştı.
"Keşke dedim keşke öğretmen olsaydım.
Asla böyle davranmazdım."
Ancak yıllar sonra öğrendim iyi olmamın başıma bela almak olduğunu
Ama hala Allah için iyi olmam gerektiğini
düşünüyordum. Birileri bana iyi desin diye değildi.
Arkadaşım bana attığı iftira bile yaşadıklarım yanında şaka gibi kalmıştı.
İnsan arar olmuştum karşımda.Kötülük görmemek için kötü olmak gerektiğini düşünür olmuştu insanlar.Hani bir küçük hikaye vardır ya..
Öğretmen çocuğa sormuş, canlılar kaça ayrılır diye,
Çocuk: Dörde ayrılır demiş.
Ögretmen: Sanki yanlış gibi ama genelde say demiş.
Çocuk:Bitkiler,hayvanlar,insanlar ve çocuklar demiş.
Öğretmen: Çocuklar da insanların içinde gibi sanki demiş. Tekrar sayar mısın ,demiş.
Çocuk tekrar saymış :Bitkiler,hayvanlar ve çocuklar.
Öğretmen: Oğlum insanlar nerede deyince
Çocuk:Ögretmenim içinde çocukluklarını
taşıyanlar zaten çocukların içinde diğerleri ise hayvanlaştığı için onları da orada sayıyoruz demiş.
Öğretmen : Üzgünüm ancak çocuk sağlığında ve temizliğinde insan bulmak gerçek zor demiş.
Aslında hayatta hikayeler kadar yaşananlar da var.Yarin terk ettiği gönül yaralı
Dile düşen âşık bahtı karalı
Serden geçecek sevda nereli
Söyleyin dostlar bende bileyimSevgilim bile hayatta benden vazgeçmeyeceğini söylerken yalan söylüyordu.Aşkın bedeli sabırmış meğer.
Soğuk bir kış günüydü yola çıktığımda her yer karla kaplı ve rüzgârlıydı.Ağaçların yapraksız dalları arasından ugultular duyuluyordu. Birden arabamdan gelen bir sesle aniden durmuştum. Hava o kadar soğuktu ki arabadan çıkmak istemiyordum.Ancak yaşamak için bir şeyler yapmalıydım.Arabayı donmamak için çalışır halde bırakmıştım.ancak yalıtım çok az kalmıştı.Bir müddet sonra o da bitmeye başlamıştı.Kapıyı açıp yardım istemeyi düşünmüştüm.Ama gözümün önüne sevgilimin beni terk ettiği an,annenin yıllarca gözümün önünde yavaş yavaş nasıl eriyip gittiği,babamın anneme sessiz sessiz ağlayışları geliyordu."Hayat derdi babam,kimini toprağa koymak için acele eder,kimini de acıların en büyüğünü yaşatarak yavaş yavaş alır."
Hayal meyal bir ses yaşıyor diyordu.Ne olduğunu anlayamadan dün bitmişti.
Ne kadar zaman geçti bilemedim. Basımda bir ses uyanıyor diyordu.
Uyanıyordum.Görüntüler gelip gidiyordu.Neresiydi burası, kimdi bu insanlar.Bana ne olduğunu anlayamamıştım.Nasıl geldim buraya hiçbir şey hatırlamıyordum.
Hava aydınlık her yer günlük güneşlikti.
Susmuştu herkes.Sadece bana bakıyorlardı.Tam kalkmak istediğim sırada başım dönmüş tekrar yatağa düştüğüm sırada bir ses tanıdık,kulağıma aşina bir ses; "gece bitti." dedi.
Kimdi, kurtarıcı mı sessizliğin içinde..
Kendimi bir an üşür buldum.Soğuk ,çok soğuk geliyordu hayat.
Yaşamak istemediğimi sorgulayacak durumda değildim.
"Tekrar uyandı" diyen sesle yarı oturur vaziyete gelmiştim.
"Günaydın uyuyan güzel." dedi." Seni uyandırmak baya zamanımızı aldı."
"Ben Şükran , eğer adımı söylemek istemezsen Teyze diyebilirsin."
İlk defa beni bir sesin bu kadar etkilediğini düşünüyordum. Bir ses ancak bu kadar içten ve samimi olabilirdi.
Hayatımı yarınını hep planlayan biri olarak şunu anlamıştım.Yaradanın planları her şeyin üstündeydi.O'nun planını kimse bozamazdı. Tam o sıra dışarıda havanın tekrar bulutlandığını gördüm.Yeniden rüzgar çıkmıştı.
Annem böyle havaları hiç sevmezdi. Kardeşimin ölümü gelirdi aklına sessizce ağlardı.Hep anlattında onon okadar güzel ve temiz bir yüzü olduğunu anlatırdı.Ayrılamam korkusuyla sarılamamıştı ona.Hep keşke bir kere sarılıp koklasaydım derdi ve gözleri yaşla dolardı.Sonra derdi siz oldunuz Rabbim bir aldığını üç vermişti.Doya doya sarılır öperdi bizi. Şefkatlerin en çoğunu hissetirirdi bize.
Şükran teyzenin sesiyle irkildim birden.
"Kızım annemi babamı hatırlıyor musun?" dedi.
Evet diyecektim ama dememem gerekiyordu.Çünkü Şükran Teyze gibi iyi bir insanla bir daha karşılaşmaya bilirsin
Dedim kendime. Hatırlıyor olmam yaşananları düzeltmeyecekti.
Biraz da senden bahsedelim Şükran Teyze dedim. O öyle bir yüzüme baktı ki onun gözleriyle benimki de dolmuştu.
-Üzülüşü bir an annemin gözlerinin dolup dolup sustugu günlerdeki gibiydi.
Derin bir yutkunarak kısık sesle:İki oğlum var dedi. İkisi de uzakta. Bir kızım olsaydı dedi,sonra ,ölmeseydi , olacaktı dedi.
Her şey insanlar içindi.
Şükran Teyze
Her ikisi de arar ancak yanımda olmaları gibi değil, gene de sağlıkları yerinde olsun.
Şöyle küçücük oldukları zaman bahçeye gönderirdim. Öyle güzel oynarlardı ki onların mutluluğu beni de mutlu ederdi . Bana bakıp el sallayarak gülümseyişleri
daha dün gibi gözümün önündeydi.
Annem gibiydi Şükran Teyze Mutluluğu çocuklarında buluyordu.
Annem de babamla mutlu olacağını düşünerek evlenmişti. Ancak babamın dışarıya düşkünlüğü, başkalarına iyi görünme isteği annemi hep başkalarına kötülemesi annemin defalarca bunu kendi kulağıyla duyması onu çok üzmüştü.
Yalnız annem için başkasının ne düşündüğü çok önemli değildi. Bizim ne yaptığımız nasıl yaşadığımız önemliydi.
Her şeye rağmen babamı seviyordu.Çünkü
Bizimle ilgileniyordu.Annem bazen kendisi için de üzüldüğünü hissettiğini ancak çaresizlikten böyle yaptığını söylerdi.Tam olarak ne olduğunu anlamasa da kendisinin dışında bir şeyler olduğunu düşünürdü. Olanların bazen gerçek mi değil mi olduğunu ayırt edemezdi.
Bir an şükran Teyzenin sesiyle irkildim.