1.Bölüm

41 5 0
                                    

Yazın ortasıydı.

Yine güne erken başlamıştım. İlk önce yürüyüş, sonra iş yeri Çankaya ofise gidecektim.

Yazın bu sıcaklıkta ise işe gitmek insanı sıkıyor ve haddinden fazla yoruyordu.

Hemen sarı tişörtümü ve mavi kot pantolonumu giyinip deniz kenarına gittim, müzik eşliğinde yürümeye başladım.

Tempomu biraz arttırarak hafif adımlarla koşmaya başlamak için harekette bulundum.

Koşarken arkamdan "Emir" diye biri seslendi.

Arkamı döndüğümde kıza bakarak "Buyrun" dedim.

Sanki kızı gözüm bi yerden ısırıyordu ama yine de tanıyamamıştım.

Birden "Ben liseden Buse hatırlamadın mı?" dedi .

Evet tamam şimdi hatırladım, Buse bana liseden beri aşıktı.

Erkeğe çıkma teklifi eden ilk kız olarak tarihe geçmişti. Eskiden çok zayıftı , sanki biraz kilo almış.

Bayağı bi güzelleşmiş aldığı kilolar da çok yakışmış gördüğüm kadarıyla. "Hatırladım tabiki de " diyip ince ve nazik gülümsememle tepki gösterdim.

Saat 07:00 olmasına az kalmıştı, işe gitmem gerekiyor ama işe hiç gitmek istemiyordum.

Buse' ye dönüp ;
"Kahve içelim mi? Tabi boş zamanın varsa" diye sordum.

Onaylar bi biçimde başını aşağı yukarı sallayıp gülümsedi.

Kahve içmek için bi cafe ye geçtik. Bize 2 kahve dedim ve kahveler gelene kadar Buse'yi incelemeye koyuldum.

Gözlerinin bu kadar güzel olduğunu farketmemiştim taa ki şimdiye kadar.

Dudakları oldukça biçimliydi, parmakları o kadar ince ki dokunsan kırılır bir şekilde.

Kırmızı elbisenin altına giydiği çizme, siyah süvet olmasına rağmen ter temizdi.

Ya daha yeni almış olmalı ya da kendisi temiz kullanmış.

Nihayet kahveler de geldi. Tam kahvemi yudumlarken bir anda telefon çaldı.

Arayan Zeliha Sultan'dı.
"Oğlum nerdesin? Neden geciktin? Kiminlesin? Niye gelmedin?..." off sorular sorular!

Annem çok disiplinli iyi bir kadındır. Çankaya ofis, anneme babasından kalan şirkettir.

Babam şirtketin başındadır. Babam Kazım Bey sert adamdır.

Aslında babam iyi biridir, ama tersi çok pistir.

Her sinirlendiğinde sinirini çevreye değil bana kusardı ve yapılan hataları affetmezdi.

Anneme " Yarım saat sonra ordayım" deyip telefonu kapattım.

Kahvelerimizi içerken eski anıları tazelemiştik.

Çok gülmüştük, o kadar çok gülmüştük ki çenem ağırıyordu.

O kadar gülmemize rağmen Buse'den çekiniyordum ama neden çekindiğimi bilmiyordum.

Birden kendi düşüncelerimin arasından sıyrılıp

Buse' ye şu anda acil gitmemin gerektiğini söyledim.

Bana hayal kırıklığına uğramış, istediğini alamamış bi bakış attığı an ;
"Akşam buluşalım mı?" diye sordum.

Öyle tatmin olmuştu ki , gülüşü gözlerinden bile okunuyordu.

Yanlız KalpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin