İlk defa şarkı önerisi yapıyorum. Lütfen Sing for you ile dinleyin.
Sehun, üniversitenin kendisine en güzel gelen kısmına girdi. Laboratuvarın tozlu havası onu içtenlikle karşıladı. Sırtındaki çantayı köşeye koyup, kimsenin elini sürmediği, eski raflara baktı. Deney tüpleri, beherler ;lazım olan her şey vardı. Ama ilgilenen kimse yoktu. Herkes üst katlardaki laboratuvarı kullanıyordu. Ama ona buranın rahatlığını, sakinliğini vermiyordu. Burayı keşfedeli kısa zaman olmuştu. Geçen sene genetik bölümü kullanıyordu, bu sene boş kalmıştı. İçindeki her şeyle beraber terk edilmişti.
Çantasından bez ve sprey çıkardı. Buraya hakettiği değeri verip temizleyecek, eski haline getirecekti.
Köşede duran kâğıt yığınının yanına oturdu ve onları düzene sokmaya çalıştı. Bir sürü emek vardı bunların içinde, ama herkes bırakmıştı. Onları iki saattin sonunda toparladı ve onların altından çıkan küçük kutuyu farketti. Tozdan katmanlar oluşmuştu, eskimişti.Onu yerden yavaşça aldı üzerindeki tozları sildi, çevreye dağılan tozlar yavaşça hava da dağılıyordu. Yavaşça açtı ve içindekileri masaya koydu. En üstte bir sürü dosya vardı. Dosyasının ilk sayfasında kocaman, kalın puntolarla vurgulanmış bir başlık göze çarpıyordu. Demans. Daha önce duymadığı bir isimdi. İçinde doğan öğrenme isteği ile sayfaları çevirmeye başladı. Bir sondaki beyaz kağıdın üzerinde bunun tanımı vardı.
Halk içinde alzheimer olarak bilinen Demans ,zaman ve mekanın zamanla belsizleşip unutulmasıdır. İlk kez alman nörolog Alois Alzheimer tarafından...
Uzayıp gidiyordu cümleler. Hiçbiri bilgisayar çıktısı değildi, özenle yazılmıştı. Sehun dosyayı kutunun içine geri koydu ve kasetleri aldı bu sefer. 15-20 tane vardı. En eski tarihli olanı alıp oynatıcıya taktı ve duvara yansıyan görüntünün gelmesini bekledi. İlk başta bulanık, kesik kesik olan görüntü düzeldi ve başladı. Sehun nefesini tutup heyecanla bekledi.
Ekranda bir çocuk belirdi ve gülümseyerek konuşmaya başladı. O...gördüğü en güzel kişiydi. Ufak bir yapısı vardı; bal sarısı saçları, güzel gözleri ve beyaz bir teni vardı. Çocuk konuşmaya başlayınca dikkatini topladı.
"Merhaba ben Xiao Luhan, genetik birinci sınıfım.18 yaşındayım. Ve mmm... Bir deney üzerinde çalışmaya başladım. Başarana kadar devam edeceğim, umarım başardığımda bu kaydı gülümseyerek izlerim. Projemin konusu Demans... Umarım başarırım. "
Çocuk eğilip kameraya uzandı ve bununla birlikte görüntü gitti. Sehun halâ kıpırdayamadan izliyordu. Bundan sonra çekilen kaseti taktı ve sabırsızlıkla bekledi. Çocuk yine gülümseyerek belirdi.
" İkinci kez buradayım. Artık tam anlamıyla başlıyorum. Demansa tedavi bulmak istiyorum, ya da diğer adıyla Alzheimera. Bir dosya tutmaya başladım, tam bir bilim adamı gibi çalışıyorum artık, kendi notlarım bile var. "
Ekrandaki Luhan heyecanla kameraya dosyayı gösterdi. Sehun onun gözlerindeki pırıltıdan etkilenmişti. Onun bu heyecanına gülümsedi ve biten kısa kaydı çıkarıp yerine koydu.
Dosyayı yeniden eline aldı ve inceledi. Sayfaları çevirdikçe, sanki o çocuğun varlığını hissediyor gibiydi. Direkt en sona geldi ve kocaman gülümseyen bir yüzün çizimini gördü. Kendisi de hafifçe gülümsedi ve altındaki imzaya baktı. Uzun değildi ama insanın gözünü okşuyordu.O kadar sayfa yazmasına rağmen en sonda bile aynı itina vardı.
Üçüncü kaydı koyup bekledi. Luhan ilk önce kamerayı ayarlamaya uğraştığı için odağa geç girdi ve şuan Sehun'un oturduğu sandalyeye oturdu."Bu kaydı iki hafta sonra yaptım çünkü...unuttum yapmayı. Lütfen kızmayın bana, geçerli sebeplerim vardı. Bugün demanslı hastaların yanına gittim ve onların konuşmalarını dosyama koydum, onların nasıl hissettiğini... Sanırım gitmeliyim, okul kapanmak üzere. "
Sehun biten kaydın ardından oturduğu sandalyeye baktı. O oturmuştu burada, bu masada çalışmıştı. Kendisi üçüncü sınıftı, çocuğun ikinci sınıf olması gerekiyordu. Daha önce gözüne çarpmaması garipti.
Yerinden kalkıp her şeyi kutunun içine özenle koydu ve masanın kilitli olan bölümüne koyup anahtarı aldı. Sahibi gelip tekrar almak isteyebilirdi.
Bileğindeki büyük saate baktığında geç olduğunu gördü. Burada çok zaman geçirmişti. Yerde duran sırt çantasını hızla aldı ve laboratuvar zemin katta olduğu için önünde duran uzun merdivenleri çıktı. Çıkmadan önce dekanın odasına yöneldi . Kapıyı tıklatıp girdi. Bay Kim onu görünce gülümsedi."Hoş geldin Sehun, bir sorun mu var? "
" Ben birini soracaktım, hangi sınıfta olduğunu öğrenmek için. Adı Xiao Luhan "
Adam bilgisayara bakıp ismi girdi ve bir süre sonra Sehun'a baktı.
" Geçen yıl sonu okuldan kaydını sildirmiş, üzgünüm Sehun. "
Sehun hayal kırıklığı ile durdu."Peki adresi var mı?"
"Şu an yoktur ama yarına kadar senin için bulmaya çalışacağım. "
Sehun teşekkür edip üzgünce dışarıda onu bekleyen arkadaşlarının yanına gitti ama aklı hala oradaydı...
Always and forever HUNHAN
We are one, we are 12
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CROWN (HUNHAN)
RandomSehun, kağıt yığınlarının arasındaki kutuyu aldı ve üzerindeki tozları sildi. Üzerinde siyah mürekkeple yazılan yazıyı okumaya çalıştı. Silik olan harfleri zorlukla birleştirdi. Güzel bir yazıyla isim yazıyordu.... Xiao Luhan. Kutuyu açtı ve içinde...