2.

222 88 17
                                    

Kız sabahın yedisinde kalkıp sağlıklı ve sebzeli bir kaç yemek yaptı.Kahvaltılık zeytin ve peyniri koyup,yumurta yapıp,çay koydu.Tepsiye bunları koyduktan sonra babasını uyandırdı.Babasını yatakta doğrulttu ve iki lehen , bir kova su getirdi.Kız babasının birinci lehene lavabosunu yapması için mutfağa tekrardan gitti.Geldiğinde kapıyı çaldı.Babası Ahmet "Gir,güzel kızım"dedi.Kız babasının lavabosunu yaptığı küçük leheni yüzünü buruşturmamaya ve lehene bakmamaya çalışarak lavaboya gitti ve lehenin içinde ki sıvıyı oraya döktü.Sırf babası üzülmesin diye tiksinmemek için elinden geleni yapıyordu.Leheni yıkadıktan sonre el sabunu ve havluyla babasının yanına gitti.İkinci leheni babasının önüne koydu,babasının elini ve yüzünü yıkadıktan sonra havluyla babasının yüzünü kuruttu.Leheni,havluyu,sabunu tekrardan yıkayıp,yerlerine koymak için banyoya gitti ve bu sefer tepsiyle geldi.Tepsiyi babasının yanındaki sallanan masaya koydu.Babası gücünü boşuna harcamasın diye babasına yemeği kendisi veriyordu ve o kendisi de yedikten sonra babasını öpüp,işe gitmeden önce "seni seviyorum babam,seni en yakın zamanda mutlu edip,ameliyat parasını ödeyeceğim.İyileştikten sonra bile sana ben bakacağım"deyip gözünden damlayan iki damla yaşı sildi.Babasına göz yaşlarının aktığını göstermemek için arkasına döndüğünde babası kızının o güzel yüzünü kendisine çevirip,kızının göz yaşlarını eliyle silmeye çalıştı.Kız babasının eli gözüne değdiği an babasının o sıcacık eline öpücükler yağdırmaya başladı.
Kız kapıdan çıkmadan önce tepsiyi alıp,babası susarsa diye bardak,dolu bir sürahi ve acıkırsa diye de birazcık ekmekle peynir bıraktı.Sonra babasının tekrardan uzanmasını sağlayıp yanına yırtık bir kitap bıraktı.Yırtık ta olsa içinde okunmaya değer sayfalar vardı sonuçta.Sonra evden çıktı.İşine çöpten bulduğu bir kaç kıyafetle gidiyordu.Bu kıyafetleri yıkamıştı ama bazı kalıcı ve büyük lekeler bir türlü çıkmamıştı.
Kuaföre girdiğinde kendisine çıraklık yaptığı abla çok iyi biri olmasa da zalim birisi değildi.Yemek veriyordu ve ara sıra kızın saçını maşa yapıp,diğer işine özenmiş bir şekilde gitmesini sağlıyordu.Kız kuaförde müşteriler geldiğinde çoğu zaman aşağılanıyordu ama babası için hiç kimseye cevap veremiyordu.Yine bir genç kız gelip,saçını yaptırmak istemişti.Kadın genç kızın saçını yapmak için ayağa kalktığında genç kız kadına "Şu zavallının ismi ne ?"dedi.Kadın" Ümmügülsüm"dedi.
Ümmügülsüm zavallı denildiğini duyunca kıza hak verdi.Ama gözyaşları hak vermesine rağmen kızın gözlerini dolduracak kadar akmıştı.Kadın kıza "Nasıl yapmamı istiyorsunuz,saçınızı?"diye sorunca kız buraya dalga geçmek için gelmişcesine "Şu aptala söyle biraz uzak dursun,ağız kokusunu çekmeye gelmedim buraya..."dedi.Kuaförcü Eslem "Ümmügülsüm,biraz kenara çekil de müşterimiz rahatsız olmasın"deyip sanki Ümmügülsüm suçluymuş gibi çatık kaşlarla Ümmügülsüm'e bakınca Ümmügülsüm de tam cevap verecekken dilini tutmasını gerektiğini fark edip bu benim suçum değil,bu devletin suçu...Babam için her yardım istemek için gidişim de beni yuhalattılar...Ben bu imtihanımdır diyorum ama bana laf söylememeleri gerekiyordu gibi düşüncelere dalıp,ağlarken Eslem ablanın kendisinin bacağına sertçe vurmasıyla irkildi ve Eslem ablanın sesini o zaman duydu."Dalmışım özür dilerim"deyip kadına makası vermişti.Bacağının acısı fazla sızlamaya başlayınca pantolonu sıyırıp,bacağına baktı.Acıyan tarafı hiç görülmemiş bir kapalı mor rengine bürünüyordu.Eslem kızın baktığı yere bakınca "Bu acıyla ölmezsin,merak etme"dedi.Saçını yaptığı kız "Az bile yaptın"deyince Ümmügülsüm
sesli sesli hüngür ağlamaya başlayınca istemsiz olarak "Siz egolarınızı tatmin ederek ne yaptığınızı sanıyorsunuz,içinizde kinizin sesi az mı çıkıyor.Benim babam gözleriminin önünde ölüyor,dayanamıyorum artık,ölüyo benim babam,ölüyo...Siz birisini kaybettiniz mi hiç on üç yaşında.Canımdan çok sevdiğim anneme kurşun değdiğini görüp,çektiği acıyı görüp,debelendiği halde benden başka kimsenin yardıma koşmadığı annemin acısını tahmin edebiliyor musunuz?Sadece 13 yaşındayım,etraftaki insanlar beni izleyip,anneme küfür ettiklerini duyduğumda onlardan korktuğum için bağırmayıp,sustuğum için hissettiğim o pişmanlığı biliyor musunuz?Ben o acı çekerken ona sarıldığımda aynı sıcacık vücuduna sarılırken bir telefon istediğimde 'telefonum yok'diyerek bahane atan adamdan sonra bir kişi ,o nur yüzlü kişi, telefonla aradı 112'yi.Anneme tekrar sarıldım,sıcak değildi.Etrafa bakıp ,Hayır olamaz,Anne uyan,anne uyan,uyan,bunu bana yapma,uyan.Uyansana deyip annemi uyandırmak için sarsmaya başlayınca gelen ambulans görevlileri beni annemdenden ayırmışlardı.O günden sonra annemi göremedim.Babam yatakta ve evde olduğu için annemin cenazesi olsa bile gidemezmedik.Annemi kesin toprağa gömmüşlerdir.Cenazesine kimse gelmemiştir.Şimdi başka bir ölümü kaldırmam.Anlıyor musunuz?Yine insanların cimriliğinden,bu ülketi yöneten, Kaan Ersoylu,yüzünden BABAM DA ÖLÜYOR.Diğer dünya olmasa ben de kendimi öldürürdüm.Ben ailemi kaybediyorum.Siz bana ne kaybettirebilirsiniz ki..."diyerek kuaförden çıkmak için hazırlanınca Eslem Ümmügülsüm'ün kolundan tutup "Özür dilerim,herkes adına senden..."dedi.Saçı yapılan kız "Bırak gitsin,duygu sömürüsü yapıyor."dedi.Ümmügülsüm için Eslem'in özür dilemesi yetmişti.Eslem "Bu gün erken çık istersen.Günlük paran inmeden vericem sana.Yorgun gözüküyosun zaten"deyip Ümmügülsüm'e 30 Tl yi verdi.Ümmügülsüm teşekkür edip çıktı.Saçı yapılan kız "Atsaydın ya şu kızı"dedi.Eslem "Kızım,onun gibi çalışkanını bulamam,yoksa seni kırar mıyım?"deyince ikiside gülmeye başladılar.
Ümmügülsüm eve gelip babasına baktı.Babası uyuyordu.
Babasının sıkıntıdan günün çoğunu uyuyarak geçirdiğini biliyordu.Eve gelince aldığı 30 TL' NİN 20 TL'sini kumbaraya atmıştı.Kira parası 2+1 odalı bir evde oturdukları halde 500 Tl idi.Su ayda 15 Tl geliyordu.Elektriği bi geceleri kullanıyorlardı.Elekrik te ayda 20 Tl geliyordu.Kız yiyecekler,sabun gibi ev ihtiyaçlarının aylık 105 Tl ettiğini de kağıda yazınca Aylık 630 Tl harcadıklarını fark etti.Gece yaptığı işten aylık 200 Tl kazanıyordu.Haftasonu yaptığı işten ise günlük 40 TL kazanıyordu.Ümmügülsüm aylık 2300 kazanıyo demekti bu.Ümmügülsüm'e kâr olarak kalan 1700 TL de kumbaraya giriyordu.30.000 tedavi için gereken paraydı ve şuan kumbaranın içinde 22.100 vardı.Ümmügülsüm şu an 17 yaşındaydı.Parasını toplamaya az kalmıştı.Bu yüzden yüzünde bir tebessüm vardı.Babasının yanına uzanıp,ona sarıla sarıla diğer işine dinç gitmek içi dinlenmeye başladı.

Hayatta KALMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin