1. bölüm ( Sakar şey )

245 63 28
                                    

Evet arkadaşlar. Ilk defa bir kitap yazmakta bulunmaktayim. Basta kendi kendime yazmama ragmen daha sonra watpadde yayınlamaya karar verdim. Bölümlerim malesef ki kısa olacak.
InsaAllah beğenirsiniz. Votelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Iyi okumalar. :)

Yarın üniversitede ki ilk yılım. Bir haftadır geldiğim Ankara'da sadece kiraladığım evime yavaş yavaş alışmaya başladım.
Ilk defa ailemden uzak bir sehirdeyim ve tek başımayım. Yanımda kimse olmadığı için kendimi çok yalnız hissediyorum. Bir haftadır can sıkıntısından ölmek üzereyim.
Beş katlı bir binanın üçüncü katinda 3+1 odalı bir dairede oturuyorum. Ev bana göre çok buyuktü. Ve kirası da fazla geliyordu. Bunun için yarın ilk isim kendime ev arkadasları bulmak olacak.
Evimin balkonunda oturup yıldızlara bunları anlatırken, uykumun geldiğini anladım. Uyumak için odama doğru ayaklanmaya başlamıştım ki , balkona birseyin düştüğünü fark ettim. Arkamı döndügumde yerde bir kagitla karsılaştım.
Kağıdı alsam mı ? Almasam mı ? Diye düşünürken elim kağıda gitmişti bile. Kağıdı alıp açtığımda güzel bir el yazisi ile yazılmış bir yazı gördüm ve merakla okumaya başladım.

" ilk defa bir kişinin yıldızlarla konuştuğumu duydum.Ilginc. Bu arada binamıza hoş geldin , en kısa zamanda seni ziyaret etmeyi , hoş geldine gelmeyi düşünüyorum" A.

Bu da kimdi "A" da kimdi. Bir komsum olduğu dışında hicbir fikrim yoktu. Isi gücü yok beni mi dinlemisti. Ah tabi ben olsam meraklı olduğum için ben de dinlerdim.

Yıldızlarla konuşmayı ve tabi sesli konuşmayı kendime liseden beri alışkanlık haline getirmiştim. Arada sırada konuşurdum böyle.
Düşüncelerimden hemen ayrılıp , balkonun demirliklerinden tutunup aşağı - yukarı bakınmaya çalıştım. Fakat görünürde kimsecikler yoktu.
Aman boşver çocuğun biridir diyerek odama geçtim. Dişlerimi fırçaladıktan sonra alarımı 06.00 ' a kurup uykuya daldım.
...

Kesintisiz bir uykudan uyandığımda gözlerime inanamadım. Saat 07.30 du ve ilk dersime sadece yarım saat kalmıştı. Nasıl olurda alarmı duymamıştım. Hemen yatağımdan kalkıp banyoya gidip günlük rutin işlerimi hallettim. Tekrar odama gidip hızlıca dünden hazırladığım kıyafetleri üstüme geçirdim. Belime kadar uzanan düz saçlarımı da tarayıp açık bıraktım. Çantamı ve telefonumu alıp okula gitmek için dışarıya çıktım.
Babam hala arabamı Ankara ya göndermediği için üniversiteye otobüsle gitmek zorunda kalmıştım.
Sokakta koşar adımlarla otobüs durağına gidiyordum.
Üniversitenin ilk gününden olacak iş miydi şimdi bu.
Nihayet otobüs durağına gelmiştim. Ve malesef ki yarım saat bekleyişten sonra otobüs ancak gelebilmişti.
Otobüse binerken çantamı kapıya çarpıp yere düşürdüm .
Sakarlıgim tuttu , tam da boyle bir gunde, boyle bir durumda. Cantamı hemen yerden alıp , kartımı okuttuktan sonra boş bir yere oturmustum. Yapacak bir şeyim yoktu, ilk derse gec girecektim anlaşılan.

Otobüsten inmiştim , bes dakika kadar yol yürüdükten sonra sonunda üniversiteye gelebilmiştim.
Girişte ki panodan sınıfımın nerde olduğunu öğrendikten sonra ikinci kata sınıfıma doğru merdivenlerden kosar adımlarla çıkmaya başladım.
Tam merdiven bitmişken , dedim size sakarlığım tuttu.
Hayır yine çantam düşmedi bu sefer ben yere kapaklandım. Tabi benle beraber çantam da yere düştü.
Hay ben senin diyerek çantamı alıp kalkacağım sırada gözüm , önümde duran bir gölgeye ilişti.
Allah'im bu da kimdi . Bi okuldan birine rezil olmadığım kalmıştı, o da oldu.
Allahtan saçlarim yuzumu kapatıyordu da önümde duran şahıs yüzümü görmemişti. Bi süre şahısın gitmesini bekledigim icin yerde öylece durdum. Ama hala şahıs gitmek bilmiyordu. Mum gibi yanımda dikilmişti.
Kafamı kaldırdığımda , gözlerim büyüdü. Son derece yakışıklı , Allahımın bos bir zamanında özene bözene yarattığı denilecek kadar mükemmel biri yanımda durmuş bana bakıyordu.
O kadar derin bakıyordu ki , o koyu kahve gözlerinin içinde sanki karanlıkta kaybolmuş gibi hissediyordum kendimi. Gözlerimi o kahvelerden ayıramıyordum.
Ne yaptığımın farkinda degildim.
Hemen utanarak gözlerimi kaçırdım. Ve tabi karşımda ki şahısta gözlerini kaçırıp , ciddilesti.
O gözler artık dik dik bakıyordu.
Sessizliği bozan o şahıs oldu.

"Cocuk musun kızım sen, yürümeyi daha öğrenemedin mi ? Sakar şey " deyip gitti. Hemde arkasına bile bakmadan.

Ve tabi ben şok olmus bir şekilde , yerime monte olmus gibi sadece arkasından bakakaldım

**********************************
Arkadaşlar Insaalah begenmissinizdir. Votelerinizi ve yorumlarinizi bekliyorum.

SEVDAYA BUĞULU GÖZLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin