15.10.???? ŞEHİR

Adsız Bölüm 1

     Bey, gece iki saat geç uyumasına rağmen kendisini, saat yedide uyandıracak olan alarm çalmadan sabah 6.59'da uyandı. Yıllardır hayalini kurduğu polislerin başı olma hayali bugün gerçekleşmek üzereydi. Zaten beyi iki saat uykusuz bırakan da  polis şefi olma hayaliydi.

     Bey, gece yatağına uzandığında ( çift kişilik yatakta kendisi tek başına yatıyordu. Eğer Cemile evlenme teklifini kabul etseydi, ona sarılıp yarınki gerçekleşecek olan hayalinden uzun uzadıya bahsederdi. Ama Cemile evlenme teklifini kabul etmemişti, kendisiyle evlenmek yerine en yakın arkadaşı Ömer'le evlenmişti.) polis şefi olduğunda, nasıl davranacağı, ne söyleyeceği, polis şefi üniformasının üstünde nasıl duracağıyla ilgili hayaller kurmaktan kendini alamadı. Yatağının yanındaki saate baktığında yatağa gireli yarım saat olmuştu. Hayaller ona tatlı geliyordu ama gerçekler ona yarın işte uykusuz kalmaması gerektiğini hatırlattı.

     Bey yarınki toplantıda dinç olmalıydı. İsteyeceği en son şey polis şefi seçileceği toplantıda uyuya kalmaktı. Bey uyuyabilmek için hayal kurmamaya, başka şeyler düşünmeye çalıştı. Bey her ne kadar başka bir şey düşünse bile zihninde dönüp dolaşıp kendini yine polis şefliğiyle ilgili hayallerde buluyordu.

     Yatağa girdiğinden beri bir saat geçmişti ve hala uyuyamamıştı. Kaygılanmaya başladı, ya sabaha kadar uyuyamayıp polis şefinin seçileceği toplantıda uyuya kalırsa. Tüm bunları zihninden kovmak için başka şeyler düşünmek de işe yaramayınca o da uyumakta zorlanan çoğu insan gibi yatağından kalktı odanın içinde biraz gezindikten sonra camdan dışarı baktı. çoğu evin ışıkları sönmüştü ışığı açık olan birkaç ev vardı. Perdeyi indirdikten sonra tekrar odanın içinde gezinmeye başladı sonra tekrar dışarı baktı. Böyle 40 dakika geçtikten sonra belki uykum gelir diye tekrar yatağına uzandığında, aklına yine polis şefi olma hayalleri geldi ve bunları zihninden uzaklaştırma mücadelesinde buldu kendini ve nihayet bu mücadelenin 20 dakikasında uyuyakaldı. 

    Gece geç uyusa da alarm çalmadan iki saniye önce uyandı ve alarm sesini duymamak için hemen alarmı kapattı. İhtiyacını gidermek ve elini yüzünü yıkamak için lavaboya gitti. Üniformasını giydiğinde şoförünün gelmesine daha vardı. Bey düzenli ve tertipli biriydi her sabah kahvaltısını mutlaka yapardı. Bu gün diğer günlerden farklı olduğu için kahvaltıyla uğraşmak istemiyordu uyku sersemliğini atmak için sadece çay içmek istiyordu. çay demleyip içtikten sonra saatine baktı, makam aracının gelmesine daha vardı. 

     Şoför gelene kadar vakit geçirmek için televizyonu açtı. Haber kanallarında her zamanki gibi başbakanın herhangi bir yerdeki söylediklerini gösteriyordu. Bugün polis şefinin seçileceği haberi hiçbir kanalda yoktu. Oysaki polis şefinin seçilmesi başbakanın söylediklerinden de hatta başbakanın seçildiği seçimlerden bile önemliydi. Polis şefine göre başbakanın herhangi bir memurdan farkı yoktu, polis şefi önemsiz bulduğu işleri halleden bir memurdu. başbakanın kim olduğu polis şefinin umurunda bile değildi yeter ki burnunun polis teşkilatı işine sokmasın. bir başbakan polis teşkilatıyla uğraşmaya başladığı zaman sonunu hazırlamış demekti, şansı varsa istifaya zorlanırdı. 

     Normalde polis şefini başbakanın seçmesi lazımken, başbakan polis şefinin izni olmadan emniyet müdürlüğüne adımını bile atamazdı. Polis şefi 4 bölge polis amiri ve mevcut polis şefinin oylarıyla belirleniyordu. En çok oyu alan bölge polis amiri polis şefi oluyordu.  

     Beyin şoförü, saat tam yedi buçukta kapının önünde belirdi. Emniyet müdürlüğüne vardığında sekize 10 dakika vardı. Yardımcısı merdivenlerin önünde karşıladı. Yardımcısı selam verip hal hatır sorduktan sonra, bir ziyaretçisi olduğunu söyledi.