Gelen Mr. Gizemli Yakışıklı'nın arkadaşı ve ailesiydi.Beni tanımış olmalı ki bakışları bana uzun bir süre boyunca bende takılı kaldı.Ve suratı çok sertti.Ben ne yapmıştım ki!Sadece kesmiştim ve bu da bir suç sayılmaz zaten onu kesmedim orsa ayrı bir konuydu.Bende bu bakışlar altında çok kalamayacağımı fark edince hızlıca yemeğimi yeyip arkadaşımla gezmeye gideceğimi söyledim.Tabi annem durur mu hemen lafa atladı:
-AAAA!Taehyung da gelsin.Zaten çok az bir süre önce Türkiye'ye geldikleri için fazla bilmiyor.Ayrıca yaşlı insanları dinlemek istemez şimdi.
Ve bundan sonra herkes gülmeye başladı.Aslında çok doğru olduğunu biliyorlar ama dalgaya vuruyorlardı.Söylemeyi unutuğum iki şey var.Birincisi benim adım Okyanus.İkincisi ise Mr. gizemli ve arkadaşı Kore'den geliyorlardı.Neyse sonuç olarak buradaydılar ve arabasını doğru yürüyorduk.
Arabanın önünde durdu ve:
Sen çilli olan hemen eve gidiyorsun ve sen kısa boylu olan beni hiç bir zorluk çıkarmadan dinliyor,ve dediklerimi uyguluyorsun.
Bunu dedikten hemen sonra arabaya binmeye gitti arkadaşım korkudan topuklamış,ve beni yalnız bırakmıştı.Ben ise sinir krizi geçiriyordum!Bize emir vermeye hakkı yoktu ve arkadaşımı da kovamazdı!Sinirden arabaya bindim ve ona dönüp tam konuşmaya başlayacakken gaza bastı ve araba bir kuş misali uçtu.Bu çocuk beni deli etmeye başlamıştı bir anda ona bağırarak:
-Ne biçim araba sürüyorsun!Ayrıca nereye götürüyorsun beni ya?
-Sana ses çıkarma demiştim ve şimdi kemerini tak veya takma umurumda değil ama yeter ki kapa şu çeneni!!
İşte bu laflardan sonra sustum ve sanki çok umursayacakmış gibi kemerimi takmadım.Tabikide yolculuk boyunca hiç konuşmadık ve sonunda geldiğimizde annemin yanıldığını düşündüm çünkü burayı ben bile bilmiyordum ki Bursa'nın her yerini bilirdim.Ve sonra Korece birisiyle konuşmaya başladı.Ben ise sadece kızgınlıktan yerini korku almış olan vücudumu sakinleştirmeye çalışıyordum.Sonra bize doğru gelen ve harika bir gülümsemesi olan Mr. Gizemli Yakışıklı geldi!!!!Daha fazla yaşamak istemiyorum.Bana nazikçe bir selam verdikten sonra:
-Sana bir kaç soru soracağız eğer doğru yanıtları verirsen eğer, doğru karar vermiş olursun ama eğer yanlış yanıtı verirsen senin için pek iyi olmayacak sonuçlar doğabilir,anlaştık mı?
Evet açık bir şekilde beni tehdit ediyordu ama ben ne olduğunu anlayamıyordum ve korkum iyice artmaya başlamıştı.Hey hadi ama Koreliler çok nazik ve bu işlere başvuracak insanlar olamaz değil mi?
-Ben sadece......
-evet??
Evet şimdi ne halt edecektim.Onlara kusura bakmayın sadece sizi kesiyordum falan diyemem Of çok pis faka bastım yaa.Ve birden ikisi gülmeye başladı.Olamaz onları içimden söyledim değil mi?-Ne var niye gülüyorsunuz ya!?
-Peki sanırım saf ve hiçbir şeyden haberin yok bunları unutup yoluna devam edebilirsin.
Tam giderken tekrar konuşmaya devam etti:-He bu arada benim adım Jimin.
Bunları dedikten sonra bana elini uzattı.-Ben de Okyanus memnun oldum.
Buradan hemen gitmek istiyordum bu yüzden hemen elimi çekip, hızlı adımlarla orayı terk ettim. Allah'ım adını da öğrendim.Ay kalbim gitti gidecek hayatımda yaşadığım anlamsız ama en heyecanlı günü yaşıyordum bugün.
***************
Hem kendime salak olduğumu hatırlatıp,kızıyordum.Hemde yürüyerek en azından etraftan taksi veya otobüsün geçmesini bekliyordum Evet şu An salak gibi buraları bilmediğim için dolaşıyordum.Çantamı da arabada unutmuştum ve telefonum da oradaydı!Bugün normalden fazla dalgın ve salaktım.Daldığım için çalan kornanın sesine irkildim birden.Arabaya bakınca içindekinin Jimin olduğunu fark ettim.Bana 32 dişini çıkararak gülümsedi ve:-Evin uzakta ise seni götürebilirim.
-Aslına bakarsan ben buraları bilmiyorum sanırım kayboldum.
-Öyle ise atla hemen.
Hemen koşarak arabaya bindim.
-Gerçekten teşekkür ederim.
Sonrasında ona evimi tarif ettim.Hayallerimin biraz farklısını yaşıyordum evet tanışmak istiyordum ama böyle bir olayla değil.Yani her defasında o parktan geçiyordum bana bit kez bakmamıştı ben ise her gün onun için yürüyüşe çıkıyordum!Hemde istediğim kadar yatabileceğim bir cumartesi gününde.Onu gerçekten seviyor muydum orasını bilmiyorum ama her sabah kalkıp onu görmek benim için iyi geliyordu.En azından eskiden yaşadıklarım veya okul veya Barış gelmiyordu aklıma.Barış hayatımı mahveden,hemde anlamlı kılan birisiydi.Şimdi ise benim için hiçbir şey hissettirmiyordu.Nefret etmek de bir histir işte ben nefret bile etmiyordum ondan.Ama onla yaşadıklarımız..Jimin'in yanında ağlamamak için kendimi zor tuttum.Sonunda eve gelmiştik.
-Ha şey..Taehyung'un arabasında çantam kalmıştı ama onu alma şansım var mı?
-Hmm ben ona söylerim merak etme.
-Ah teşekkür ederim tekrar.Görüşürüz.
Başını salladı bende arabadan çıkıp eve doğru gittim.Ben kapıyı çalana kadar çoktan gitmişti.Annem kapıyı açmıştı bende hemen odama koşup,kapıyı kilitledim ve içimde ne varsa döktüm,ağladım.Yaşadıklarım bana çok şey öğretmişti ama bir türlü ağlamamayı öğretmedi.Gece nasıl olup bitti bilmiyorum ama sabah olmuştu.Annemler daha uyanmamıştı bende duş aldım,üstümü giydim ve bir şeyler atıştırdım.Tabi not bırakmayı unutmadım annemin endişelenmesini istemiyordum.Okul yakın olduğu için yürüyerek gidiyordum.Aslında pek hevesli değildim okula gitmeye ama mecburdum işte.Hızlı adımlarla sınıfa doğru gittim.Dersin başlamasına 20 dakika vardı bu yüzden de kitap okumaya başladım.Bu sırda birisi masamın yanına doğru geliyordu.Adı Melisa ve benden nefret eden kişilerden birisiydi kendisi:
-Bu sefer sana bir şey demeyeceğim merak etme sadece benimle bahçeye gelmeni istiyorum senden.
Ona her ne kadar güvenemediysem de dediğini yaptım.Ve bahçeye adımımı atar atmaz donup kaldım.Şu an cidden şok yaşıyorum!!Doğru görüyordum değil mi?
Yine güzel biyerde bitirdim sdfgh.Merkatan çatlayın sdfg Beğenmenizi umuyorum ve yazıım hatalarım varsa kusura bakmayın lütfen ve o