ECEM YILMAZ

155 28 6
                                    

Uykumun en güzel yerine içene edenler derneğinin başkanı olan ablam Cemre ve yardimcisi küçük kardeşim Cem odama dalinca yinemi diye söylendim. Yorganim çekildiğnde yerle buluşmam bir oldu tabi. "Hadi lan kalk saat 7 oldu hala uyuyorsun nasıl öğrencisin." diyen ablama iki çift güzel bedduam vardı tabi ama bir 5 dakika daha uyumam lazımdı o yüzden uykuma geri döndüm.

  Kafamı koymamla uyanmam bir oldu. Cem üstüme atlıyınca bütün kemiklerimin kırıldığını bile hissediyordum. "Lan... Of belim lan kaldırın şunu üzerimden. Neyle besleniyorsun evladim sen? Belim Allah'ım beni neyle sırıyorsun?"diye bağırınca odama annem daldı bir sen eksiktin be kadın. "Ne oluyor burda." diye çığırınca Cem üstümden kaltı ve kaçtı. Anne bu borumu sonuçta terlik ne bulduysa atar kafaya az yemedim terlik kafama sonuçta.

  Ayağa kalkıp bende çığırdım."Al şu çocuklarını başımdan be kadın her sabah bole uyandırılmaz"diyip belimi tutup yürümeye başladım."Belimi kırdı sıpan olacak Cem bunlarda üretim hatası var iade etmek istiyorum." dedim ve banyoya girip kapayı kapattım. O sırada kapıya çarpan terlik sesiyle annem "Ne sıpası kız kardeşin o senin sen çık ordan ben sana sıpayı göstercem" diyip. Kapıya diğer terliğide atıp gitti yani ben öyle düşünüyordum.

Banyoda işlerimi halletdikten sonra banyodan çıkıp etrafa iyice kontrol edip odama koştum. Ayağım halıya takılıp yere düşünce annem mutfaktan oklava ile geldiğinde neye uğradımı şaşırdım. Yerden kalkıp odama koştum. "Anne o ne dövcenmi beni gitsene kız oklavaya bak ya anne git ya söz bidaha sıpa demicem Cem'e" diyip odamin kapasını kilitledim. "Ne dövmesi kız börek açıyorum düşünce sana koştum salak kız" dedi. Harbi ben ne koştum öle töbe töbe.

Dolabımı açıp okul formamı askıdan alıp giydim. Üstüme ceketimi giyip ayağıma botlarımı geçirdim. Sonbahardaydık sonuçta yağmur yağıyordu. Saçlarımı açıp düzleştiriciyi fişe taktım. Isınana kadar bende yüzüme nemlendiricimi sürüp gözelerime rimel sürüp biraz şekillendirdim.Düzleştiricimi alıp saçlarıma şekil verdim. Saate gözüm kaydığında geç kaldığımı fark edip çantamı aldığım gibi mutfağa koştum.

Masada ne bulduysam ağızıma sıkıştırınca boğazımda zeytin kaldığında öksürmeye başladım."Kız öleceksin yavaş ye." diyip sırtıma vurmaya başladı. Ağzımdakini yutup su içmeye başladım. Öksürüğüm geçinçe annemi öpüp diğer kardeşlerime bakıp "hepinizden iğreniyorum"bakışını atıp. Kendimi kapıdan dışarı attım.
Ben size kendimi tanıtmadım dimi aa bak unuttum hemen kendimi takdim edim. Ben Ecem Yılmaz bebeklerim. Lise 3.sınıftayım.17 yaşındayım. Yılmazlar aşiretinin ortanca kızlarıyım. Aşiret dediğime bakmayın ama cidden bizimkiler aşiretten gelmeler. O yüzden zenginiz yani ama biz pek aşiret işlerini takmayız. Yılmaz holdingin sahibi olur babam kendileri Kerem Yılmaz. Annem ise Nazlı Yılmaz. Kardeşlerimi zaten söyledim. Pek birşeyler kalmadi yani söyleyebilceğim. Motorumun yanına gelince saçlarımı topladım kaskımı kafama taktım ve ceketimin fermuarini çektim ve motoru çalıştırdım. Evden çıktıktan sonra hızımı biraz daha arttırdım. Her zamanki gibi okula havalı bir şekilde girince yine gözler bana kaydi alıştığim için sadece gözlerimi devirdim.

Bizim tayfanın yanina gidince Berkay "Vay efendim kimleri görüyorum. Terbiyeli ve imanlı kızımız daha önce bize küçük bir şhow yaptı."diyip saçlarımı karıştırdı. Erdem,Berke,Nilay ve Esra hep birlikte alkışlamaya başlayınca kendimi Berkay'dan kurtardım. "Ne oluyoruz lan her zamanki halim alışamadınız ben açım kantine gidelim"diyip okula yürümeye başladim. Tabi hepsi ayni anda "Bir doyuramadik seni"diyince elimdeki kaskı Berkay'a fırlattım ama tuttu çünkü o koskoca okulun basketbol kaptanıydi borumu.

Kantine girdiğimizde her zamanki yerimizde bir erkek oturunca bizimkilere döndüm "Sabah çerezimin azcık ileride gençler kim kaldırcak şu şahısı"diyip elimle masayı gösterdim. Erdem atlayıp "Bende o millet sakin olun"dedi ve kollarını sıvadı.

Erdem çerezi hallede bilcekmi gençler?
 

DANDİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin