1. Aşk

96 6 7
                                    

20 yaşında bir genç kızdım. Üniversiteye yeni başlamıştım. Okulun ilk günü çok yakışıklı bir çocuk görmüştüm. Derse girdiğimizde aynı sınıfta olduğumuzu anladım. Tabiki bu işime gelmişti. Ondan hoşlanıyordum. Bir hafta kadar geçmişti aradan. Git gide aşık oluyordum.

Birgün cesaret edip yanına oturdum. "Merhaba." Dedim biraz çekingen bir tavırla.

"Merhaba." Dedi gülümseyerek. Gülümsemesi rahatlamama sebep olurken heyecandan ölmek üzereydim. Ben hayal dünyamda kaybolmuş olmalıyım ki adımın söylenmesi ve Meriç'ın-evet adı Meriçti-ellerinin gözümün önünde sallanmasıyla kendi dünyama geri döndüm.

"Iyi misin sen?" diye sordu gülerek. "Iıı şey.. Tabiki iyiyim." diye cevap verdim rahatlamaya çalışırken.

"Adın ne" diye sordum. Cevabını zaten biliyordum. Fakat o bunu bilmiyordu.

"Meriç." dedi. "Ya senin?"

"Benimki de Damla."

"Memnun oldum Damla." dedi elini uzatıp gülümseyerek. Ne çok gülümsüyordu bu çocuk. Her gülümsediğinde Kalbimde kelebekler uçuyorum sanki.

"Bende memnun oldum. Nerede oturuyorsun "diye sordum birden. Saçma bir soru olduğunun farkındaydım ama heyecandan dilim tutulmuştu.

"İstanbul, Bahçelievler'de oturuyorum."dedi. Şuan çok mutlu olmuştum çünkü Meriç'le aynı yerde oturuyorduk!

"Ne güzel bende orda oturuyorum." Dedim aptal yüz ifademi silmeye çalışırken. "Hangi site?" Bu sefer soruyu soran oydu.

"Zafer sitesi 9. blok." diye yanıtladım onu.

"Hım bende 5.blok da oturuyorum." dedi gülümseyerek. Hem aynı yerde hemde aynı sitede oturuyorduk. Bundan güzel birşey olamazdı herhalde. O değilde ben daha önce bu çocuğu nasıl görmemiştim?"

Güldüğünü anladığımda düşüncelerimden uzaklaşmıştım. Birden telaş yapıp kekelemeye başladım.

"Şey aa hımm. Benim gitmek gerek." diyerek ayağa kalktım. Kızardığımı hissediyordum. Ordan uzakalaşmam gerekiyordu.

"Neyse görüşmek üzere." diyip arkama bile bakmadan uzaklaştım. En yakın yer olan tuvalete girdim. Öyle heyecanlıydım ki elim titriyordu.
Kendi kendime konuşmaya başladım.

"Ay bide utanmadan nerde oturuyon diye sordum."Elimi ve yüzümü yıkayıp sakinleşmeye çalıştım. Zilin çalmasıyla hemen sınıfa gittim.
Sırasında oturmuş etrafa bakınıyordu. Sınıfa girmemle kafasını çevirip bana baktı. Göz temasıyla bile alev alev yanan vücudumu yok sayarak sırama geçtim. Derste arada sırada ona bakıyordum. Baktığımı hissetmiş gibi anında o da bana bakıyordu. Düşüncelere dalmışken adımı seslenmesiyle sıçradım.

"Damla pişt iyi misin."diye sordu şaşkın bir tavırla.

"İyiyim hiç bir şeyim yok."dedim ve önüme döndüm.

İkide birde saatime bakıyordum zil çalsında eve gideyim diye. Zil çalınca apar topar çantamı toplayıp sınıftan çıktım. Daha 1. Sınıf olduğumuz için diğer sınıflara göre daha erken çıkıyorduk. Boş koridorda ilerlerken arkamdan ayak sesleri geliyordu. Merakıma yenik düşerek birden arkamı dönmemle Meriç'e çarpmam bir oldu.

Refleks olarak çığlık attım. Kalbim güm güm atıyordu. Acaba aşk için mi yoksa korktuğum için mi? Bunun tek cevabı vardı bunu kendime sormak.

Öyle heyecanlanmıştım ki yanaklarım alev alev yanıyordu. Yavaş yavaş üstüme yaklaşmaya başladı ki kötü son gelmişti tokatı Meriç'e indirdim. Koşarak oradan uzaklaşırken kendi kendime söyleniyordum. 'Ne yaptım ben ya?' Okul kapısından çıkmamla hızla otobüs durağına ilerledim. Ama otobüsü saniyelerle kaçırmıştım. Ufak bir küfür edip ayağımı yere vurdum. 1 saatten önce gelmezdi artık!

Tek çarem geri gidip ondan özür dilemem ve beni evime kadar bırakmasında rica etmemdi.

Okula geri döndüğüm de Meriç'i bahçedeki bankta sigara içerken gördüm. Derin bir nefes alıp yanına ilerlemeye başladım. Gözleri bir an beni buldu sonra tekrar önüne döndü. Gidip yanına oturdum.

"Meriç bana kızgın mısın?" diye sordum . O da ters bir şekilde "Sence ordan nasıl görünüyorum? "dedi.

"Özür dilerim sen öyle üstüme gelince şey zannettim." dedim. Şuan kendimi ona karşı mahçup hissediyordum.

"Ne zannettin?"dedi tek kaşını kaldırmış bana bakarken. "Şey hım şey.." Ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Dur ben söyleyim seni öpceğimi zannetin demi? "dedi. Nasıl böyle birşey düşünmüştüm ki?

"Şey yani.." Cevap vermeme fırsat vermeden konuşmaya başladı.
"Seni daha yeni tanıyorum" dedi.

"O zaman niye üstüme geliyordun?"

"Çünkü seni evine bırakmak için durdurdum ama dudağında çikolata izi vardı o yüzden bende onu silcektim. Sen durumu yanlış anlayıp tokatı yapıştırınca." dedi.

"Kusura bakma tamamen benim salaklığım özür dilerim" dedim.
Bir kaç dakika birbirimize baktıktan sonra yumuşak bir sesle. "Iyi tamam affettim."dedi. Beni affettiğini duyunca rahatladım.Bir an önce eve gidip sankinleşmek istiyordum.

"Meriç artık beni eve bıraksan annem merak edebilir telefonumun şarjzıda
bitti." dedim. "Tamam bırakırım"dedi.

Meriç ayağa kalktığında bende kalktım. Beraber okulun girişine ilerlerken hiç konuşmuyorduk. Arabalarla dolu otoparka girdiğimizde "Hangisi senin?" diye sordum gülümseyerek. Bana kısa bir bakış attıktan sonra gülümseyerek eliyle siyah bir bmw gösterdi. "İşte benim bebek." dedi gülmesi kusursuz suratında yayılırken. Lan gülme şöyle vicdansız. Ağzımın suyu altı valla.

Aptal aptal sırıttığımı farkedip kendimi toparladım ve önüme döndüm. Çoktan 'bebeğinin' yanına gelmiştik. Kapımı açmayı tenezzül etmeden sürücü koltuğuna yayıldı. Dönüp bana tip tip bakmaya başladığında elimle kapıyı işaret ettim.

Olumsuz anlamda başını salladığında oflayıp kapıyı açtım ve yanına bindim. "Açsan ölür müydun?" diye sordum ona bakarken. "Hayır. " dedi kahvelerini kahvelerime dikerken.
"Kaslı kollarıma yazık olurdu." Sinirle ona baktığımda "Ne var?" dedi. "Ben bu kasları parayla elde etmedim kızım." Sırıttığımda o da sırıttı.

"Ben ortada kas falan göremiyorum ama neyse."

"Ellemek ister misin?" dediğinde alaylı yüz ifademi takınıp ona döndüm. "Olmayan şeye mi?"

Bana 'yav he he' der gibi baktıktan sonra önüne döndü. Arabayı çalıştırıp gazı köklediğinde ona döndüm. "Yavaş olsan diyorum? Bu genç yaşımda ölmek istemem de."

Bana dönüp alayla sırıttı. "Ölmezsin merak etme." dedi. "Bu kanıya nerden vardığını sorabilir miyim acaba?"

"Hani kötülere birşey olmazmış ya." diyip güldüğünde sinirle ona baktım. "Ben mi kötüyüm?" dedim parmağımla kendimi gösterirken. "Ne kötülüğümü gördüm be!" diye çıkıştığımda gülüp "İşte bundan bahsediyorum." dedi. "Aptal!" dedim gülerek.

"Çirkef! " dedi o da benim gibi. Birbirimizle atışırken çoktan eve gelmiştik. Bizim sitenin önünde durduktan sonra kapıyı işaret edip "Görüşürüz." dedi. Gülümseyip kapıyı açtım ve inmeden önce ona dönüp "Görüşürüz ve teşekkürler." dedim.

Arabadan inecekken bileğimden tutup ona dönmemi sağladı. Gözlerimiz buluştuğunda "Bi öpücüğünü alırım." dedi.

Kalbimin içerde at kosturmasını yok sayarak gülümsedim ve yanağına eğildim. Muzipçe sırıtıp başını çevirirken anladığım için öpmedim. O şaşkın şaşkın bakarken yanağından öpüp arabadan indim. El sallayarak apartmana ilerlerken arkamda şaşkın bir Meriç bırakmıştım.

Bölüm sonu.

Tatlı Ve AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin