GECE

15 3 0
                                    

üzerimdeki siyah t-shirt kolumdan akan yapış yapış kırmızı sıvıdan tuhaf koyu bir renge bürünmüştü. kesiğin olduğu yer sızlamaya başlıyor,etrafımdakiler bana tiksinircesine bakıyordu.
'Ne hayatınızda hiç mi mozoşit görmediniz?!'
diye bagırmamak için dişlerimi sıkmaya devam ettim.
Neden bilmiyorum ama hiçbir zaman kumsala oturup denizin dalgalarını dinlerken saçlarımı dağıtan rüzgarda huzur bulamadım.
Bu iğrenç(!) şeyin zevk veren bir yanı vardı. bir çeşit bağımlılık gibi. Belki yaptıklarım yaşadıklarımın aynasıydı. Her gözlerimi kapattığımda üç yıl öncesine arabanın arka koltuğuna geri dönüp gözümü alan parlak ışık ve annemin tiz çığlığı tekrarlanıyordu bir çeşit film gibi. sanki biri o filmi izlemem için ısrar ediyordu.
Telefonun yüksek sesli alarmıyla garsonluğunu yaptığım bara yetişmem için sadece iki saatim olduğunu anlamıştım. Barda çalışmak söylendiği gibi kolay ya da eğlenceli değil. gerçekten değil, tuhaf sarhoş muhabbetleri,öz güveni yüksek olan tipler, öpüşmekte çığır açmış çiftler, etrafa kusanlar ve biraz daha düşünürsem uzayıp gidecek upuzun bir liste. oturduğum soğuk kaldırımdan yavaşça kalkıp insanların bakışlarını, abaza tiplerin ıslıklarını ve yaşlı teyzenin düşük çenesini umursamamaya çalışarak eve doğru yürümeye başladım. saat akşam dokuza geliyordu ve ilkelerime kadar üşıyordum. Aralık ayının ortasında göbeği açık t-shirtle üşümemek biraz garip olurdu zaten.  Evin kapısını açtığım gibi üzerimdekilerden kurtulup küveti doldurmaya başladım. ılık su rahatlamama yardımcı olabilirdi. küvet dolunca içine oturdum. gerçekten iyi geliyordu. çok uzun olmayan keyfim suyun soğmaya başlamasıyla yarıda kesilmişti. Asılı olan bornozu üzerime geçirdikten sonra işe yetişmek için kırk beş dakikamın kaldığını fark edip koşarak odama çıktım. açık olan pencereden her zamanki gibi beni gözetleyen sapık komşuma el hareketi çekip hırsla perdeyi kapattım. elimden geldiğince hızlı iç çamaşırlarımı  giyip üzerinde büyük boy aynası olan siyah dolabın önüne geçtim. uzun karar aşamasından sonra deri etek, siyah deri göbeğimi açıkta bırakan askılı üstü yatağın üzerine fırlattım.(multi de var) zaten dolabın yüzde doksan beşi siyahtan oluşuyordu geri kalan beş ise beyaz ya da farklı koyu renklerdi.
giyindikten sonra makyaj masasının karşısına geçtim. fazladan bahşiş için güzel görünmeliydim. ilk olarak gözlerimin rengini ortaya çıkaracak bir şekilde eyeliner ve rimelle göz makyajımı tamamladım koyu kırmızı mat rujdan sonra dikkat çekici siyah ojemi alıp sürmeye başladım. ojelerin kurumasını beklerken  ayakkabılarımı seçsem fena olmazdı. Beyaz topuklu botlarıma karar verdim. ojelerim kuruduktan sonra ayakkabıları ayağıma geçirecektim ki kolumdaki derin jilet izlerini fark ettim. sesli bir küfür savurup masamın üzerindeki kapatıcıyı alıp kesikleri kapatmaya çalıştım. o işte bittikten sonra saatlerce bekleyeceğim taksiyi çağırdım ve bir sigara yakıp beklemeye başladım. şaşırtıcı şekilde erken duyduğum korna sesiyle son kez aynadaki yansımama baktım  fena görünmüyordum. siyah çantama sigara paketi, telefon,anahtar gibi birkaç gerekli şeyleri koyup vestiyerdeki siyah deri ceketimide aldıktan sonra çıkıp kapıyı kilitledim. aşağı inip taksiye bindiğimde  barın adresini verip başımı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. barın önüne geldiğimizi yüksek sesli müzikten anlamıştım. ücreti verip taksiden indim.  sadece beş dakika geç kalmam çok büyük bir problem olamazdı herhalde. gereksiz gürültüye lanet ederek bara girdim. Sevgili(!) patronum ortalıkta görünmüyordu.  sevinçle bar taburelerini yerleştirilen uzun boyu ve kumaral saçlarıyla klasik bir tip gibi gelse de oldukça çekici olan Emre'ye yürüdüm.
beni fark edince,
" oo... Gece hanım tam beş dakika geç kaldınız, beni bu güzellikten beş dakika mahrum bıraktınız! çok ayıp." dedi gülerken.
"Çok özür dilerim efendim. acaba kendimi nasıl affetirebilirim?" muzhipce dudağını gösterdiğinde. orta parmağımı gösterip barın arkasına geçtim. önlüğümü takıp rutin işlere başladım.
saat gece yarısını geçtiğinde içerisi daha fazla kalbalıklaşıyordu. köşelerde yiyişenler, birbirnie sürtünerek dans(!) edenler yani ne ararsanız vardı. VIP bölümünden çağırıldığımı duyunca  isteksiz ve bitkin adımlarla oraya yol aldım. Gördüğüm şeyle gözlerim yuvalarından fırladı.




Arkadaşlar bu benim ilk hikayem ve daha 16 yaşındayım hatalarım olabilir kusura bakmayın

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin