Hatice Nine ile Yusuf Dede sevinçle çocuklarını ve torunlarını kucaklayarak:
"Hoş geldiniz."dediler.
Onlar da:"Hoş bulduk."diyerek ellerini öptüler ve kucaklaştılar.
Biraz sohbet ettikten sonra yataklar hazırlanıp yatıldı.
Ertesi gün Meliha ile Şakire bir güzel temizlik yaptılar.
Memduh ile Halit kurbanlık alıp,sünnetçiyi ayarladılar.
Meliha ile Şakire temizliği bitirdikten sonra çocukların sünnet yataklarını hazırladılar.Yatak bembeyaz kar gibiydi.Yiğit ile Safa'nın sünnet kıyafetini de giydirdiler.Hep beraber düğün yerini süslediler.
Kurban kesilerek kazanlarda yemekler hazırlandı.Daha sonra köylüler geldi ve yemek ikram edildi.
Bir taraftan davullar çalınıyor bir taraftan da oyunlar oynanıyordu.
Halit ile Memduh'un keyifleri yerindeydi.
Meliha ile Şakire ellerinde tepsi ile şerbet dağıtarak gülüyorlardı.
Çocuklar yataklarına yatmış sünnetçiyi bekliyorlardı.
Sünnetçi geldi ve önce Yiğit'i sünnet etti.
Sıra Safa'ya gelmişti.Sünnetçi Safa'yı sünnet ederken Halit öylece bakıyordu.
Safa'ya bakınca kan gördü.Başı dönmeye başlamış ve gözü kararmıştı.
Az sonra Halit bayılarak yere düştü.Sünneti kameraya kaydeden Firuze bunu da çekti.
Herkes Halit'in başına toplanmış ve kolanya ile onu ayıltmışlardı.
Sünnet bittikten sonra akşam olmuş Memduh eline aldığı beyaz perdeyi duvara geriyordu.
FİRUZE:"Heyy film izleyeceğiz ne güzel."dedi.
Memduh'un yuvarlak bir şeyler çıkardığını gören Yusuf Dede:
"Onlar ne oğlum?"diye sordu.
Memduh tekerleri göstererek:
"Baba bu tekerler dönerken,perdede adamlar çıkacak.
Biz de seyredeceğiz."dedi.Memduh filmi başlattığında üzüm yiyiyorlardı.
Yusuf Dede Gülfem'e seslendi:
"Gülfem kızım şu üzümden misafirlere de ver."
Gülfem etrafına bakındı ama kimseyi göremedi.
"Hangi adamlara dede?"dedi.
Yusuf Dede:"Şu duvarın önünde duran adamlara."diye cevap verdi.
Gülfem duvara baktı ve:"Lorel ile Hardi'ye mi?"diye sordu.
YUSUF DEDE:"Ben adını bilmem yavrum,tanışmadık
daha."deyince herkes gülmeye başladı.