Giriş

7 1 0
                                    

Gecenin yarısında siren sesleri tarafından uyandırılmaya alışmıştım. İkizim yine bir suç işlemiş, benim üzerime atmıştır. Hep böyle olur. Buna alışmamak elde değil. Aşağıya indiğimde tüm ev halkının gözü üzerimdeydi. İkizim Eva yine ortalıkta yoktu. Zaten eğer olsaydı üzerindeki kan izlerinden hemen anlaşılırdı. Kim bilir şu an ne yapıyordur. Polis, 'karakola' demeden ilerliyordum. Annem yalvaran gözlerle bana bakarken babam bana nefretle bakıyordu. Elinde bir defter vardı. Kesin ne yaptığımı ve kaçıncı olduğunu yazan bir defter vardı, o defterde üstlendiğim tüm suçlar vardı. Şerif Dean, yandan yandan bana sırıtıyordu. Onunda hoşuna gidiyordu. Kimse suçu üstlendiğimi bilmiyordu. Çok benzediğimiz için kimse de anlamıyordu. Küçüklüğümden beri Eva ne yaparsa yapsın hep ben ceza alıyordum. Bunu alışkanlık haline getirdi. Mavilerini kocam açıp bana duygu sömürüsü yapıyordu. Bende hiç kıyamıyorum.
"Evet, küçük Velma, disipline! " "Peki Bayan Wonderson" Koridorda ilerlerken üzerimde bir çift gülen yeşil gözler başta olmak üzere onlarca göz olduğunu hissediyordum. İçeri girdiğimde falakam hazır bekliyordu. Bay Wonderson kemerini çıkarıyordu. Bayan Wonderson ise bir kağıda bir şeyler yazıyordu. Sanırım tutanaktı. Derin bir nefes alıp verdim. Hazırdım galiba... Yani hazır olmam gerekiyodu... Sanırım...
Anılarımın arasından beni çekip ayıran kapımın açılması idi. Sanırım karakola gelmiştik. Sorgu odasına girdiğimde aynı soğuk duvarlar vardı. Loş masa lambasının olduğu masaya yürüdüm. Rahat koltuk beni sorgulayacak Şerif Dean' ın idi. Sert, soğuk, tozlu tahta tabure ise benim özel taburemdi. Ne zaman oraya gitsem taburem hazır bana bakıyor oluyordu. Sorgu bittiğinde nezarethanenin soğuk duvarları beni bekliyordu.

BUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin