Kaçıp Gitsem mi Uzaklara?- Yazan: Merve Sönmez

1.9K 69 4
                                    

Her insanın hayatında yorgun düştüğü zamanlar vardır. Bazen yaşamaktan yoruluruz bazen de yaşayamamaktan. Öğrencilerin ise en büyük sorunu yaşayamamaktır.

Hayalleri vardır öğrencilerin, dört duvar arasına sıkışmış boğulmamak için savaşan hayaller. Gerçekleşmeyi bekleyen hayaller. Bir zaman süzgecine takılı kalmış hayaller…

Her insanın içinde bir çekip gitme arzusu vardır, hele ki gençsen kanın daha bir delidir. Bütün bu yaşayamamaların çekip gitmekle hallolacağını düşünürsün. Yapacağın ödevler, gireceğin sınavlar, yüzünü görmek istemediğin arkadaşlar aklına geldikçe daha bir ağrı basar bu çekip gitme arzusu. İyi de nereye gideceksin peki? Başka bir okul, başka bir şehir, başka bir ülke? Belki ait olduğun gezegen bile burası değil senin. Evet, evet kesinlikle öyle olmalı! Yoksa başka nasıl bir açıklaması olabilir ki bu aitsizlik hissinin? 

Bedeninin bu hayatı yaşamaya mahkûm olduğunu kabullendiğin zaman gitmenin farklı yollarını aramaya başlarsın. Önce hayallerini keşfedersin, gözlerini kapattığın zaman sana ait olan bir dünyanın var olduğunu. Bundan böyle uyumak daha bir tatlı gelir sana. Aslında uyuduğundan değil ya öyle sanıldığındandır bu tabir. 

Sen gözlerini kapatıp yeni bir şehir inşa ettiğinde dışarıdan bakanlar uyuduğunu düşünürler, oysa hayal kuruyorsundur. Geceleri ne kadar erken yatarsan yat saatler sonra uyuyabilmeni başka ne açıklayabilir ki? Bir de kulaklığını taktıysan, hadi uyu uyabiliyorsan!

Kaçabilmenin diğer bir yolu da kitaplardır. Herkes bunu keşfedecek kadar şanslı değildir. Seni çok kitap okuduğun için yargılayanları gördükçe içten içe onlarla dalga geçmekten alı koyamazsın kendini. Bir bilseler neler kaçırdıklarını! Hele de filmleri kitaplara tercih edenler…

Okuduğun her kitapta yeni bir karaktere bürünürsün. Bazıları farkında olmasa da herkes okuduğu kitap kadar hayat yaşar. Geriye bakıp düşündüğümde bu kadar olgun olmamı buna bağlıyorum. Sonuçta ben sadece ben olmadım ki, Harry Potter’ı okurken bir büyücüydüm, Şimşek Hırsızı’nı okurken mitolojik bir tanrı, Ateş Böceği Yolu’nu okurken bir dost, Alacakaranlık’ı okurken vampir, Açlık Oyunları’nı okurken savaşçı bir abla, Göçebe’yi okurken gezegen gezegen dolanan bir ruh… 

Yinede bunların hiç biri yarın sabah okula gidecek olduğun gerçeğini değiştirmiyor değil mi? İçinde çırpınan kaçıp gitme arzusunu… Görme, keşfetme, tatma, öğrenme merakını.

“Bir gün gerçekleşeceğine inan” demeyeceğim, eğer bunu söylersem yalan söylemiş olurum. “Azmet” diyeceğim, çünkü azim olmadan inanç hiçbir işe yaramıyor. Atalarımızın dediği gibi “ Lafla peynir gemisi yürümüyor”, bu yüzden bir hayalin varsa azmet. Bu uğurda bütün hayatının geçeceğini bilsen bile bunu yap. 

İnsan hayatının son raddesine geldiğinde hayallerini hatırlar ve arkasını dönüp bakar “ Ne kadar yol kat ettim?” diye sorar kendine. Gözlerini kapattığında elinde boş hayaller başka bir şey kalmasını istemiyorsan, azmet. Hayallerin orada ve gerçekleşmeyi bekliyorlar. “İyi ama…”lı cümleler kurulduğunda ise inanç devreye giriyor. Yani bütün bu “her şey “için sadece iki şeye ihtiyacın var; önce azim sonra inanç.

-Merve Sönmez

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kaçıp Gitsem mi Uzaklara?- Yazan: Merve SönmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin