İntihar

21 3 2
                                    

Boşluk...
Aşağı baktıkça gülüyorum,bugüne kadar ne kadar gereksiz şeylere üzülmüşüm hiç önemi olmayan şeylere oturup saatlerce ağladığımı hatırlıyorum .
Aşağı baktıkça bütün o acanılası hayatım gözlerimin önünden geçiyor tek bir adımımla herşeye son verebileceğimi biliyorum ama yapamıyorum sanki olduğum yere sabitlenmişim gibi ne ileri gidebiliyorum ne geri.
Sonra düşünüyorum onlar benim için yapar mıydı atar mıydı kendini aşağı yada kıyar mıydı kendine cevap koca bir "HAYIR".
Bunu hatırlayınca sevilmediğimi hatırlayıp yine atlayacak oluyorum ama birşey tutuyor ,bana atlama diyor kimseye hiçbirşeye değmez diyor ama o bilmiyor ki benim acımı hissettiğimi hissetmiyor o bilmiyor ki senin,annenin senin ona en ihtiyacın olduğu zamanda ablanla beraber trafik kazasında öldüğünü ve onu sevmeyen babası ve abisi ile kaldığını.O bilmiyor ki bundan sonraki hayatının kaos olacağını.
Hoşçakal Dünya
Hoşçakal Yaşam
beni bekle anne,abla yanınıza geliyorum...

İnsan beyni öldükten sonra yedi dakika aktif kalırmış ve ben şuanda büyük ihtimalle o yedi dakikadayım sadece yedi dakika ama eğer o yedi dakika içinde gerekli müdahale yapılırsa kişi hayata geri dönebilirmiş şuan herkes koşturuyor etrafta siren sesleri duyuyorum ama takmıyorum altı dakikam kaldı şuan ambulantayız ve şansıma en yakın hastane buradan iki dakika son dört dakika hastanedeyiz elektrik Şok'u veriyorlar söylediklerine göre bir çeşit transa girmişim bilincim yerine geliyormuş oysa son iki son dakikam kalmıştı kurtuluyordum herkesten ,herşeyden söyledikleri gibi bilincim yerine geldi.

Gözlerimi açmamla klasik hastane kokusu burnuma doldu yanı başımda bir biip biip aleti doktorlar içeri girdiğinde konuşmaya çalıştım ama boğazım ağrıyordu doktorlar hemen yanıma geldiler ağrımın olup olmadığını sordular yok dedim istediğim zaman çıkabileciğimi söyleyerek odadan ayrıldılar polisler gelmeden çıkmak istediğim için hemen harakete geçtim.

Dışarıda hava soğuktu insanlar bana garip garip bakıyorlardı herzamanki gibi kafamda yara vardı ve havaya meydan okuyan bir şekilde beyaz bir elbise giymiştim altımdada siyah converselerim peki şimdi ne yapacaktım umutsuz sokaklarda somurtkan insanlarla duygusuzlarla eve gidemezdim 18 yaşımı doldurmadığım için kendim de yaşayamazdım o baba demem gereken adı gereksizden her ne kadar nefret etsemde her seferinde kendimi onun yanında buluyordum şimdi olacağı gibi .

Yaklaşık bir haftadır hastanede yatıyordum ama Berker'e arayıp sormamıştı öyleki ölsem haberi olmayacak abimi az çok severdim ama o Ada'm her şeyi bu güne kadar mahvetmişti ve bence annem ve ablamın ölüm sebebi oydu trafik kazası onun suçuydu eğer o her zamanki gibi kafasının dikine gitmeyip annemi dinleyip frenleri tamir ettirseydi o kavşaktan dönerken frenler tutacak ve onlar uçurumdan aşağı yuvarlanmayacaktı buna rağmen ölüm haberi geldikten sonra yüzünde en ufak bir pişmanlık görememiştim duygusuzun.

Size kendimi tanıtmadım adım Gizem soyadımı ,doğumgünümü bilmenize gerek yok 16 yaşındayım sarı saçlı mavi gözlüyüm ama o aptal sarışınlardan değilim en sevdiğim kişi olan dedem ben 2.sınıfa giderken öldü o günden beri mutlu değilim fakat herkese gülümsüyorum.

Şimdi ne mi yapıyorum sonumu değiştirecek olan eve doğru yürüyorum...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 29, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin